Türkiye'de 30 tür kene var. Ancak sadece 1 tanesi KKKA hastalığına yol açıyor. Keneden korkmamanın yolu onu iyi tanımaktan ve gerekli tedbirleri almaktan geçiyor...
İŞTE O KENE...
Virüsü taşıyan Hylomma türü kene, ilk başta cılız bir kabuk gibiyken kan emdikçe balon gibi şişiyor.
evgili okuyucularımız, bu haftaki sağlık sayfamızın konusu; özellikle sıcaklarla birlikte artış gösteren ve "kene ısırması" olarak bilinen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı... Domuz, kuş ve diğer salgınlar gibi kesin tedavisi ve aşısı olmayan bu veba, o kadar yakınımızda ki farkına bile varamıyoruz. Tek beslenme şekilleri kan emmek olan keneleri ve KKKA hastalığını tanıttıktan sonra inşallah gelecek hafta da korunma yollarını ve tedaviyi sizlerle paylaşacağız. Burada önemli olan; ısırma veya hastalık şüphesi olduğunda derhal tam teşekküllü bir hastaneye müracaat etmektir. Geç kalındığında maalesef ölüm riski yüzde 30'un üzerindedir.
İLK KIRIM VE KONGO'DA GÖRÜLDÜ
KKKA Hastalığı; Hayvanlardan insanlara keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli RNA virüsü tarafından sebep olunan ateş, cilt içi ve iç organlarda kanama gibi bulgular ile kendini belli eden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Hastalık ilk defa 1944-1945 yılı yaz aylarında Batı Kırım steplerinde ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüştür. 1956'da Zaire'de ateşli bir hastadan Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969'da ise Kongo virüsü ile Kırım hemorajik ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmiş ve hastalık Kırım-Kongo kanamalı ateşi olarak adlandırılmıştır. Türkiye'de ise ilk defa 2002 yılında bahar ve yaz aylarında bazı illerimizde ortaya çıkan KKKA, geçen her yıl artış göstermekte. Çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde, yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Artvin, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Samsun, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı illerinde görülmektedir.
HASTALIK İNSANA NASIL BULAŞIR?
Bu hastalığa yakalanan hayvanlara pek bir şey olmuyor. İnsanlar virüsü; kenelerin yapışması, kan emmesi sırasında salgıladıkları tükürük salgısı ile, kenelerin çıplak elle ezilmesi sırasında, virüsü taşıyan sığır, koyun gibi hayvanların kan ve dokuları ile, hasta insanların kan ve diğer vücut sıvıları temasla alırlar.
Kene ısırdığında ne yapmak gerekir?
Bir şey bizi ısırdığında iradesizce elimizle o bölgeye hemen itmeli bir darbe indiririz. Artık kene tehlikesini biliyoruz, irademize biraz sahip çıkalım ve soğukkanlı olalım. Ayrıca keneler öyle sinek gibi hemen sokup kan emişi bırakmaz. Kene, ağız kısmındaki hortumunu cilt içine sokar ve doyuncaya kadar çıkartmaz. Bu hortum, geri çıkışı engellemek için çıkıntılar içerdiğinden kolay çıkmaz. Bu nedenle çıkartmak için zorlamamak gerekir. Çok zorlandığında sıvıyı erken salgılayıp virüsü bulaştırabilir veya boru kısmı koparak cilt içinde kalabilir, dış kısmı da patlayabilir. Vücuda yapışık kene görüldüğünde; ilk anda aklımıza gelen bir sağlık kuruluşuna gitmek olmalı. Kendiniz veya birinin yardımıyla çıkarmak için ise şu metodu uygulayın: Eldiven, poşet veya bez ele geçirilerek, kene bir cımbız veya pensle ağız kısmından tutularak yavaşça (fotoğraftaki gibi) çekilip alınmalıdır. Çıkarılan yere tentürdiyot, alkol veya kolonya sürülüp, kene de böcek ilacı veya çamaşır suyuyla kapalı bir şişede öldürülmelidir.
