Türkiye Futbol Ligi'nde ortalık her hafta yeniden birbirine giriyor. Aslında normal olan bir anlık sinirle kontrolü kaybedip kavga eder bulmanızdır kendinizi. İnsanlığın genel teamülü budur. Ancak bizde bunun tam tersi oluyor. Biz anlık barışlar yaşıyoruz. Genelimiz, acımasız bir yarışı kazanmak için birbirini inciltmekten çekinmeyen ve kendini bir anda kaybedip barış yaşayan koskocaman kıllı adamların savaşı oluyor. Bilim kurgulardan birinde, geleceğin gladyatörlerinin bir sanal yarışı vardı. Binlerce seyirci galeyana gelir ve patenle tur atanlardan, her turu sonuncu bitiren öldürülürdü. Ona döndük galiba... Rollerball diye bir başka bilim kurguda da öne geçmek için öldürmek serbestti. Yahu bu bir temaşa. Bir eğlence. Bunun içindeki barışı göstermelik yaparsanız, sonunda bindiğiniz dalı kesip düşeceksiniz de haberiniz yok. Bütün birimler kendine gelmezse ve bu işi lütfenle falan çözemeyeceğini anlamazsa futbol seyircisiz kalacak. Colosseumlara binlerce insan kan görmek için gelirdi. Oraya kimse gelmese gladyatörler niye birbirini öldürsün ki? Galiba o döneme geri dönüyoruz. G.Saray, Beşiktaş'ın otobüsünün camını kırıyor. Mecidiyeköy'e gelen F.Bahçeli, arabanın aynasını tekmeliyor. Bu kadarının olabildiğine yine şükür. Geçin bakalım bir başka renk atkıyla Beşiktaş çarşısından. Ya da Kızıltoprak'tan kırmızı bir şey giyerek yürüyün bakalım Koşuyolu'na doğru. Başta söylediğim o anlık barışlardan bile bulamazsınız. Galiba ne kıl kaldı ne akıl... Ağlama Daum Türkiye'nin Avrupa futbolunda kaybolan itibarında en önemli parça sensin. Sana Avrupa'da yapılanı, senin takımın Türkiye'nin her takımına iki yıldır yapıyor. Anadolu takımları için üç büyükler ne ise nasıl kayırılıyorsa, senin takımın herkese karşı ve seni takip edene karşı öyle kayrılıyor. Avrupalı da sana karşı kayrılıyor. Demek ki, hakemler manipülasyon yapabiliyormuş. Orada yapılıyorsa burada niye olmasın!.. Tahkimin tahakkümü!. G.Saray Başkanı Canaydın, geçen hafta içinde yaptığı açıklamada kimsenin karşı çıkmadığı bir konuda feryadını dile getirdi. Kimse yanlış demedi. Sadece, "Zamanı doğru değil" dedi. Peki ne zaman yapacaktı?.. Özhan Canaydın, Beşiktaş maçından "Önce" yapmasaydı diyenler, aslında Ankara'da aleyhine verilen penaltı ve Kadıköy'de rakibinin aleyhine verilmeyen penaltıdan "Sonra" yaptığını görmezden geldiler. "Önce" değil, "Sonra" yaptı. Aslında Beşiktaş, G.Saray'ın başlarken ve maç içinde ortaya koyduğu onca yanlışa rağmen G.Saray'ı yenemedi. Hatayı oralarda aramak lazım. Ayrıca Hasan Şaş'ın yani son günlerde benim taktığım takma adıyla "Haşhaş"ın, 80 metreden küfürünü duyup icazet verenlerin, Semih'in küfürünün aslında edilmediğini ve gözlemcinin gözüne katarakt indiğini iddia etmesiyle, Canaydın konuşmakta geç bile kaldı. Zaten bu nedenle değil mi, tahakkümün ve Federasyonun çöküşü. Gerets'e orta, Sabri'ye sade!. Şu Sabri gelişmesi çoktan durmuş bir genç oldu çıktı. Sadece çırpınıyor oyunda. Kimlik ve kişilik formatının gelişmesiyle birlikte fiziki yetenekleri de durdu. Çocuk maçın içinde bir "Sokak çocuğu" gibi didişip duruyor. Ondan artık sağlıklı ortalar beklemek çok zor. Topu "Uçurmadan kesmeyi" en kısa zamanda öğrenmesi gerek. Bunu en kısa zamanda gidermezse yavaş yavaş sıradan bir takıma, oradan da İkinci Lig'e gidip kaybolacak. Bir kedisi bile yok!.