Yenemezsek okumayın

A -
A +

------------------ En zor işlerden biri yine başa düştü. Naci müdüre rica ettim ama yine bir şey değişmedi. Bu akşam çok önemli bir maç var ve ben spora ayrılan sayfaların önemli bir miktarını bu maçtan söz edemeyerek geçirmek zorundayım. Şike soruşturması yazmak ise hiç içimden gelmiyor artık. ------------------ Sayfanın diğer kısımlarında bir galibiyet haberi ve yorumları okuyorsanız ne mutlu bize.. "Anti Hiddinkci" ve ona hiç inanmayan biri olarak bundan kazanmış olacağı payı asla içime sindiremeyeceğim. Bir yenilgi başlığı ve eleştiri yorumları yer alıyorsa o zaman kenarda köşede Hiddink"in suçu Türk mantığına, eksik futbolculara ve son iki ayın kaos ortamına bağlayacağı durumu ortaya çıkmıştır ki; ben yemem.. Bir beraberlik durumunda, Azerbaycan-Kazakistan sonucuna göre elde kağıt kalem hesaplar yapılıyor olmalı.. En iyi ikinci olabilir miyiz, ya da ikincilerin oynayacağı maçlardan çıkabilir miyiz?.. Hatta "son maç olduğundan dolayı" Almanya'yı yenebileceğimiz bile konuşuluyor olmalı.. Hocamız bir Türk ise "hemen gitmeli" deriz.. Hocamız yabancı ise "daha umut var" deriz.. Onu çalıştırdığı takımı sahasında yenen adamın ceketini beğenmedik ve "gitsin" dedik.. Onun onda birini alan adamın parasına Meclis soruşturması istediğimizde o evinde ayağını uzatmış puro içerken, bizimki 14 kişiyle üçüncülük maçındaydı. Sonra ona Meclis soruşturması açılan bedelin 10 mislini verip bir de yalvardık "gel" diye.. Şenol Güneş değil miydi bu Avusturya'yı orada 1-0, burada 5-0 yenip Dünya Kupasına giden? Ama ceketi kötüymüş.. Özetle.. Bugünkü maç hangi sonuçla bitmiş olursa olsun benim fikrim değişmeyecektir. Takımın tek Avrupalısı durumundaki Hiddink; bir yabancının bize yerleştirmesi gereken turnuva bilincini beceremediği ve başaramadığı fikrim değişmeyecektir. Üç gün önce Hollanda, San Marino'ya 11 tane attığında 90 dakikayı aynı "rakibe saygı" ve ciddiyetle oynadıysa, biz de San Marinolara ve Maltalara puan verebildiysek, Kazakistan maçıyla gördüm ki, Hiddink ile birlikte hiçbir şey değişmemiş. Azerbaycan"a yenilen hocaya ben güvenemem.. Çünkü.. Hâlâ oryantaliz.. Paraya resmini koymak... Şu anda Fenerbahçelilerin karmaşık duygu yoğunluğundan dolayı sağlıklı düşünemediğini, mevcut yönetiminin de burukluğu paraya çevirmenin yollarını denediğini üzülerek izliyorum. Tam iki ay kaybedip sonunda ciddi ve konuşmayan avukatlar aracılığıyla uluslararası platformda hakkını aramayı deniyor. Bence nafile çabalıyor. Ama "herkes bize düşman" kavramını paraya tahvil etmenin yolunu buldu ve kullanıyor. Bir sonraki aşamada Başkanın resmini 200 liralık banknotların üstüne koymayı denerlerse hiç şaşırmam. İhtimal bir referandumda da 25 milyon "evet" çıkar. Düşenin dostu olmazmış Juventus düştüğünde ülkemizde düşmeden yaşananların benzeri yaşanmış ve bir çok oyuncu takımdan ayrılmıştı. O zaman takımda kalacağını açıklayan Pavel Nedved (ki takımı için "Alex ne ise o da oydu" diyebiliriz) şunları söylemişti: "Eğer bir takım küme düşerse futbolcular gider, adamlar kalır." Bir de ben ekleyeyim Alber Camus'dan, eski bir kaleciden olsun ve topun kalleşliğini vurgulasın: "Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi." S-ÖZ "Livorno'yu eşimden daha çok sevdiğimi söylüyorlar. Bu kesinlikle yanlış. Eşimi de en az Livorno kadar seviyorum." (Cristiano Lucarelli) > Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin, bu kolaydır; ama dostun başarısına sevinebilmek... İşte bu sağlam bir karakter gerektirir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.