Hastalığın oluşumu, kenenin nasıl çıkartıldığından ziyade, kaç gün kan emdiği ile ilgilidir. 6-12 saat içinde çıkartılırsa hastalanma ihtimali en düşük seviyededir. Virüsün bulaşma süresi ısırmasından sonra 2-14 gün arasında değişmekle birlikte genellikle 1-3 gündür. Temas halinde ise bu süre 5-6 gündür ve 14 güne kadar uzayabilmektedir. Isırılan kişi 2 hafta süreyle ateş, yoğun halsizlik, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler yönünden mutlaka takip edilmelidir. Ateşin 38 derece veya üzerinde olması halinde acilen tam teşekkülü hastaneye başvurulmalıdır.
PİKNİK KEYFİMİZ KAÇTI!
Keneler, hepimizde korku ve paniğe sebep oluyor. Vakaların çok görüldüğü Samsun'da ise duyarlı bir vatandaş, kenelere karşı vatandaşları bilinçlendirmek için ilginç kostümüyle piknik alanlarında uyarı broşürleri dağıttı.
Bu sevimsiz hayvanlar niçin çoğaldı?
> 2002'de ülkemizde de KKKA Hastalığı'nın görülmesiyle artık günümüzde piknik yapmak riskli hale gelmiştir. Özellikle kırsal kesimden eve dönüşte mutlaka tüm vücutta detaylı bir kene taraması yapılmalıdır. Kenenin erken fark edilmesi halinde ölüm olaylarının büyük oranda önüne geçilebilir. Peki bu sevimsiz hayvanlar birden bire ülkemizde neden çoğaldı? İşte sebepleri:
> Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği ve kenelere taşıyıcılık yapan tavşan avcılığının kısıtlanması.
> Kuş gribiyle birlikte kene yiyen kümes hayvanlarının büyük çoğunluğunun itlaf edilmesi.
> Ormanlaşmayla birlikte yaban hayvanlarının ve kenelerin çoğalması için uygun ortam oluşmuştur.
> Köylerden şehirlere göçten dolayı tarım arazilerinin işlenmemesi sonucu oluşan otlaklar.
> KKKA'ya sebep olan Hyalomma türü kenelerin larvaları küçük omurgalılarda (tavşan, kuş, fare. vb) erginler ise büyük omurgalı hayvanlarda (koyun, keçi, sığır, at, yabani gevişenler, tilki, insan, vb) konaklarlar.
GÖÇMEN KUŞLAR TAŞIYOR
Güney Doğu Avrupa ve Güney Afrika arasındaki göçmen kuşların, Hyalomma soyuna ait virüslü keneleri, iki kıta arasında taşıdıkları düşünülmektedir.
Yılda tam 6 bin yavru bırakıyor
Dünyada yaklaşık 900, Türkiye'de 30 çeşit kene var. Bu 30 kene türünden virüs taşıma potansiyeli olan sadece Hylomma adı verilen tek tür bulunmaktadır. Keneler mecburi kan emici parazitler olup dünyanın her bölgesinde yaşarlar. Kenelerin vücutları tek bir parçadan oluşur. Vücudun ön tarafında ağız organelleri yer almaktadır. Otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşarlar. Oval şekilli, 6-8 bacaklı olup uçamaz ve sıçrayamazlar. Bir kene yılda ortalama 6 bin yavru bırakır! Havaların ısınması kenelerin yumurtadan çıkarak aktif hale gelmesini hızlandırır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırırlar. Genellikle hava yolu ile bulaşma olmaz.
Kimler risk altında?
> Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar
> Veterinerler
> Kasaplar
> Mezbaha çalışanları
> Sağlık personeli özellikle risk grubudur.
> Kamp ve piknik yapanlar, askerler ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlar da risk altındadır.
OKUYUCULARIMIZA CEVAPLARDoktoruma...