Şu yayıncı kuruluşa takmış vaziyetteyim. Tarafsızlığı kimseye bırakmadan taraf tutan, ama habire taraf tutmadığını deklare eden böyle bir anlayış olamaz. İnsaf kardeşim!.. Şu kanalda 2 yıldır bir tane mi G.Saraylı kimliğini bir şekilde taşımış bir yorumcu bulamıyorsunuz? G.Saray Ankara'da oynuyor, yorumcu Feyyaz kardeşim. En ortadan sayılabilecek Ümit Kayıhan'ı da zaten baş göz etmek üzeresiniz. Programlarınız, görüntü tasarruflarınız, program konuklarınız ve maç yorumcularınız ile hala tarafsızız diyebilir misiniz? 16 stadın her şeyini yakalamaya programlısınız. Ama Kadıköy'de refleksleriniz neden tersine çalışıyor? Bunu ben uydurmuyorum, içinizdeki "Müştekiler" anlatıyor. Lütfen!. Hakemlerin teftişe gelmiş müfettiş tavrı birden bire "Tecrübeli sınıf hocası" yumuşaklığına dönüverdi. Onlar mı yumuşadı bilmiyorum ama, bir tavır değişikliği hissediyorum. Belki biraz da özgüven geldi. Gerçi F.Bahçe hariç her takıma eşit dağıtılan hatalara bile razıyız. Hiç olmazsa eyyam bile güler yüzle yapılıyor artık. S-ÖZ Bir hoca ki, deplasmanda 10 kişi kalıp galibiyet ışığını yanık tutuyorsa (Rıza Çalımbay), bir hakem ki, kırmızı gören takımın deplasmanda 3-2 galip geldiği maçtan hatasız çıkıyorsa (Mustafa Çulcu), heykelleri dikilip önleri açılmalıdır. (Ümit Aktan) Yarı cahil!. Derbi maçında oyuncu değişikliği meselesine herkes, tabii ki Beşiktaş galibiyetinden Fener'e medet umanlar da dahil, hakem aleyhinde yorum getirdi. Ben de merak ettim araştırdım. Canlı yayında Cüneyt Çakır için, "FIFA hakemi değil" yorumunu yapan Erman, aslında bu konuyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını bir kez daha gösterdi. Cüneyt Çakır, ekim sonunda FIFA hakemi oldu. Şu anda FIFA hakemi ve maç alabilir. Sadece kokartını takma töreni yapılmadı. O maçın yardımcı hakemi Alpaslan Dedeş üst düzeyde bir tenis hocasıdır. Bahattin Duran üst seviyede bir endüstri mühendisidir. Hakemliğin demone toruklarında dolaşan yorumcuların çoğu ve Erman ise hormonlu tavuktan öteye geçemedi daha. Saha kenarında Mehmet Ekşi'nin, Youla'yı hazırlamadan kağıdı saha komiserine götürmesi bir hatadır ve bu görmezden geliniyor. Aslında değişiklik kağıdını 4. hakeme vermesi gerekirdi. O yanlış yere verdi ve oyuncusunu teçhizat kontrolü için orada hazır bulundurmadı. İkinci gol öncesi alel acele ve koşturarak maça başlayan takımın hocasıdır şikayetçi olan. "Değişiklik istiyorum" diyen Tigana'nın bir altındaki Mehmet Ekşi, listeyi yanlış yere vermiş, doğru yere verdiğinde de futbolcusunu hazır tutamamıştır. Tigana FIFA'ya şikayet edecekmiş. Blatter de bir basın toplantısı yapar ve bizi kınar arkadan. Nasılsa alıştılar. Burası Afganistan ya... POST-İT ALT KİMLİK; çaktırmadan ayak bileğine burunla tekme, ÜST KİMLİK; alnının çatısına atılan bir kafa ile kafa mı demektir. Dudağına silikon taktıran bir bayan ÜST KİMLİĞİNİ; kalçadan selülit aldıran bir başka bayan da ALT KİMLİĞİNİ mi değiştirdi demektir? Biri bana söylesin lütfen. (Ümit Aktan) > Akıl dediğin bir kıl... Kılı çekersin, ne akıl kalır ne kıl. Kıllı adamların oyunu bizde akıl bırakmayacak gibi. * Size ilginç bir not vereyim. Bu hafta 1 dakikada iki gol yemeyi başaran iki takım birbiriyle karşılaşacak!..