BEL FITIĞINI SAKIN İHMAL ETMEYİN!

A -
A +
BEL FITIĞINI SAKIN İHMAL ETMEYİN!HAREKET KABİLİYETİNİZİ BİTİREN HAYATI ZEHİR EDEN HASTALIK Bazı insanlar 120 kg kaldırdığında bile bir şey olmazken; bazıları da 5 kg kaldırdığında bel fıtığı olabilir. Düz röntgen filmleri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans (MR) teşhiste oldukça faydalıdır. > Vahide A. Yaşım 35, kilom 90, devamlı bel ağrısı çekiyorum. "Koltuğun hemen üstünde bir kemik varmış o kemik kambur olmuş ve bundan dolayı belin ve ayakların ağrıyor" diyorlar. Geceleri ağrıdan yatamıyorum. Tıp alanından ve doktorlardan maalesef bir çare bulamadım. Hekimlere ve eski geleneklere göre bu işi bilen bazı kişilere gittim, baktılar. Koltuk üstündeki kemiğin kamburlaştığını ve başının ete girmiş olduğunu söylediler. Bu kemiğin ovalanarak elle düzeltilebileceğini söylediler. Böyle bir şey olabilir mi ve tedavisi var mı? Varsa hangi bölüme gitmemi tavsiye edersiniz? Nasıl bir çözüm bulabiliriz? CEVAP: Kıymetli okuyucumuz, yaşınıza göre kilonuz oldukça fazla. Bel fıtığı ve kireçlenmenin en büyük sebeplerinin başında; fazla kilolara bağlı kemikler arasında kıkırdak yapıların dejenere olması, hasar görmesi, eklem içindeki kayganlaştırıcı sıvının azalarak yüzeylerin düzensizleşmesi ve incelmesi gelir. Tedavinin başlangıcını ve temelini; düzenli ve devamlı egzersiz ile sağlıklı ve dengeli beslenerek, perhiz yaparak mutlaka kilo vermek oluşturur. Bunlar yapılmadan sadece ilaç, çekme (traksiyon) ve ovma (masaj) tedavileriyle ameliyat, gerçek netice ve düzelmeyi vermez. Şikayetler tekrarladığı gibi hatta giderek artar ve kötüleşir. Maalesef ameliyat olan veya olamayan hastalara bu önemli konular, gereğince ve üzerinde sıkı sıkıya durularak anlatılmadığı için, çoğu hastamızda arzulanan yüz güldürücü neticeler alınamadığından, onlar da hekim dışı kişilere müracaat ederek sağlıklarını ciddi manada riske atmaktadırlar. Siz de bunun örneğisiniz. Mutlaka kilo vermelisiniz, ondan sonra ilaç, fizik tedavi, eğer onlara rağmen netice alınmazsa ameliyat yapmak gerekir. KIKIRDAK TAŞARSA FITIK OLUR Şimdi isterseniz, yine konumuzla alakalı olarak, bel fıtığına değinelim... Belimizde 5 adet omur kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk, özel bir bağ dokusu olup omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalarına karşı dirençli olmasına, omurgaya uygulanan ani darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına yardım eder. Disklerin iç ortasında jöle kıvamında yumuşak çekirdek bölüm, bunun etrafında daha sert bir tabaka, omur kemiklerine bakan yüzlerde ise kıkırdak yapılar vardır. Dıştaki tabakanın bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir. Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk, omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırması ve fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek başta ağrı olmak üzere çeşitli şikayetler ortaya çıkartır. NASIL BAŞLIYOR Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Disk denilen bu elastiki kıkırdak doku aşırı zorlama sebebiyle yerinden kayar; bacaklara gelen sinirlere, omuriliğe baskı yapar ve dayanılmaz bir acıya yol açar. Bazen ani bir zorlama, ağır bir şey kaldırma, ters bir hareket veya belin üşütülmesi bile bel fıtığına sebep olabilir. Ama bel fıtığının en önemli sebebi, uzun süren stres ve gerginlikler sonrası kaslardaki aşırı gerilmedir. BELİRTİLER NELERDİR? Bel ve bacak ağrısı en başta gelen şikâyettir. Hasta belinden kalçasına ve bacağına yayılan ağrıdan şikayet eder. Bu ağrı ayak topuğuna ve parmaklara kadar uzanabilir. Bazen bel veya bacak ağrısından sadece biri bulunabilir. Ağrıyla birlikte zamanla bacaklarda uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve incelme ile idrar ve büyük abdest yapmakta zorluklar görülebilir. Hasta beli bir tarafa eğilebilir. Bel fıtığında bel ve bacak ağrısı öksürmekle, yürümekle, iş yapmakla ve ayakta kalmakla artarken sert yatakta yatmakla azalabilir. Teşhisi nasıl konuluyor? Bel ve bacak ağrısı ile seyreden hastalıklar çok çeşitlidir. Yani bel ve bacak ağrısı bulunan her hastaya bel fıtığı ön yargısı ile yaklaşmamak lazım. Bel fıtığını taklit edebilen basit bir spor yaralanması, romatizmal ve mikrobik hastalıklar, kanser gibi birçok hastalık bel veya bacak ağrısıyla seyredebilir. Bu sebeple teşhis mutlaka doğru olarak konulmalıdır. Düz röntgen filmleri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans (MR) teşhiste oldukça faydalıdır. Ayrıca EMG dediğimiz metotla hastada bulunan bozuklukların sinir dokusuna mı, yoksa kas dokusuna mı ait olduğu ile diğer hastalıkların bel fıtığından ayırımı yapılabilmekte ve cerrahın ameliyat kararını da etkilemektedir. Yapılan muayene, tetkik ve tahliller sonucunda hastanın bel fıtığı olup olmadığı, bel fıtığı ise hangi safhada olduğu tespit edilir. Hastalığın hangi safhada olduğu da tespit edilerek tedavinin şekli ayarlanır. YA TERS TARAFTAYSA? Bel fıtığı hastalarında şikayetler genellikle fıtığın olduğu tarafta görülür. Fakat çok nadiren bel fıtığı olan tarafta değil de şikâyetler karşı tarafta olur. Çekilen MR'da diskin sağ tarafa doğru fıtıklaştığı tespit edildiği halde hastanın ağrı, uyuşma, his kaybı gibi belirti ve bulguları sol bacağında veya bunun tersi de olabilir. Böyle tablo yine sinir elemanlarının sıkışması sonucu ortaya çıkar. Disk, sağ veya sol taraftan kanala doğru taşarak sinirleri itmekte ve karşı tarafta sıkıştırmaktadır. Fıtıklaşan diskin karşı tarafındaki yan eklemi normalden büyükse veya karşı taraftaki kemik yapının yüzeyinde kireçlenmeye bağlı düzensizlikler varsa sinirler o tarafta daha kolay baskıya maruz kalır. Böylece hastanın şikâyetleri karşı tarafta ortaya çıkar. Fakat bu duruma oldukça nadir rastlanır. BEL FITIĞINI SAKIN İHMAL ETMEYİN!İLERİ YAŞTA TAMİRİ ZOR Ağır bir yükü kaldırmak veya ters bir hareket yapmak gibi pek çok dış faktörün yanında kişiye ait sebepler de bel fıtığının oluşumunda önemli rol oynar. Bazı insanlar 120 kg kaldırdığında bile bir şey olmazken; bazıları da 5 kg kaldırdığında bile bel fıtığı olabilir. Şahsa ait sebeplerin başında omur kemikleri arasında bulunan ve disk adı verilen yastık görevi gören kıkırdakların bütünlüğünün bozulması gelir. Yaş ilerledikçe diski besleyen damarlar azalır ve