Yedi dönüme sığmayan adam...

A -
A +

Bu oyunun oynandığı alan 68'e 105 veya 70'e 100 gibi bir ortalamadır.Yani 7 dönümdür...

Burak Yılmaz da bu alana sığmıyor...
Aslında maç Eduardo'nun G.Saray'la maçı varmış gibi başladı. 
İlk 15 dakikanın görüntüsü: Gol de yok, Selçuk da haftaya yok. 
Ama hâlâ sıkıntı ihtimali varmış gibi görünmüyor. 
Maçın 4'te 1'i geçerken Drogba, "içine Henry kaçmış" adama asisti yapıyor ve gol makinesi, sıkmasız ve durulamasız çamaşırı ipe asıyor. 
Golüne değil ama oyununa bakarsak Burak'a artık 70'e 105 civarındaki sahalar dar gelmeye başladı diyebiliriz.
Macarmış, Belediyeymiş, Schalkeymiş hiç farketmiyor. O hep atıyor. 
Drogba markalı bir asist daha geliyor ve bir tane daha atıyor. 
Kudurmuş gibi tamamlıyor ilk yarıyı Galatasaray.
İkinci yarıda hafiften rölanti durumu var ve işin tiyatro kısmı oyunun kalitesinden daha fazla öne çıkıyor. Maçı alıp götüren G.Saray, gün geçtikçe belli ki fena halde olgunlaşıyor.
Real Madrid maçı öncesi önemli bir çift kale yapıldı diyebiliriz. 
Ama aynı oyunu Burak'ın sırtında Pepe, Drogba'nın sırtında da Sergio Ramos'la düşünmeliyiz. 
Efe'nin yerine Mesut Özil'i, Doka'nın yerine de Cristiano Ronaldo'yu koyarsak, başka bir şey oynamamız gerekir. 
Dolayısıyla çarşamba gecesi Madrid'de bu oyundan çok daha fazlasına ihtiyacı var Galatasaray'ın. 
Son olarak sözüm Fatih Hoca'ya...
Bu inanılmaz zor oyuncu grubunu muhteşem bir şekilde sevk ve idare eden Terim'i, 40 yıldır kutlamaktan ben bıktım...
Ama o bıkmıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.