Hazırlayan: Uzm. Dr. S. Hilmi ÖZKIRIŞ
İç Hastalıkları Uzmanı
ALERJİDE TEŞHİS ÇOK YÖNLÜDÜR
Alerjik rinit teşhisinde sorgulama çok önemlidir. Hastanın yaşı, hangi ortamlarda şikayetlerin arttığı, daha önce hangi ilaçları kullandığı ve özellikle ailesinde alerjisi olan başka kimse olup olmadığı (genetiktir) mutlaka sorulmalıdır. Ayrıca kulak burun boğaz hastalıkları yönünden de araştırma yapılmalıdır.
HUZURLU BİR ÖMÜR İÇİN
Tedavisi sabır isteyen alerjik rinit; polen gibi alerji yapıcılardan korunma, ilaç ve aşı yöntemleriyle iyileştirilebilir. Ancak ömür boyu kendine bakmak şartıyla...
NEDEN AŞI?
Aşı tedavisi, yeni alerjilerin gelişmesini önlediği gibi, çocuklarda astım riskini de azaltıyor. Ayrıca aşı sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettirir.
Kıymetli okuyucularımız, geçen hafta başladığımız "bahar alerjisi" konusunu tedavi ve korunma yollarıyla noktalıyoruz...
Alerjik rinit (saman nezlesi, alerjik nezle ya da bahar nezlesi) tedavisinde temel metot, tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenden korunmaktır. Alerji teşhisi kesinleştirildikten sonra uygun tedaviye başlanır. Tedavi 3 aşamadan oluşur.
- Alerjenlerle temasın kesilmesi,
- İlaç tedavisi
- Hiposensibilizasyon (aşı tedavisi)
İLACA 2 HAFTA ÖNCE BAŞLAYIN
Polen alerjisi olanların alerji yapan maddelerden uzak durarak korunma yollarına harfiyen uymaları gerekir. Hekim tavsiyesi ile alerjiye yol açan polenin etkisini en aza indirgeyecek ilaçlar alınmalıdır. Alerjik rinit tedavisinde en çok uygulanan seçenek, ilaç tedavisidir. Burada unutulmaması gereken, ilaçların kullanıldığı sürece, şikayetler üzerinde etkili olacağıdır. İlaç tedavisi kesildiğinde, alerji belirtileri kısa sürede tekrarlar. Alerjik rinit olanlar, alerji mevsimi başlamadan en az 2 hafta önce ilaç kullanmaya başlamalıdırlar. Alerjik rinit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, uyku basması, ağırlık çökmesi, konsantrasyon güçlüğü gibi yan etkilere sahip olup günümüzde en sık kullanılan ilaçlar, antihistaminikler ve steroid ihtiva eden burun spreyleridir.
AŞI TEDAVİSİ NE ZAMAN GEREKİR?
Aşı tedavisi ise, sebebe yönelik bir tedavidir. Eğer alerjik şikâyetler ilaçlarla geçmiyorsa ve giderek artıyorsa aşı tedavisi (immunoterapi) uygulanır. Bu aşıların içinde alerjiye sebep olan alerjenler vardır. Çok az miktarlardan başlanarak giderek artırılan dozlar aşı ile vücuda verilir. Bu alerjenlere karşı vücudun bağışık hale gelmesi sağlanır. Bu enjeksiyonlarla vücutta alerjiyi bloke edici antikorlar oluşturarak alerjenler engellenir. Ancak aşı tedavisi öncesinde alerji testleri yapılıp, kişinin şikayetlerin sebep olan alerjen ya da alerjenler ile tedaviye başlanması doğru olur. Bu tedavi yöntemiyle, alerjik belirtilere yol açan maddeler giderek artan dozlarda uygulanarak, kişinin söz konusu alerjene karşı bağışıklığının sağlanması amaçlanır.
AŞI, ASTIMIN DA ÖNÜNÜ KESİYOR
Aşı tedavisi ve enjeksiyonlar önce haftada bir, sonra da idame dozuna ulaşıldıktan sonra ayda bir yapılır. Aşı tedavisi, alerji şikayetleri üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren bir tedavi yöntemidir.
Yapılan araştırmalar, aşı tedavisinin yeni alerjilerin gelişmesini önleyebileceğini, çocuklarda astım gelişme riskini azaltabileceğini göstermiştir. Son yıllarda aşı tedavisi, ağızdan verilen damlalar yoluyla da uygulanmaktadır. Aşı tedavisi 4-5 yıl sürer.
Polenlerden korunma yolları
* Mümkün mertebe polenlerin en fazla uçuştuğu sabah erken ve akşam saatlerinde açık havaya çıkılmamalıdır. Ağız ve burnu kapatan maskelerle çıkılabilir.
* Polen zamanı açık havada özellikle sabahları spor yapılmamalı.
* Saçlar tozu tuttuğundan her akşam saçlar yıkanıp duş alınmalıdır. Böylece üzerimizdeki tozlardan arınabiliriz.
* Çocuklar sokaktan geldiği zaman üstleri hemen değiştirilmelidir.
* Polen mevsiminde arabada giderken pencereler kapalı tutulmalıdır.
* Hava değişimi için polen filtreli klima kullanılmalıdır.
