Yetmez, ama evet

A -
A +

Maçın başlamasıyla birlikte çok açık bir mesajı vardı rakibimizin: "Rakip kaleye niye gideyim ki?..." Bizim mektubumuz açıldığında ise "Bir tane bulursam canına okurum" yazıyordu. Orada "Gelemeden" yenmişlerdi bizi... Biz burada "Habire gelerek" yenebilecek miydik?. Şut attırmadan, son çizgiye indirmeden, araya oynatmadan ve ancak; asla efektif olamayacağımız bölgelerde pas yapma izni alabildiğimiz bir kör düğüşü oynuyor gibiydik. Kanatları unutmuşuz zaten... Mehmet Ekici bulunduğu yer itibariyle "Takımın beyni" konumunda ama belli ki bu maçın adamı değil... Tam oyuncu eksiltmişken frene basıyor ve tempoyu düşürüyor. Rakip savunma yine aynı sayıya yükseliyor. Hatta bir artabiliyor bile. Ekici rakibi İngiltere sanıyor herhalde. Geçmiş sadece "Kurusıkılarımız" ile yetinirken Selçuk"tan göbeğe ve Burak'tan müthiş bir zamanlama ile öne geçiverdik. Ama gol de, tam "Trabzon" işi... İkinci yarıda oyunu gevelemeyi ve "Kendine oynamayı" seven adamların bol olması sebebiyle ve Hiddink'in saçma sapan bir şablon değişikliğiyle, Volkan'ın dalga geçişiyle, "Uçurtmadan gol" yedik. Sonra Hiddink sapıttı ve "İçimizdeki İrlandalı" oluverdi. Artık maçı, üç puanı, Belçika'nın kayıp haberiyle de; umutları kazanmaya çalışıyoruz. Penaltı alıyoruz, onu bile atamıyoruz da ben sorup duruyorum niye penaltıcı "Bu konuda sabıkalı" Burak, diye... Burak yumruğa kafa soktuğunda ise "Tavırlı Fransız hakem üçlüsü ve tabii ki Platini'nin manevi çocukları" golümüzü yiyiveriyor açık açık... Sonuç... "Bu Azerbaycan ve Kazakistan'a 5 puan bırakmak üzereyken onu ipten alan Arda'nın sorumluluğu aldığı ve "Allah'ın şu bayram günü garibi sevindirdiği" hayati golle hayatta kalabilen Hiddink'in kendini tatmin edip çuvalla para kazandığı bu ülkenin bu takımı bir adım daha gidemez"...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.