Yangın halinde kırınız!..

A -
A +

G.Saray'la F.Bahçe haysiyetli ve şahsiyetli bir lig söz konusuysa düğümü Kadıköy'de çözemezler. Oradaki her türlü sonuç sadece avantaj anlamına gelir. Ancak hepimiz biliyoruz ki, oradan çıkan sonuç ligin sonucu olacak ve lig cumartesi akşamı 20.45'te Kadıköy'de sona erecektir. Maçın öncesinde ve kenarında stratejik önlemler alınamayacağına göre, F.Bahçe iç mekan avantajını kullanıp G.Saray'ı yener diye düşünüyorum. Rakibinin sinirlerini bozmayı maç öncesinden başlayarak maçın hemen berisine ve hatta maçın içine taşımak, onların çok iyi yaptığı stratejik hamlelerdir ve bu deneyimlerini katlayarak kullanıp maçla birlikte ligi de alacaklardır. Adnan Polat'lı yeni dönemle üzerindeki ölü toprağını atan ve bir anda ayağa kalkan G.Saray, sahanın içinde vereceği mücadelenin dışında, sahanın dışını daha beter bir mücadeleyle kazanmak zorundadır. Örneğin birkaç G.Saraylı yönetici gelecek seyirciyle ilgilenmeli, gerekirse onlara nezaret etmelidir. Soyunma odası koridorlarında ve sahanın görünmeyen noktalarında F.Bahçe'nin kendi standartlarını değil, Futbol Federasyonu'nun standartlarını kullandırmalıdır. Oraları halledemeden maça başlamamalıdırlar. Gerekirse bu konularda görüntü elde edebilme yollarını da bulmalı ve zorlamalıdırlar. F.Bahçe'nin, G.Saray'ın yeni yapılanmasıyla boş bulduğu meydanda oynattığı at artık ele geçirilmiş ve "yılkı atı" olmaktan çoktan çıkarılmıştır. Mesela Şekip Mosturoğlu artık devre dışıdır. Federasyon'da önemli bir görevdeyken F.Bahçe'ye gizliden verdiği servisle çok faydalar sağlamıştı ama işe hafiften adalet karışıverince Kadıköy'deki maç oluverdi, "Serengeti'de safari." Maç öncesinde sinirleri oynatmak için yapılacak "bilimsel ve akademik çalışmalar" maç içinde de sürecek. Mesela Nobre'nin Denizli kalecisi Süleyman'a yaptığı gibi Mondragon'a değil, topa kafa atması gerektiğinin altı fena halde çizilmelidir. F.Bahçe ölmedi, sadece müşkül durumda. Tıpkı Yahya Kemal'in ünlü dizesindeki gibi: Ölmek değildir, ömrümüzün en feci işi, Müşkül budur ki, ölümden önce ölür kişi.. Takım otobüsüne ve koridorlara kamera kullanabilen birisini bindirmek, inanın Song'un oynayıp oynamayacağından daha önemlidir. Bunlar hep ayrıntı gibi görünür ama mükemmeli de ayrıntılar oluşturur. Rize maçında Emre Aşık'ın kulübede formasız oturması, Volkan'ın kolye problemi nedeniyle sahaya girişinin gecikmesi de ayrıntıdır mesela. G.Saray, rakibin her yolu mubah sayacağı bir mücadeleyi sadece iyi top oynayarak kazanacağını düşünürse ligi Kadıköy'de bırakır. Ama çok iyi biliyorum ki, benim bu düşündüklerimi Adnan Polat çoktan düşünmüş ve önlemleri almaya başlamıştır. S-ÖZ Hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır olamaz. (Bir F.Bahçe dostu) Bir Eiffel'i, bir de iğnecisi Fransa'nın Eiffel'i ve iğnecisi meşhurdur. Türkiye'de iğneci kalmamış gibi geçen hafta içinde iki kere "Fransa'ya iğne olmaya" giden bir yıldızınız varsa "takım" olamazsınız. Ünlü isimlerin yer aldığı bir ünlü takım olursunuz ama ünlü isimlerin oynadığı bir "ünlü futbol takımı" olamazsınız. Hafta içi Samandıra görmemiş birini birden bire takıma