PANİKATAK İLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?
Yolda giderken, yalnızken aklınıza gelen kötü düşünceler yerine iyi şeyleri mesela; kırları, de-nizi, ırmakları, martıları, sevdiklerinizi düşünün
Sevgili okuyucularımız, birçoğumuzun muzdarip olduğu "Panikatak" sendromuyla ilgili başlattığımız yazı dizimizi bu hafta "Korunma ve Tedavi Yöntemleri" ile noktalıyoruz. Derdinize bir nebze olsun merhem olabildiysek kendimizi bahtiyar sayarız...
Hastalarımız rahatlamak için genellikle hemen ilaca başvururlar. Ancak bir süre sonra ataklar, tekrar başlar ve bu hal bir kısır döngüyle sonuçlanır. Böylece hem panikatak hem de ilaç bağımlısı olunur. Peki, bu kadar sıkıntı verici bir durumla baş etmek nasıl mümkün olur? İsterseniz sözü fazla uzatmadan bizi bu illetten kurtaracak basit tedbirleri sıralayalım:
BEDENİ TEDBİRLER
>>Beslenme; sağlıklı ve dengeli, yani balık ve sebze ağırlıklı olmalı
>>Kahve, şeker, çikolata, demli çay, hormonlu yiyecek ve içeklerden uzak durulmalı
>>Uyku düzenli ve yeterli olmalı, arada tatil yaparak vücut ve zihin yeterince dinlendirilmeli
>>Yürüyüş, yüzme gibi haftada en az 3 gün spor alışkanlığı edinilmeli
>>Nefes ve gevşeme egzersizleri, her gün düzenli yapılmalı
>>Orman, ırmak ve deniz kenarlarında geziler yapılmalı
>>Keyif alınan şeyler birer hobi haline getirilmeli
>>Cinsi hayat, sosyal çevre ve aile ilişkileri düzene konmalı
>>Her gün ılık duş alınmalı
>>Hızlı nefes alıp vermek, derin derin iç geçirmek gibi bazı davranışlar atağı başlatıyorsa bunları terk etmek gerekir.
PSİKOLOJİK TEDBİRLER
>>Kişi sürekli kendi kendini dinlemekten vazgeçmeli
>>Sürekli olarak olumlu düşünülmeli, bu şekilde kendi kendine telkinler vermeli. Mesela "benim kalbim hızlı çarpmayacak" şeklinde değil de, "soluk alıp vermem, tansiyonum, şekerim, kalp ritmim oldukça düzenli, sağlıklı bir insanım" şeklinde olmalı.
>>Hiçbir şey içe atılmamalı, güvenilir dostlarla sohbet edilmeli, sıkıntı ve olumsuz düşünceler kafadan silinmeli.
>>Kişi, maneviyatını yüksek tutmalı, üzerine düşeni yaptıktan sonra gerisini Allah'a havale etmeli.
>>Yaşanılan sıkıntı sırasında akla gelen "Delirir miyim?", "Kendimi camdan atar mıyım?", "Birilerine zarar verir miyim?" gibi rahatsız edici düşüncelerle baş edilemediğinde doktora gidilmelidir.
TIBBİ TEDBİRLER
>>Özellikle panikatak geçiriliyorken ikide bir acil servislere gitmekten vazgeçilmelidir.
>>Önce kendiniz baş etmeyi deneyin. Sonra bir psikiyatri uzmanından yardım talep edilmeli.
>>Şikayetlerle ilgili olarak doktor doktor dolaşılmamalı, tek hekimle kurulacak iyi bir diyalog, iyileşmeyi kolaylaştırır ve hızlandırır.
>>Doktorunuza güvenip sık sık tansiyon, şeker, nabız veya daha gereksiz tetkikler yaptırılmamalı.
>>İlacın sadece iyileşmek için değil de tekrarları önlemek de kullanıldığı akıldan çıkarılmamalı.
>>Hastalığı kabullenip yenebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın ve çözümün sizde olduğuna inanın.a
Panikatağın tedavisi mümkün Hayatta korkulacak bir şey olmadığına kanaat getirdiğinizde panikatağı kolayca yenebilirsiniz
Panikatakta doğru bilinen yanlışlardan en önemlisi, hastalığın tedavisinin olmadığıdır. Halbuki etkinliği ilmi araştırmalarla ispatlanmış iki türlü tedavi vardır.