yaklaşık sekiz yaşından sonra damarlar yok olur, bu yaştan sonra diskin beslenmesi difüzyon denilen sızma ile olur. Disklerin ihtiva ettiği su oranı çocuk yaştan itibaren yavaş yavaş azalmaya başlar, yetişkinlerde ise % 50-60'a düşer. Disk giderek küçülür ve yüksekliği azalır. Disk üzerine uygulanan ağır yüklerin tesiri ile bütünlük bozulur. Disk zamanla elastikiyetini kaybeder, artık kuvvet aktarma ve kuvveti çevre dokulara dengeli bir şekilde yayma görevini yapamaz olur. Yaş ilerledikçe tamir olayı da zayıflar. Disk yüzeyindeki çatlaklar üzerine aşırı yük binince veya kişi yanlış bir hareket yaptığında diskin içindeki yumuşak kısım etrafındaki kapsülü kolayca yırtarak dışarıya doğru çıkar ve bel fıtığı oluşur. Aslında zemin hazır hale geldikten sonra bardağı taşıran son bir damla olarak, hafif bir şey kaldırmak veya sadece öksürmekle bile ortaya çıkar. Damar sertliği, şeker hastalığı ve sigara kullanımı, diske gelen kan akımının miktar ve kalitesine, beslenmesine menfi yönde tesir ederek bel fıtığı oluşumunu hızlandırır. Bel fıtığının oluşumunda rol oynayan dış faktörler ise; eğilerek veya uzanarak bir yük kaldırıldığında belde bulunan diskler üzerine binen yük simetrik değil, asimetrik olduğunda bel fıtığı kolayca oluşabilir. OKUYUCUYA CEVAPLAR İlacı kafanıza göre bırakmayın > Damla Çepni 10 yıldır her gün levotiron adlı guatr ilacını kullandım ve 1 ay önce bıraktım. Şimdi ayaklarımda şişlikler ve kızarıklıklar çıktı, eklem yerlerimde ağrılar başladı. Acaba ilacı bırakmamdan olabilir mi? CEVAP: Kıymetli Damla, hipotiroidi sebebiyle mi, yoksa tiroid bezindeki nodülden dolayı mı bu tiroid hormonunu kullanıyorsun? Önce bunun netleştirilmesi lazım. Ama ayaklarındaki şişliklerin yanında göz kapakları etrafında da şişlikler varsa, sizde hipotiroidi dediğimiz tiroid hormon yetersizliği mevcut demektir. Hayat boyu tiroid hormonu takviyesine ihtiyaç vardır. Dozu da belli periyotlarla yapılacak TSH tayinleri ile belirlenir. Acilen bir dahiliye uzmanına muayene ol, ilacını hekim tavsiyesi olmadan sakın bırakma ve değiştirme, kontrollerini de hiç ihmal etme lütfen! Eklem yerlerindeki ağrılar başka bir sebebe de bağlı olabilir. Bu, muayene ve tetkiklerle netleştirilerek kesin tedavi planlanır. Benim sol yanım neden sızlıyor? > Zahiddin Yılmaz Sol kol, omuz ve göğsümde ağrılar var. Elimi bastırdığımda sanki kemiklerim de sızlıyor. Yardımcı olursanız sevinirim, saygılarımla. CEVAP: Sayın Yılmaz, sizde muhtemelen boyun omurlarınızda kireçlenme ve ona bağlı omurlar arasındaki sinirlerde sıkışma var. Bu duruma bağlı olarak da, adale spazmına bağlı, adale ve nevralji dediğimiz sinir ağrıları oluşmakta. Ama bahsettiğiniz bu ağrılar; eforla geliyor ve sizi durmaya zorluyorsa, kalpten de geliyor olabilir. Bu durum, eforlu EKG, boyun filmi ve gerekirse boyun MR'ı ile netleştirilerek kesin teşhis konur. Önce dahiliye ve kardiyoloji, ardından gerekirse fizik tedavi uzmanına muayene ol. Durumuna göre verilecek tedavi ile oldukça rahatlarsın. Ben çocuklarıma aşı yaptırmadım! > Mehmet Tuncer Salur / KAYSERİ Eşim 8 aylık hamile, diğer çocuğum 3.5 yaşında. Ben de öğretmenim. H1N1 