İki müthiş adam: Ragıp Zarakol-Doç. Dr. Orhan Çekiç

A -
A +

Çeşitli TV kanallarında, Ermeni mes'elesini işleyen programlar yapılıyor. Birinden ötekisine koşarcasına yetişmeye çalışıyorum. Çünkü bu konu, Türkiye için çok önemli. Bana göre Ermeni çalışmaları arkasında, iki çok mühim mes'elemiz bulunuyor. Bunlardan birisi, Doğu ve Batı dünyasının, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra, bizim için planladıkları ŞARK MES'ELESİDİR. Şark Mes'elesinin bir cümle ile ifadesi şudur: Bizi bütün Anadolu topraklarından sürüp çıkarmak, Türkistan'a doğru uğurlamak. Doğu ve Batı dünyası ŞARK MES'ELESİ için ilk Haçlı Seferinin yapıldığı yıldan Balkan Savaşlarına kadar, tam 100 plan hazırlamışlar. İmparatorluğumuzun 23 milyon 337 bin 600 km2'den 780 bin km2'ye nasıl düşürüldüğünü merak edenler, Diyanet Vakfı Yayınları arasında çıkan TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMA PLANLARI isimli kitabı mutlaka alıp okumalıdırlar. Romanya devlet adamlarından DJUVARA, Doğu-Batı dünyasının Osmanlı'yı bölmek, parçalamak için nasıl 100 plan yaptıklarını Paris'te, Sorbon Üniversitesinde ortaya koymuş, o ciddi çalışması münasebetiyle, kendisine tarih doktoru sıfatı verilmiştir. Ermeni davasının ikinci ayağında PKK teşkilatlanması var. Bir zamanlar, diplomatlarımızı öldürmekle işe başlayan Ermeni terör örgütü, kenara çekilerek, karşımıza PKK güçlerini çıkardılar. NATO'dan müttefikimiz olan devletlerin bile PKK'yı desteklemeleri Kürt'ün kara kaşı, kara gözü için değildir. Ermenilere rahat bir zemin hazırlamak içindir. Fransa'da Kürtlerle Ermenilerin kardeş olduklarına, aynı soydan geldiklerine dair şarkılar bestelenmesi sebepsiz değildir. Mercimek kadar beyni olanlar, bilmektedirler ki, Kürtlerle Ermeniler arasında soy birliği, kat'iyyen yoktur. Gözü açık Ermeniler, hem başta Diyarbakır olmak üzere, bütün Doğu ve Güneydoğu illerimizi, Batı Ermenistan diye bilmekte ve istemektedirler; hem de Kürtleri kardeş gibi gördüklerini söylemektedirler. 1915 yılında, 40 bin nüfuslu Van şehrimizi işgâl eden ve 3 yıl içinde o güzelim şehri kedilerin, köpeklerin ve sahipsiz hayvanların dolaştığı bir viran belde haline getiren Ermeniler, Kürtleri nasıl kardeşçe sevdiklerini göstermişlerdir. Ah kalemim, kendiliğinden nasıl da buralara kayıverdi... Ben size, bir TV programına katılan iki müthiş adamdan bahsedecektim. Birisi, Ermeni tezini, bizim televizyonlarımızda cesurca savunan Ragıp Zarakol. Ötekisi, şimşek gibi cümlelerle doğruları ortaya koyan, dosdoğru konuşan Doç. Dr. Orhan Çekiç. Ben iki zıt kutupta bulunan bu iki dava adamını çok büyük bir dikkatle dinledim. Ragıp Zarakol, yumuşak, fakat anlatılmaz bir inatla ve kinle, milletimizi, tarihimizi, bugünümüzü ve yarınımızı yerden yere vuruyordu. Gördüm ki Ermeni teşkilatları ve Ermeni devleti, Türkiye'de, Ragıp Zarakol'dan daha kararlı, daha gözü pek bir temsilci bulamaz. Beri yanda Doç. Dr. Orhan Çekiç de, Zarakol'un ileri sürdüğü bütün yanlış bilgileri çok derin, çok zengin tarih şuurunun örsünde döverek toz haline getiriyordu. Ragıp Zarakol, yeniden saldırıya geçiyor, ama Orhan Çekiç, yalana-dolana, iftiraya, safsataya kat'iyyen fırsat vermiyordu. İki müthiş adamı büyük bir zevkle dinledim. Onları, keşke bütün dünyaya dinletebilseydik.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.