1- İlaç tedavisi: İlaçlar, beyin sinir hücrelerindeki hormon faaliyetlerini düzenleyerek panik bozukluğunu iyileştirirler. İlaç tedavisi etkin dozda en az 1 yıl sürdürüldükten sonra, yavaş yavaş azaltılarak kesilir.
2- Psikoterapi denen davranış tedavisi: Bu tedavide ise iki amaç vardır.
>> Hastanın, aslında tamamen 'zararsız' olan panikatak belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve bunlarla korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi hedeflenir.
>> "Panikatak gelirse" endişesi ile, sokağa çıkma, vapur, otobüs, trene binme, kalabalık yerlere gitme gibi tek başına yapmaktan korktuğu şeylerin plan dahilinde yeniden 'alıştırılması' amaçlanır.
En iyi sonuç, ilaç ile psikoterapinin birlikte uygulanması ile alınır. Hasta her ne kadar iyileştiğini söylese ve gerçekten atak yaşamasa bile dışarı çıkma korkusu ve özgüven geri kazanılmadıysa atakların nüks etme ihtimali vardır. Eğer tedaviye düzenli olarak devam edilirse 4-6 ayda rahatsızlıktan tamamen kurtulmuş olunur ve nüks etme yaşanmaz. Ataklarla başa çıkmayı öğrenen, yanlış düşünce ve fikirleri değiştirilen hastanın hayat kalitesi de artar.
ATAK KRİZİ geçirene acil müdahale NASIL YAPILIR?
Hasta ilk olarak rahat olabileceği ve etrafında onunla ilgilenen çok fazla kimsenin olmadığı bir yere götürülmeli. Serinkanlı davranarak panikatak geçiren kişiye bunun 5-10 dakika içinde geçeceğini, kendisine hiçbir şey olmayacağını, sakinleşmesi gerektiğini ifade ederek yavaş yavaş ve derin nefes almasını belirtmek, oldukça rahatlatıcı olur.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bu hastalık öldürmez ama hayatı zehir eder
>> Ataklar aniden ortaya çıkarak yoğunlaşır ve yavaş kaybolurlar. Sebepsiz de olurlar.
>> Çoğunlukla 20-30'lu yaşlarda başlar.
>> İçe dönük, mükemmeliyetçi, telaşlı, aceleci, sıkıntılı insanlar daha meyillidir.
>> Şehirde yaşayan, ağır travma (aile sorunları, boşanma, ölüm) geçiren, baskı, stres altındakiler risk altındadır.
>> Depresyonda olan, sosyal fobiye sahip, "Hayır" diyemeyen, özgüven ve iletişim sorunu yaşayanlarda daha sık görülür.
EN ÇOK KADINLARI VURUYOR!
>> Ekonomik durum ya da eğitim düzeyi ile alakası yoktur.
>> Kadınlarda görülme oranı, erkeklere göre 2-3 kat fazladır.
>> Toplumun % 20-25 inde, hayatının herhangi bir döneminde görülmüştür.
>> Hastalar tetkikleri temiz çıkmalarına rağmen panik bozukluğu kabullenemezler.
>> Panikatak, kesinlikle ölüme, çıldırmaya ve felce yol açan bir rahatsızlık değildir.
>> Doktor tavsiyesi olmadan da kesinlikle ilaç kullanılmamalı.
OKUYUCU CEVAPLARIDoğum kontrol hapı 40'ından sonra riskli
> Rumuz Serhend 77
32 yaşında, 1.58 boyunda ve 57 kiloyum, ufak nodüler guatrım var. Ayrıca doğum kontrol haplarıyla ilgili görüşlerinizi merak ediyoruz.
CEVAP: Kıymetli kardeşim, nodülünüz soğuk nodül (nohut, fındık gibi yumrular) ise, mutlak surette biyopsi incelemesi yapılması lazım. Çünkü soğuk nodüller, tedavi edilmez ve kontrol altında ise 5-10 yıl içinde % 10-15 oranında kanserleşme riski taşır. İlacınızı aynı dozda kullanarak her 2-3 ayda bir hekiminizin kontrollerini aksatmayın. Biraz kilo verin. Diğer sorunuza gelince, doğum kontrol hapları, kontrol, ağrılı adet ve polikistik over sendromu için belirli süre kullanılabilir. 40 yaşından sonra kullanımı, genital kanserlere eğilimi arttırdığından hiç de uygun değildir. Yüksek tansiyon gibi başka yan etkileri de vardır.