Sayenizde bedenime can geldi
Allah sizden razı olsun doktorum
Elime yüzüme taze kan geldi
Allah sizden razı olsun doktorum
Söylediklerini çok iyi duydum
Verdiğin diyete harfiyen uydum
Aburdan cuburdan vazgeçtim caydım
Allah sizden razı olsun doktorum
Sizinle yendim ben kederi derdi
Bütün organlarım murada erdi
Hamdolsun şekerim düzene girdi
Allah sizden razı olsun doktorum
Trigliseridim binlerde idi
Kolesterolüm önlerde idi
HDL çok kötü yönlerde idi
Allah sizden razı olsun doktorum
Ali der; çok şükür bu derdi yendim
Azrail atından çok çabuk indim
Önce Allah sonra size güvendim
Allah sizden razı olsun doktorum.
> Ali Dikli (Şair ve Şarkı Sözü Yazarı)
CEVAP: Sevgili Ali Bey, bu nazik ve veciz şiirin için çok teşekkür ederim. Hipertansiyonu olan ve insülin de kullanan bir şeker hastasının nasıl normale gelebileceğini iradenle gösterdin. Değerlerin ve vücut yapın normale geldi. Seni tebrik ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
10 yaşındaki kızım ekmeği sevmiyor
> Rumuz Ferhat
10 yaşındaki kızım ekmeği sevmiyor, kilo almak istiyor ama alamıyor, zayıf olduğu için bünyesi de çok hassas durmadan hasta oluyor, kilo alması için ne yapmamız lazım?
CEVAP: Çocukları yemek konusunda zorlamamak lazım. Yapılması gereken öğünlere yakın şekerli, çikolatalı, bol kalorili hamur işlerinden çocukları uzak tutmak. Bu türlü gıdaları mükafat olarak yemek sonrası vermek lazım. Öğün zamanları çocuklarla beraber sofraya oturma alışkanlıkları kazandırmalı, tatlı sert disipline etmeliyiz. Başka bir rahatsızlığa bağlı olarak kilo almayabilir. Çocuk hekimine muayene ettirin. Yapılacak tetkikler ve sonuçlarına göre tavsiyelerle her şey yoluna girecektir.
Yüzümde kırmızı noktalar oluyor
> Naciye Can / BURSA
Yüzümün iki yanında kırmızı nokta veya kabarcıklar meydana geldi, kaşıntı var. Kabızlığım, böbrek taşı ve ağrılarımın kırmızılıklarla ilgisi olabilir mi?
CEVAP: Kıymetli kardeşim boy ve kilonu belirtmemişsin. Eğer kilolu isen veya cildin yağlı ise zamanla iltihabi kızarıklık ve kabarcıklar oluşur. Önce kesinlikle kaşımayın ve sıkmayın. Yağlı gıdalardan, hamur işleri ve tatlılar ile kuruyemişlerden uzak durun. Mümkün olduğu kadar güneşe maruz kalmamaya çalışın. Bu tedbirlere uyarsan ve antihistaminik ilaçlardan oldukça fayda görürsün. Kabızlığın ve bel ağrılarının sebebi çok olmakla birlikte İrritabl Bağırsak Sendromu'yla ilgili yazılarımızı bir daha okuyun! Ayrıca yüzündeki kırmızı kabarcıkların bunlarla herhangi bir ilgisi yok.
İdrar yollarımdan enfeksiyon kaptım
> A.Ö.
İdrar yollarımdan enfeksiyon kaptım, iltihap akıyor, kaşlarımda sivilceler, burnumda ve çenemde minik siyah noktalar var, sıktığımda iz kalıyor, çare lütfen!
CEVAP: Hanımların idrar yolları 3-4 cm gibi çok kısa olduğundan özellikle taharet esnasında çok kolaylıkla mikrop kapabilir. Tahareti mutlaka önden arkaya doğru yapmak lazım. Adet dönemlerinde pedleri sık sık değiştirin. İdrar tahliline göre verilecek ilaçlarla çok rahatlarsın. Yüzünde çıkanlar, çoğunlukla kilolu ve cildi yağlı olan kişilerde ortaya çıkar, sıklıkla da üzerine bakteriler eklenerek iltihap yapar. Kesinlikle sıkma, iz bırakır ve geçmez. Mutlaka perhiz ve egzersizle kilo ver. Kuruyemiş, yağlı gıdalar, hamur işi, tatlı, çikolata ve koladan uzak dur. Cildiye uzmanının vereceği ilaç ve iradenle kurtulursun!
