Winner'dan Looser'a yolculuk

A -
A +
Winner; hep kazanmaya meyilli, kaybederken bile kazanmayı denediği için kaybedenlere söylenen İngilizce bir sözcük...Looser ise; ne yaparsa yapsın sonunda mutlaka kaybedenler için kullanan, kazandığında bile bir şeyler kaybetmiş olanlar için aynı dilde kullanılan bin sözcük...
İşte yeni Galatasaray...
Maç konuşması yapabilmek uğruna yıkılıp yeniden yapılmaya çalışılan bir gelecek...
Büyük bir derbi öncesi 'yıktığı' hocası haftalardır evine gidememişken, o geceyi Nişantaşı'nda bir 'cafe' de geçirir miydi?..
Sonra onu taksisine almayı reddedecek kaç İstanbul şoförü bulabilirdiniz acaba?
Oysa büyük umutlarla getirdiği hocası, arabası ve şoförü olmadan taksi bekliyordu bir cafe çıkışında takım Florya'da kendini maça konsantre etmeye çalışırken...
İşte Galatasaray'ın neden kaybettiğinin sırrı...
İşte kaybettiği an... 
Alçak eşekle öksüz oğlan...
Alçak eşek binmeye
Öksüz oğlan dövmeye 
Yarar...
Diye bir Anadolu sözü vardır...
Maç konuşması yapıp maça gelmeyen bir başkan ile maç gecesi stres atmaya giden bir teknik direktör...
Kim 'alçak eşek' ve kim 'öksüz oğlan' hangisine binip, hangisini döveceksiniz, ona siz karar verin...
Son maçını bir önceki hocasıyla oynamış ve bir aydır saha nedir onu bile görememiş bir oyuncusunu maçın dibi geldiğinde ve takım bittiğinde oyuna alıyorsa bir teknik direktör; bu ya futbolu bilmemektir, ya da Engin'i bitirmektir...
Avrupa deplasmanında güvendiği bir sol beki iç sahada kullanmaktan imtina etmek nasıl bir futbol görüşüdür?
Aydın'ı orada kullanıp, burada es geçmek nasıl bir buluştur...
Yenildiği her Kadıköy maçında rakip kaleye gidip rakibini sahasında tehdit etmekten çekinmeyen bir takımı, nasıl olup d rakip kalecinin bir kere; o da penaltıda ve 'yalandan' yere yatıp formasını bile terletmeden içeri gönderen bir takım haline dönüştürmek nasıl bir futbol felsefesidir?..
'Winner' bir takımı, rakipleri bile organize olsa; bu kadar çabuk ve kolay 'looser' bir takıma dönüştüremezdi... 

POST-İT: 
Bir hocanın orta yerde gelip bir takımı 'tarumar' etmesinin tipik örneği ELEMANCİNİ'dir...
Bir hocanın orta yerde gelip bir takımı 'abat' etmesinin tipik örneği ise ŞİFO MEHMET'TİR...
Ünal Aysal ve İlhan Cavcav'ı siz değerlendirin lütfen... 

S-ÖZ:  
İyi bir başkan koyunu kırpar ve yününden faydalanır...
Kötü başkan koyunun derisin yüzer ve işi batırır... 

İKİ SORU: Kadıköy dönüşü Bülent Tulun otobüsün neresinde oturuyordu? Derbi sonrası bir bahane bulunup acaba Beşiktaş'a yeni bir ceza çıkar mı? 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.