virüsüne karşı aşı gerekiyormuş. Ancak ben yumurta yiyince hafif kaşınıyorum. Bu aşıyı yaptırmalı mıyım? Okulda bana bulaşır diye korkuyorum. CEVAP: Mehmet Bey, kendime ve okula giden 2 çocuğuma aşı yaptırmadım. Çok abartılan ve medyanın sürekli gündemde tuttuğu domuz gribi; bulunulan mekanların her yarım saatte bir 3-5 dk. havalandırılması, dışarı soğuk ortama çıkıldığında iyi giyinilmesi, araç, ev, okul ve iş yeri gibi kapalı mekanlara girildiğinde elbiselerin azaltılması, terlenilmemeye dikkat edilmesi, ellerimizin her işlemden sonra sabunla köpürtülüp oğuşturularak bol su ile yıkanması, bol sebze ve meyve yenmesi ile bizlere uğramaz. Uğrasa da bir şey yapamadan, çekip gider. Eşiniz için ise Kayseri TEKDEN ve Acıbadem hastanelerine selamımla giderseniz, gereğini yapacaklardır. Her sabah yeşil alanda tempolu yürüyüş yapın > İ.K Eşim 45 yaşında, 85 kiloda ve 1.65 boyunda. Her iki kol ve dirseklerinde sertleşme, ağrı, uyuşma, ateş basma, üşüme oluşuyor. Fizik tedavi uzmanı ile psikoloğa gittik, ilaçlardan bir fayda görmedi. 7 yıldır panik ataktan dolayı hap kullanmakta, ne tavsiye edersiniz? CEVAP: Değerli okuyucumuz, eşiniz acilen kilo vermeli. Menopoz öncesi bu yaşlarda, hanımlarda kemik erimesi ve kireçlenme de başladığından, mevcut tablo daha da ağırlaşır. İltihabi durum tespit edilmemişse, hanımlarda daha çok görülen ve temelinde stres birikiminin yattığı Fibromiyalji dediğimiz adale romatizması denen durum var demektir. Bunun tedavisi; stressiz bir hayattır ve ilave bazı ilaçlardır. Eşinizin 7 yıldır kullandığı ilaç, depresyon ilacı olup bundan sonra kullanmasında hiçbir fayda yoktur. Sabahları erkenden ormanlık, yeşil alanlar ile deniz kenarlarında bol bol hızlı tempoda yürüyüş de çok rahatlatıcıdır. Sıkıntı insanı mideden ve bağırsaktan vuruyor 30 yaşındayım, 2 yıldır yumuşak (cıvık) dışkılama ve gaz ile minimal basurum var, doktor Spastik Kolon dedi. 70 kiloydum, 67'ye düştüm, 1.5 senede kilom azaldı. Bir de insan ramazanda zayıflar mı? > Y.M. CEVAP: Sevgili okuyucumuz, sende bir adı da Spastik Kolon olan İrritabl Barğırsak Sendromu mevcut. Bu tarz hastalarda yapılan tüm tetkikler normal bulunur. Temelde yatan ana sebep, günlük mesleki, ailevi ve sosyal münasebetlerdeki olumsuzluklara karşı vücudun verdiği aşırı psikolojik reaksiyonların uzun sürmesi neticesi, hormonal dengenin bozulması ile özellikle mide-bağırsak sisteminde oluşan, sendeki gibi belirti ve cevaplardır. Az miktardaki kilo kaybın da, stres kaynaklı olup çok merak etmeni ve üzülmeni gerektiren önemli bir konu değil. Ramazan ayında normal bir beslenme düzeni ile 2-3 kg zayıflama beklenebilir. Sıkıntıyı hayatından atarsan, ilaca gerek kalmadan şikayetlerin geçer. HER DERDİNİZİ BANA YAZIN Bana sağlıkla ilgili her konuda soru iletebilirsiniz. Uzmanlık alanımın dışındaki konuları ise ilgili hekim arkadaşlarımızı da misafir ederek sizlere elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağım... e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr Adres: 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İSTANBUL
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.