Lahana kapsülü kilo verdirir mi?
> Sinem Akçin / UŞAK
Yaşım 30, boyum 168, kilom 115, kilo verebilmek için lahana kapsülü kullanıyorum, faydası olur mu?
CEVAP: Kıymetli kardeşim kilon aşırı fazla. Dahiliye uzmanına muayene ol, tetkiklerini yaptır, onun kontrolü ve takibi altında ciddi perhiz ve yoğun egzersiz yaparak mutlaka kilo verirsin. Ümitsiz ve karamsar olma. Kilo vermenin 2 kuralı vardır. Hem perhiz hem de düzenli ve devamlı egzersiz. Bunun dışındaki uygulamaların sana bir faydası olmaz. Boşuna paranı harcama ve bu tür reklamlara da kanma. İlk iki haftaki yazımızı tekrar okuyup uygulayın!
El ve ayaklarım hassaslaşıyor
> Fatmanur Tellioğlu
16 yaşındayım, boyum 1.63, kilom 65, ellerimde kaşıntılı deri açılmaları oluyor, cildiyeci egzama dedi, ayakta dikildiğimde ise hassaslaşma oluyor...
CEVAP: Sevgili Fatmanur, egzema teşhisi doğru. Bunlar ya vücudun hassas olduğu bir takım maddelerle temas sonrası veya uzun süreli stres kaynaklı olur. Kilon fazla, cildin yağlı oluşu da bunlara zemin hazırlar. Egzersiz ve perhiz yaparak ideal kilona in. Çikolata ve koladan da uzak dur. Karaciğerle ilgisi yok ama uzun süre kilolu kalırsan ve perhizine dikkat etmezsen karaciğerin de yağlanır. Daha sonra ciddi hastalıklara yol açabilir. Yürümekle ve ayakta olan şikayetlerin düz tabanlığa ve kilo fazlalığının ayak tabanlarına aşırı yüküne bağlı olabilir. Ortopedi uzmanına muayene olun.
Keçiboynuzu astıma iyi gelir mi?
> Rumuz Tkodan
Eşim astım hastası, mobilya fabrikasında üretim müdürü, keçiboynuzu ve kestane balı kullanıyor, bir faydası olur mu, astım tamamen geçemez mi?
CEVAP: Kıymetli okuyucum, eşinin mesleği, hastalığı için bir risk faktörü. Tozlu ve cilalı ortamlara girmemeye çalışsın. Astımı büyük ihtimalle polenlere bağlı. Nezle, grip gibi enfeksiyonlar da tetikler. Kalbine saplanan ağrılar muhtemelen astımda derin ve zorlu nefes verme neticesinde aşırı gerilen kaburgalar arası adalelerin spazmına bağlıdır. Önemli değildir. Basit ağrı kesici ve adale gevşeticilerden fayda görür. Bahsettiğiniz gıdalar, vücut direncini arttırabilir. Ama asıl hekim tedavisine uyun! Astım bazen hayat boyu arada nöbetlerle devam edebilen bir hastalıktır. Önemli olan, krizlere yol açan ortam ve faktörlerden uzak durulmasıdır.
Haftaya: Nasıl korunabiliriz? HER DERDİNİZİ BANA YAZIN
Bana sağlıkla ilgili her konuda soru iletebilirsiniz. Uzmanlık alanımın dışındaki konuları ise ilgili arkadaşlarımızı da misafir ederek sizlere elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağım... Bu arada, geçtiğimiz cuma günü karnelerini üstün başarıyla getiren kızım Zeynep Banu ÖZKIRIŞ'a, aynı zamanda SBS'ye de giren oğlum Furkan Ahmet ÖZKIRIŞ'a ve bütün öğrenci evlatlarımıza başarılarının devamını dilerim.
e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr Faks: 0 (212) 454 31 00
Adres: 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna-İSTANBUL