Karamsar olmayın, her derdin dermanı vardır!
> Perihan Aykul
Temmuz ayından bu yana belimin sağ arka tarafında yanar gibi bir ağrı var ve bir türlü geçmiyor. Teşhis konulamadı, kötü bir şey olmasından korkuyorum, uykularım kaçıyor, kafaya çok taktım, yardımınızı bekliyorum.
CEVAP: Perihan Hanım, bahsettiğin ağrı, nevralji veya nörit dediğimiz sinir ağrıları veya sinir iltihabı dediğimiz bir tabloyu akla getirmekte. Bu durumun çok sebepleri olabilir. Çeşitli virüs dediğimiz mikroplara bağlı olabileceği gibi başta şeker hastalığı olmak üzere çeşitli metabolik hastalıkların seyrinde de karşılaşılabilir. Öncelikle bir dahiliye uzmanına muayene olun, detaylı tetkikleriniz yapılarak kesin teşhis konup ona göre tedaviniz planlanır. Lütfen karamsar olmayın, her şeyin dermanı vardır. İyi ve uygun tedavi ile tüm şikayetleriniz geçecektir.
Göz tansiyonunuzu düşürmeniz lazım
> Hikmet Köroğlu
72 yaşındayım. Gözlerimde glokom hastalığı ve göz sinirlerinde zedelenme var. Damla kullanıyorum ve 3 ayda bir kontrole gidiyorum (göz tansiyonum 15-17). Neler tavsiye edersiniz?
CEVAP: Hikmet Amca, probleminizi Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah ÖZKIRIŞ'a ilettim. Ölçülen göz tansiyonunun normal sınırlar içinde olduğunu fakat göz sinirlerinde zedelenme ve harabiyet ileri seviyede ise göz tansiyonunun 12-13'lere kadar indirilmesi gerektiğini, bu sebeple de daha yakın aralıklarla göz hekimi kontrolünün lazım geldiğini, kullanmakta olduğunuz damlaya da devam etmenizi tavsiye etmiştir.
Bu sefer kesin 'öldüm' ne olur beni kurtarın!
> Fehmi Topal
Bende galiba panikatak var, korkuyorum, çıldıracağım geliyor, kontrolümü kaybedecek, ölecekmiş gibi oluyorum! Ne olur beni kurtarın!
CEVAP: Sevgili kardeşim, öncelikle kafana şunu yerleştir ki; panikatak hiçbir zaman öldürmez, felç yapmaz, kalp krizi geçirtmez. En fazla yarım saat içinde de nöbet, biraz telkin, biraz da ilaçlarla kaybolur. Öncelikle yandaki yazımızı iyi oku. Bulunduğun mekanları sık sık havalandır, deniz kenarları ve ormanda yürüyüşler yap. Psikiyatriste gitmekten çekinme, vereceği ilaçlarla Allah'ın izniyle hiçbir şeyin kalmaz. Ağzından gaz çıkarma yani geğirme de, hızlı ve telaşlı yemek yerken hava yutman ve panik-atakla birlikte yaşanılan irritabl bağırsak sendromunda olur. Uygun ilaçlarla son derece rahatlarsın.
Kendimi alkole verdim bana bir yol gösterin...
> İ.T. / MANİSA
10 yıldır panikatak hastasıyım. Kendimi alkole verdiğimden dolayı işlerim de bozuldu. Doktorlardan bir fayda bulamadım.
CEVAP: Kıymetli okuyucumuz, öncelikle hayatta insanların başına gelen iyi kötü her şeyin Allah'tan geldiğini düşünmen içini rahatlatacaktır. 3 günde bir ılık su ile yıkan, günlük de yüzünü ellerini yıkadığında vücudundaki birikmiş negatif iyonlar boşalacaktır. Üzerine düşen maddi ve manevi görevlerini yaparak gerisini Allah'a havale et. Alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklarını da bırakarak, mane-viyata ağırlık ver ve hekimlerin verdiği ilaçları düzenli kullan adeta yeniden doğmuş gibi olacaksın.
HER DERDİNİZİ BANA YAZIN
Bana sağlıkla ilgili her konuda soru iletebilirsiniz. Uzmanlık alanımın dışındaki konuları ise ilgili hekim arkadaşlarımızı da misafir ederek sizlere elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağım...
e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr
Adres: 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İSTANBUL