koyarsanız, Tuncay'ın ayakları da bir birine dolaşır, Semih de deparı korner bayrağına doğru atar. Akmerkez'de bir F.Bahçeli futbolcu aynen şu cümleyi kullandı: "Her gün Fransa'ya iğne olmaya giden bir adamla nasıl takım oluruz ki abi?..." Nasıl ki Yunus'a "Balık" demeye dilim varmıyorsa, nasıl ki Penguen'e "Kuş" demeye dilim varmıyorsa, Nicolas Anelka'ya da takım oyuncusu ve iyi futbolcu demeye dilim varmıyor. Unutma ey Fenerli... Uzun atlama yarışını kazanmak istiyorsan, 7 tane bir metre atlayan adam yerine, bir tane 7 metre atlayan adama ihtiyacın var... POST-İT G.Saray maçı beklenen ve sıradan bir galibiyet olmasın diye bu maçı Manisa'ya kaybettiğinizi biliyorum. Bize şampiyonluktan da önce G.Saray galibiyeti yeter. Avrupa'yı boş verin. Öncelik sıramız budur. Ancak bunu böyle dillendirmeyin. Şimdi Volkan Ballı ve Murat Kuş dışarı çıksın. Arkadaşlara moral vermek için ayaklarına iki tane sıktıracağım. (Sanal Manisa toplantısından) Komple teorilerim!.. (Komplo değil, komple... Bilerek böyle yazdım. Teorilerim çok düşünülmüş mükellef ve mükemmel teorilerdir.) Biiir: Aslında G.Saray paraları çoktan ödemiş. Hatta fazla fazla ödemiş. Parasızlık edebiyatı F.Bahçe'nin konsantrasyon kaybı için oynanan bir oyunmuş!.. İkiii: F.Bahçe mahsus 5 yemiş Manisa'dan. G.Saray'ı yenmek için bir önceki maçın "mutlak felaket" olması gerekiyormuş. Şimdi derbide görün onlarıymış. Üüüç: Anelka kendini derbiye saklamış!.. Dööört: Kendi kayıp yapınca, G.Saray da ne yapar eder mutlaka bir kayıp yapar diye bilindiğinden, Rize'ye kıyak olsun diye Fener Manisa'ya yenilmiş!.. Beeeş: Fener her gol yediğinde maçı Florya'da izleyen G.Saraylı futbolcular, "şimdi yandık bunlar bizi yine yenecek" diye yıkılmış!.. Altııı: F.Bahçe'nin aklı aslında Denizlispor'la oynayacağı kupa rövanşındaymış!.. Biri bi gün bi yerde... Sözlerim özel ve günceldir. Ben hepsini çok aktüel bir yerlere oturttum. Bazıları birilerini kızdırabilir ama düşündürmesi bana yeter. * İşte at üstünde gidiyorlar. Kim gidiyor ki? Kibir ve cehalet. Bırak gitsinler, zamanı gelince küfür ve ayıp arkalarından yetişir. (Goethe) * Kibir ve gurur, hezimetten önce gelir. (Japon atasözü) * Kibir koltuk değneği gibidir. İnsanı yükseltebilir ama boyunu uzatamaz. (Montaigne) * Zayıf olanın tek silahı güçlü olduğunu zannedenlerin yanlışlarıdır. (Georges Bidault) * Bu dünyada gerçek anlamda ilerleyebilen kişiler, istedikleri ortamı bulunca ilerleyenler değildir. O ortamı, kollarını sıvayıp oluşturabilen kişilerdir. (Bernard Shaw) * Yerinde sayanlar, yürüyenlerden daha çok gürültü çıkarırlar. (Cenap Şahabettin) * Tavşan tilkiden daha hızlı koşar. Çünkü tilki yiyeceği için, tavşan hayatı için koşmaktadır. (Sang H.Kim) * Yarışı kazananlar hep yavaş ama devamlı gidenler olur. (Eusopus) * Esas, kaybedecek hiçbir şeyi olmayandan kork. (H.Jackson Brown) Sonuncu sözü lütfen iki kere ve yüksek sesle okuyun. * Her rüzgârda sallanacak olursan; dağ kadar da olsan, bir ota değmezsin. (Mevlana Celaleddin-i Rumi) Manisa'yı yenip G.Saray'a yenilmek İKİNCİLİK, Manisa'ya yenilip G.Saray'ı yenmek ŞAMPİYONLUK demektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.