Fatih Belediyesi, yeni bir alışveriş merkezi açmış. İsmi: HİSTORYA. Gitmedim, görmedim. Şehrin bâzı geniş caddelerine asılan gösterişli reklâmları dikkatimi çekti ve bu HİSTORYA kelimesi de, yüzüme bir şamar gibi yapıştı. Kendi kendime düşündüm, Fatih gibi ruhaniyeti zengin ve güzel bir semtimizde, neden HİSTORYA İŞ MERKEZİ? Türkçemize kıran mı girdi? Niçin Türkçe bir isim değil de Fransızca bir kelime? Artık, ayan beyan görülüyor ki, bazı insanlarımız, bazı kuruluşlarımız, Avrupa karşısında, müthiş bir aşağılık duygusu içindedirler. Bu aşağılık duygusu giderilmeden, Türkiye'nin doğrulması, kendisine gelmesi mümkün değildir. 85 yıllık Cumhuriyet döneminde, insanımıza bir türlü anlatamadık ki, aklımızı kullanmamız, kalkınmamız, medenileşmemiz... önce Türkçemizden, anadilimizden başlar. Yani, zengin bir dile sahib olmadan o zenginliği bütün vatan sathına yaymadan yaşatmadan, kalkınmamız, varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değildir. Çünkü Türkçe bizim varlık sebebimizdir, şahdamarımızdır. Çünkü bir insanın zekâsı, bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. Kelime hazinesi zayıf olan insanlar akıllarını yeterli derecede kullanamazlar. Türkiye'de, çok basit sebepler yüzünden cinayeter işlenmesi insanımızın cehaletiyle de ilgili. Türkiye, çok ciddi bir kültür emperyalizmiyle karşı karşıya. Bu kültür emperyalizminin de en güçlü silahı dil! Batı, kendi diliyle de bizi sömürgeleştirmeye çalışıyor. Biz de bilerek-bilmeyerek Batının bu sömürge tuzağına zemin hazırlamaktayız. Türkiye'de çıkan 100 dergiden yarısından fazlası yabancı kelimelerle isimlendirilmiştir.. Niçin? Türkiye bir sömürge devleti midir? İşyerlerimizin alınlarını, yabancı kelimeler, kara sülükler gibi çirkinleştiriyor. Dükkanlarımıza, otellerimize, kahvelerimize, iş merkezlerimize, yeni mahallelerimize isim olarak bizi utandıran yabancı kelimeler konuluyor. Neden? FATİH BELEDİYESİ, açtığı yeni iş yerine HİSTORYA diyor. BAHÇEŞEHİR'de: SPRADON, ATAŞEHİR'de: PALLADIUM, Şişli'de: MİDDLEİST, NİŞANTAŞI'nda: CİTY'S NİŞANTAŞI karşımıza dikilerek yolumuzu kesiyor. Ötede: CARRAUSEL, beride: ASTORİA, şurada: CAPİTOL, burada bilmem ne öfkemizi artırıyor. Bu dil kirliliği, bu Batı karşısında iki büklüm halimiz belediyelerimize yakışıyor mu? Batı, kendi diliyle, kültürüyle bir nem gibi temellerimizde. Artık koşu atlarımız bile yabancı isimlerle yarışa çıkıyorlar! İşte şu ALJAN- VELOSTAR-SAGARİS-FARAMONDA-RELY-STAMEN-BORS-CLIFP-ODİNOE bizim yeni koşu atlarımızın isimleri. Onlara İngilizce, Fransızca isimler koyunca, acaba daha mı iyi koşuyorlar?