Şimdi biliyorum ki, 'yalan' diyemeyecekler, 'yanlış' da diyemeyecekler ama 'niye bunları yazıyor şimdi durup dururken' diyecekler. Oysa fincancı katırlarını ürkütmek bizim işimiz... Onlar ister ki; yağmur yağınca ıslanan Antalya seyircisini kapalı yere çağıran Akhisarlı seyircileri yazalım, ama tekerlekli sandalyeleri kıranları yazmayalım. Oysa birisi 'köpeğin insanı ısırması' diğeri ise 'insanın köpeği ısırması' gibi haberdir. Biri olması gereken, diğeri ise olmaması gereken... Biri haberdir, diğeri ise büyük haber... Biz burada ve maalesef 'ayağımıza değil', tam tersine 'çenemize vurmuş' bir ligi oynamak ve parlatmakla yükümlüymüşüz gibi bir misyonla donatılmışız. Donattırılmışız... Transfer meselesinin 'acıklı bir durum' arz eden 'ara transfer' sendromu bu aralar fena halde çöktü başımıza. Kendisine 'level' atlatacak oyuncu ile 'tribün dırdırını' kesecek oyuncu arasında gidip gelen kulüplerimizi izlemekteyiz. 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkı' esas onların boynunda ilmek olmalıdır çünkü; her bir büyük devlet adamı karşısına çıkıp gerdan kırdıklarında ilk söylemleri hep şu olur: 'KDV ödeyemedik, vergi borçlarımızı silin, bize biraz daha kredi imkanı verin.' Yüzsüzlüğün doruk noktası yani... Son iki senede Avrupa'dan atılmış iki takımımız var ve bundan ne gocunuruz ne de utanırız. Belhanda, Diego, Sneijder, Kaka... İki takım Avrupa'dan atılmış, Milli Takım perişan, sahte fatura düzenlemek cabası, yarım sezonda 3 hakemi telef etmişiz, ne gam... Yaparız bir tören... Yaşasın Yıldırım Demirören... ---------- Son birkaç yıl içinde iki kez "FIFA Yılın Golü" bize nasip oldu. Stoch; Falcao ve Neymar gibi şöhretleri solladı. Tebrik... Tebrik ama; demek ki bizim çok güzel gollerin atıldığı ve çok kötü futbol oynanan bir ligimiz varmış... Çünkü dünyada hiçbir ülke özetini bile seyretmiyor. ---------- Bunu da gördük Ülkenin sicili kötü olduğunu ileri sürerek transfer reddine, teklif edilen parayı peşin vermezsek taksitlendirmeyi 'güven' sorunu nedeniyle bir kerede istemelerine de kavuştuk çok şükür!.. 'Biz UEFA kapılarında sürünmek istemiyoruz' diyor alenen, sıradan bir Fransız takımının başkanı.. Montpellier'nin tüm bütçesini sadece basket takımına harcayan bir kulüp başkanına söyleyebiliyor... Bunu Fenerbahçe için söylüyor... Oysa bunun başımıza gelmesine neden olanlar; şimdi Türk futbolunu yönetiyor! ----------- G.Saray'ın önceliği İnanın transfer değil... Kimseyi önermiyorum... Bu takım bu teknik ekiple en iyisini yapar da biz yetinir miyiz, orasını bilemem. Ancak Sayın Başkan Ünal Aysal ve Adnan Öztürk'ün ivedilikle el atması gereken şey, Galatasaray Televizyonunu özgürlüğüne kavuşturup, 'muhtariyetten tam bağımsızlığa' bir an önce geçirmek olmalıdır. Böylece Bahri Havadır kardeşimin eli rahatlayacak, önü açılacak ve bu çağın iletişim aracı olan 'tematik kanal' konsept olmaktan çıkıp, tüm ülkenin malı olacaktır. İnanın, bir oyuncunun maç başınasından da ucuza mal olacaktır. Bağımlı kalmak... Batıya açılan pencereye pek yakışmıyor... --------- S-ÖZ: (Şenol Güneş) "Eskiden açlar oynar, zenginler seyrederdi. Şimdi zenginler oynuyor, açlar seyrediyor." ----------- Falcao'nun golü 121 ülkede, Neymar'ın golü 26 ülkede canlı seyredilmiş. Birinciliği kazanan bizimkinden ise biz gönderince haberleri olmuş.