Yeni yılınız kutlu olsun...

Yılın son tam gününde havayı biraz yumuşatmak ve "sert futbol" duygusundan biraz uzaklaşmaktır dileğim. Hiç olmazsa bugün bütün bir yılın toz duman içindeki futbol ateşinden, yanıp kavrulan ve de kahrolan futbol tutkunlarından biraz uzaklaşmaktır niyetim. "Sevimli oyun" kavramını öne çıkarmak, futbol ailesinin gerginliğini en azından bu köşeyi okuyanların üstünden kaldırabilmek için "şakalaşmaktan" başka kaygım yoktur. Bu böyle biline... Rıza Çalımbay'a "kısıtlı Türkçe" ile saldıran, ağzından çıkanı kulağı duymayacak kadar bizden biri olmuş olan YOULA'nın bir an evvel Türk statüsüne geçmesini öneriyorum. Türk olup SELÇUK adını alsın. SELÇUK YOULA... Fena mı olur... Efsane geri dönmüş olur hiç olmazsa.. *** Harry Kewell giderse tribünler bir ağızdan söyleyebildiği tek şarkı olan "daddy cool" adlı Boney M fantezisinden mahrum kalabilir. Bu durumda acilen KADER KEİTA için bir şarkı üretmeleri lazım. Tavsiyem şudur: "BANA KADERİMİN BİR OYUNU MU BU?.." *** ARSEN WENGER artık ARSENAL ile simgeleşti. Adını ARSENAL WENGER olarak değiştirebilir. Zaten Premier Lig MANChester Cİty'yi MANCİNİ ile eşleştirmişti. Malum MAN U Manchester United'ın, MAN Cİ ise Manchester City'nin kısaltmasıdır. Geriye bir tek ALEX FERGUNİTED kalır!.. Bu durumda BOLTON için de MİCHAEL BOLTON veya ELTON JOHN önerilir. *** Yeni yarı sezonda veya Dünya Kupası'ndan itibaren teknik direktörlerin sevinç sırasında yardımcıları ile sarmaş dolaş olmalarına kısıtlama getirilmeli. Adamlar eşlerinden çok yardımcılarını "kucaklar" oldu... *** Alex Ferguson'un "aralıksız olarak tek takım çalıştırma" rekoru ile, yani Manchester United'ın başında 23. sezona hazırlanması haberleri ile, tersine rekor sahibi olan Trabzonspor'un ayni zaman diliminde 33. hoca ile çalışıyor olması haberlerine ve bu kıyaslamaya kısıtlama getirilmeli.. *** Hiç kimsenin atmadığı bir başlık buldum. İngilizcesi anlamı taşımadığı için "kelimeye takla attırmak" işinin kitabını yazmış olan İngilizler bunu kullanamıyor. Bizden birilerine tavsiye ederim... "Arsenal'ın gol FABREGAS'ı var..." *** Hakemlerin adalet için "kafa patlattığı" yeni yarım sezonda, hakemin kafasını patlatmanın "birim fiyatı" bir an önce belirlenmeli. 4 dikiş 20 bin TL... 6 dikiş 1 maç seyircisiz... 8 dikiş 2 maç seyircisiz... Kan çıkar ve 2 de pens atılırsa bir maç da tarafsız sahada maç... Dikişler teyelli ve aralıklı olursa Tahkim cezayı 1 maç indirebilir... Kafası patlatılan hakem eğer polisse ceza "polise fiziki müdahale" maddesinden arttırılabilir!.. *** Uyum sorunu kavramı gözden geçirilmelidir. Bundan en çok muzdarip olanlar İspanyollar oluyor. Aragones, Josico, Del Bosque, Güiza'ya yazık. Onları anlayamadık!.. Ama artık devir değişti ve Türk futbol tarihinde ilk defa bir TÜRK, TÜRKİYE'ye uyum sağlamak sorunu çekiyor. O kadar İspanyollaşmış ki; NİHAT KAHVECİ TÜRKİYE'ye uyum sorununu aşamıyor. S-ÖZ Canı yanan eşek, attan hızlı koşar... Canı yananlar için bir yeni yıl atasözü Avatar gözlüğü Aralık ayında 16 Türk hakemi Avrupa kupalarının en üst düzeyinde sahaya çıktı. Tam tekmil bir TÜRT takımı sahaya çıktı. Bu durumda biz spor basını olarak bir jargonu gözden geçirmek durumundayız. Hakemliği 50 yıl öncenin en büyük hakareti "haakeem efendiii..." diye bağıran üç-beş kendini bilmezden, bir gurubun birlikte haykırdığı "hakeme gözlük" sloganına da biz getirdik, oradan tartaklayıp kafasını patlatmak noktasına da biz getirdik. LUGANO, KEİTA, ERNST'e "hakem kart gösterdi" ile Cenk, Doğa, Makukula "kart gördü" diyerek ve "diye yazarak" yaptık bunu. Farkında olmadan, refleks olarak yazarak ve söyleyerek yaptık bunu. Birilerinin oyuncularına "kart gösterilir", ama birilerinin oyuncuları "kart görür" yaptık durumu. "Etken" ve "edilgen" durumu gözlüğüyle baktık onlara. Onları AVATAR gözlüğü ile inceledik ve yazdık hep... POST-İT Galatasaray'ın tarihi başarısının altında ter damlaları hâlâ duran oyuncular bir hata yaptı. Bazı Galatasaraylılara "kızmış ve gönül koymuş" olabilirler... Ama onları efsane yapan "Galatasaray'a" sitem etme hakları yoktur. Orası insanın "hooop bi dakkaaa" noktasıdır... Trabzonsporlu oyuncular Antalya kampına eşlerini istedi, veto yediler. Hiç oynamayan Yattara yurtdışına eşini istedi, veto yer mi?..