Kürtlerin dini Zerdüştlük imiş! Olabilir. İslamiyet'ten önce, yani Milattan yedi yüz yıl önce, bugünkü İran topraklarında yaşayan Zerdüşt'ün ileri sürdüğü fikirlere 2700 yıl önce, az veya çok Kürt topluluklarının katılması ne ifade eder? Önemli olan bugündür. Bugün Kürtler çok büyük bir çoğunlukla Müslümandırlar. Biz de İslamiyet'ten önce, farklı dini inanışlar içinde yaşadık. Milletimiz tek tanrılı (Gök Tanrı) inancından Budizme de, Şamanizm'e de kaydı. Bugün çok az dahi olsa İbranî inancı içinde olan veya Gagauzlar gibi Hristiyanlık dünyasında kalan soydaşlarımız da var. Ama milletimiz, çok büyük bir çoğunlukla Müslümandır. Hatta asırlarca, İslamiyet'e en çok hizmet eden millet, Türkler olmuştur. Şimdi kim kalkarak Türkler arasında, yeniden Şamanizmi yaymaya çalışabilir? Barış ve Demokrasi Partisi'ne mensup olan bazı kimselerin, bu kadar gâile arasında "Kürtlerin asıl dini Zerdüştlüktür!" demelerinin çok önemli bir sebebi var: Türk düşmanlığıyla dolup taşan hasta ruhlu birtakım kimseler, Kürtlerle Türkler arasındaki bazı ortak duyguları, düşünceleri, inanışları ortadan kaldırmak istiyorlar. Çünkü İslâm inancına göre, millet din birliğinden ibarettir. Yani çeşitli kavimlere mensup olan topluluklar, Müslümanlığı kabul ettikleri takdirde bir milletten sayılırlar. İşte bu inanç yüzünden, küfrün yeni temsilcileri, Kürt kardeşlerimizi bizden koparmak için, İslâmiyet'e de saldırmaya başladılar. Ama bilinmelidir ki, bu iş, öyle silah zoruyla kepenk kapatmak kadar kolay değildir. Asırlardan beri İslâm inancıyla yaşayan Kürtler, ebedi hayatlarını ateşle kavuramazlar. İslâm'ın Amentüsünden ayrılarak, yani tamamen küfre saplanarak Allah yerine Ahuramazda'yı, Kur'an yerine Avesta'yı koyamazlar. Hz. Muhammed'i inkâr ederek Zerdüşt denilen bir adamın peşine takılamazlar. Zerdüştlük inancını yeniden ortaya atanlar, suya delik açmaya çalışan zavallılardır. Geçenlerde, bu gruba mensup kişilerden biri, Diyarbakır'da camilerimizi neden ayırdıklarını açıkladı. İnsaftan, idrakten, imandan zerre kadar nasip almayan o beyanı dehşetle okudum. Deniliyordu ki: "Devletin maaşlı imamları, cuma hutbelerinde 'Allahım! Ordularımızı, karada, denizde, havada muzaffer kıl!' diye dua ediyorlar. Bu imamların arkasında namaz kılmayız!" Düşmanlığın şu dehşetli seviyesizliği, bütün sabır taşlarını çatlatacak derecededir. Bu adamlar bilmelidirler ki ordusuz millet, ordusuz devlet olmaz. Doğu Anadolu'daki Kürt kardeşlerimizin de hürriyetleri, şerefleri, ırzları, nikâhları... Türk devletinin ve Türk ordusunun ayakta kalmasına bağlıdır. Camilerimizi ayıranlar, yeniden Zerdüştlük inancını diriltmeye çalışanlar, en büyük kötülüğü Kürt kardeşlerimize yapmaktadırlar.