* Polen zamanı evde kapı ve pencereler iyece kapatılmalı. Evde ve ofiste klima filtreleri sık sık değiştirilmeli. Böylece dışarıdan gelebilecek olan tozlar önlenmiş olur.
* Tatil için deniz kenarları tercih edilmeli.
* Dışarıda gözlük kullanılmalı.
* Gözlükler her gün akar suyun altında yıkanmalıdır.
* Günlük kıyafetler yatak odasında çıkarılmamalıdır.
* Çim biçmekten kaçınılmalı ya da maske takıp yapılmalıdır.
* Burnun dış kısmına ve göz çevresine çok ince bir tabaka şeklinde vazelin sürülerek polenlerin vazeline yapışması sağlanarak girişleri engellenmelidir.
* Polen mevsiminde giysiler açık havada kurutulmamalı.
ALERJİK RİNİTTEN MUZDARİP OLAN NELERE DİKKAT ETMELİ?
* Sigara içmemeli ve bulunduğu ortamda da başkalarına içirtmemeli
* Polenli ve tozlu ortamda bulunmamalı
* Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine sebep olabileceğinden, evde hava nemlendiricisi kullanılmalıdır
* Klimalarda kullanılan filtreleri her ay değiştirin, alerjenleri tutan özel filtreler alın. Hava değişimini içeride bulunan havayı kullanarak temizleyen, dışarıdaki havayı kullanmayan özel klimaları tercih edin
* Beden temizliğine dikkat edilmeli
* Yatmadan önce duş almak, saçları yıkamak son derece yararlıdır
* Evlerde tüylü hayvan beslemekten ve bitki yetiştirmekten kaçınılmalı
* Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanlar kullanılmalı
* Toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyaları kullanılmamalı
OKUYUCUYA CEVAPLAR
Çocuğun ideal kilo formülü= Yaş x 2+8
> Yusuf Diren / MARDİN
* Kızım 5 yaşında, 12 kilo. Yemek seçiyor, hiçbir meyveyi yemiyor, çok iştahsız, ne yapmalıyız? Öksürüğü de var.
CEVAP: Yusuf Bey, kızınız yaşına göre zayıf, kızınızın kilosu yaş x 2 + 8 = formülüne göre 18 kg olması lazım. Sık sık tekrarlayan öksürüğü; üst veya alt solunum yollarında bir enfeksiyona, alt solunum yollarında spazma (aşırı kasılmasına) bağlı olabilir. Geniz eti ve astım da hem öksürüğe yol açabilir. Çok çabuk soğuk algınlığı veya gribe yakalanması da, vücut savunma sistemini zayıflığındandır. Kızınızı bir üniversite hastanesinin Çocuk Anabilim Dalı Enfeksiyon, Alerji, İmmünoloji bölümlerine muayeneye götürün. Orada yapılacak detaylı muayene ve tetkikler sonucu, kesin teşhis konarak kalıcı tedavi ile inşallah çok rahatlayacak, iştahı açılacak ve kilo alacaktır.
Bitkisel tedavi abartılmamalı
> Hasan Kocabey
* Basur tedavisinde bitkilerin yeri nedir?
CEVAP: Sayın Kocabey, Basur oluşumunun temelinde bağırsak alışkanlıklarının değişimi, uzun süren kabızlık, hareketsiz ve sakin hayat tarzı ile irsiyetin rolü vardır. Bir de bu tür durumlarda acıdan mümkün olduğu kadar kaçınmak gerek. Ayrıca liften zengin, posalı gıdalarla beslenmek, bol zeytinyağlı sebze yemekleri ile her çeşidinden ayrı ayrı mevsim meyveleri tüketmek yani kısacası bitkisel ağırlıklı beslenmek son derece faydalı olur. Bitki çayları da, kararında az miktarda bitki kökleri ve yaprakları faydalıdır, kullanılabilir. Ama günümüzde âdeta moda tarzı bu tür bitki kürleri kullanımı hem revaçta, hem de istismara açık bir alan ve konu. Tabiattaki her nimet kararında kullanıldığında şifadır. Aşırıya kaçmamak şartıyla ama.
Ayaktaki şişme tehlike sinyalidir
> Fatma Zehra
* Yaz-kış avuç içlerimde ve ayak tabanlarımda ateş ve yanma oluyor.
CEVAP: Fatma Hanım, yaşınızı, boy ve kilonuzu belirtmemişsiniz. Bahsettiğiniz özellikle ayak tabanlarındaki ateş, yanma, beraberinde de bazen bulunabilen uyuşma şeker hastalığı, kan yağları ve zararlı kolesterol LDL-kolesterol ile trigliserid yükseklikleri sonucu ve ayrıca sigaraya bağlı gelişmiş olan ateroskleroz dediğimiz damar sertliğinden olur. Kilolu kişilerde daha çok görülür. 100 mg aspirin ile rahatlamanız bu durumu teyit etmektedir. Sigara varsa bırakılmalı, kilo ideal seviyeye indirilmeli, hareketli olunmalı, hamur işi, tatlı ve çikolatadan uzak durulmalı, zeytinyağlı sebze yemekleri, bakliyat, salata, yeşillik, balık bol; kırmızı eti ise ayda 2-3 defa yemeli. Hekimin vereceği ilaçlarla birlikte gün aşırı B1, B6 vitamininden akşamları tok karnına alın. Hiçbir şeyiniz kalmayacak.
e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr
Adres: 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İST.