E­la­zığ Va­li­si Mu­am­mer Muş­mal

A -
A +

Geçen haf­ta Ela­zığ'day­dım. Ora­da bin de­fa ya­zı­la­cak, al­kış­la­na­cak gü­zel­lik­ler gör­düm. Ev­ve­la, şeh­rin genç ve ça­lış­kan va­li­si sa­yın Mu­am­mer Muş­mal'ı ta­nı­mak­tan bü­yük hu­zur duy­dum. Muş­mal'ın bü­yük ba­şa­rı­la­rı­na şa­hit ol­dum. Bir ke­re da­ha an­la­dım ve inan­dım ki, Tür­ki­ye'nin kal­kın­ma­sı, hu­zur ve gü­ven için­de ya­şa­ma­sı, ev­vel emir­de çok iyi ye­tiş­miş, me­se­le­le­ri­mi­zi çok iyi kav­ra­mış 82 va­li­mi­ze, 82 be­le­di­ye baş­ka­nı­mı­za ve il­çe­le­ri­mi­zin sa­yı­sı ka­dar kay­ma­kam­la­rı­mı­za bağ­lı. Ela­zığ Va­li­si Mu­am­mer Muş­mal, me­se­le­le­ri­mi­zi çok iyi bi­len ve on­la­rın üze­ri­ne ka­rar­lı­lık­la yü­rü­yen, çö­züm­ler ara­yan ida­re­ci­le­ri­miz­den bi­ri. Ela­zığ'da ken­di ken­di­me ye­ni­den sor­dum: Tür­ki­ye ne­den Ba­tı­nın ge­ri­le­rin­de kal­dı? Bi­zim ede­bi­ya­tı­mız ne­den Ba­tı ede­bi­ya­tı ka­dar zen­gin de­ğil? Bi­zim kül­tür or­du­muz, ne­den Ba­tı­nın kül­tür or­du­su­nun kar­şı­sın­da âde­ta ağız­sız-dil­siz? Bu so­ru­la­ra, ak­lı­mın se­si ce­vap ver­di: "Çün­kü biz, ye­te­ri ka­dar oku­mu­yo­ruz; bil­mi­yo­ruz. Dün­ya­nın her ye­rin­de ol­du­ğu gi­bi biz­de de in­san­lar, ke­li­me­ler­le dü­şü­nü­yor, ke­li­me­ler­le ko­nu­şu­yor­lar. Ye­ter­li mik­tar­da ke­li­me ha­zi­ne­si­ne sa­hip ola­ma­yan in­san­lar, ön­le­ri­ne ko­nu­lan bir ki­ta­bı oku­yup an­la­ya­maz­lar. An­la­tı­lan­la­rı kav­ra­ya­maz­lar. Ken­di­le­ri­ni, doğ­ru-dü­rüst beş-on cüm­ley­le an­la­ta­maz­lar. Ge­ri­li­ği­miz oku­ma­mak­tan." Ba­tı Dün­ya­sı bu ger­çe­ği bil­di­ği için çok oku­yor. Ni­te­kim, ora­da ki­tap, bir in­sa­nın ih­ti­yaç lis­te­si­nin on se­ki­zin­ci sı­ra­sın­da­dır. Biz­de ise yüz yir­mi ikin­ci sı­ra­ya ka­yıp git­miş­tir. İn­gil­te­re'de, üç bin beş yüz ki­şi­ye bir kü­tüp­ha­ne düş­mek­te­dir; biz­de ise, yet­miş bin ki­şi­ye bir kü­tüp­ha­ne açık­tır. İş­te bu bü­yük fark­la­rı, çar­pık­lık­la­rı, nok­san­lık­la­rı gö­ren Ela­zığ Va­li­si Mu­am­mer Muş­mal, şe­hir­de, çok cid­di bir oku­ma-yaz­ma se­fer­ber­li­ği baş­lat­mış. Şeh­rin 125 bin öğ­ren­ci­si­ne, öğ­ret­men­le­riy­le bir­lik­te her gün bir sa­at oku­ma mec­bu­ri­ye­ti koy­muş. 125 bin öğ­ren­ci­ye 125 bin ki­tap sa­tın al­mış. Ye­ni açı­lan oku­ma sa­lon­la­rı­na, 75.000 ki­tap sağ­la­mış. 125 bin öğ­ren­ci ve­li­si­ne mek­tup­lar gön­de­re­rek, ai­le­le­rin her ge­ce TV'le­ri­ni bir sa­at ka­pa­ta­rak, ki­tap oku­ma­la­rı­nı is­te­miş. Ai­le­ler, gö­nül­den sev­dik­le­ri va­li­le­ri­nin bu is­tek­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­miş­ler. Okul­lar ara­sın­da ki­tap oku­ma ya­rış­ma­la­rı dü­zen­let­miş. Öğ­ren­ci­ler ders ki­tap­la­rı, dı­şın­da bir yıl­da 20-25 ki­tap oku­ma alış­kan­lı­ğı ka­zan­mış­lar. Kah­ve­ha­ne­ler­de, has­ta­ha­ne­ler­de, ha­sip­ha­ne­ler­de, pas­ta­ha­ne­ler­de ye­ni ye­ni ki­tap kö­şe­le­ri dü­zen­len­miş. Genç Va­li Mu­am­mer Muş­mal gör­müş ki Kur'an "oku!" em­riy­le baş­la­dı­ğı hal­de, Müs­lü­man Ela­zığ'da 80 bin ki­şi, oku­ma-yaz­ma bil­mi­yor. On­lar için de Ana-Ba­ba Okul­la­rı aç­tır­mış. Bi­zi, mil­let ola­rak bu ayıp­tan kur­tar­mak için ge­ce­si­ni-gün­dü­zü­ne kat­mış. Ve bir yıl gi­bi kı­sa bir sü­re­de, bü­yük ge­liş­me­ler sağ­la­mış. Okul­la­rı­mı­zı, ev­le­ri­mi­zi, oku­ma me­kân­la­rı­mı­zı dik­kat­le ta­kip et­miş. Bir gün so­kak­ta­ki ada­ma: Va­li­niz na­sıl bir adam di­ye sor­dum? "Al­lah öm­rüm­den al­sın, öm­rü­ne kat­sın. Çok iyi bir va­li!" di­ye ce­vap ver­di. Ela­zığ'ın çok iyi bir Va­li­si, çok iyi bir Be­le­di­ye Baş­ka­nı ve çok iyi Gag­goş­la­rı var. Ela­zığ'a bin se­lâm.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.