Kim Zazalara Kürt diyor?

A -
A +

Fethiye Baysal isimli okuyucumuzdan, hüzün yüklü bir mektup aldım. Diyor ki: "Efendim ben sizi beğeniyle okuyorum. Fakat Türk tarihi hakkında derin bilgisi olan sizin, Zazaları Kürt olarak görmeniz beni derinden üzüyor. Bizler, Zazalar olarak, Kürt olmadığımızın mücadelesini veriyoruz. Ama gerek medya, gerekse aydınlar Zazaları Kürt olarak gösteriyorlar. Maalesef bazı Zazalar da artık kendilerini Kürt olarak görmeye başlamışlardır. Elimde Türkiye'nin Etnik Yapısı adlı bir kitap bulunmakta, orada da Zazaların, kesinlikle Kürt olmadığı dile getirilmektedir. Bir rivâyete göre Türk, bir rivâyete göre İran'dan gelme oldukları belirtilmektedir. Ben kendimi Kürt olarak görmüyorum. Kendimi Türk olarak görüyorum. Ama neden Türkler bizi böyle kabul etmiyorlar, anlamış değilim!.." Fethiye Baysal'ın mektubunu büyük bir şaşkınlıkla, aynı zamanda derin bir üzüntüyle okudum. Önce kendi kendime sordum: "Acaba ben bunamaya mı başladım?" Çünkü hiçbir yerde Zazalar Kürt'tür diye konuşmadım, yazmadım. Aksine 1955 yılından bu yana, yeri geldiğinde çok kesin cümlelerle, Zazaların kat'iyyen Kürt olmadığını söyledim. Zazaca ayrı, Kürtçe ayrı bir dildir. Bir Zaza ile bir Kürt'ü bir araya getirseniz, anlaşamazlar dedim. Fethiye Baysal diyor ki: "Elimde Türkiye'nin Etnik Yapısı adlı bir kitap var. Orada Zazaların, kesinlikle Kürt olmadığı dile getirilmektedir. Bir rivayete göre Türk, bir rivayete göre İran'dan gelme oldukları belirtilmektedir..." Zazaların Türklüğü, benim için bir rivayet de değildir. Ben, Zazaların kesinlikle Türk olduğuna inanan bir kimseyim. Ankara'da Hukuk Fakültesinde okurken Zaza asıllı arkadaşlarım vardı. Onlar, aynı zamanda Türk Ocağı'nın da müdavimleri arasındaydı. Zaza konusunu ilk önce onlardan dinledim. O Zazalar da; "Biz kat'iyyen Kürt değiliz. O kadar ki Kürtlerden kız almayız, kız vermeyiz!" diye konuşuyorlardı. Türkiye'de, Türk asıllı üç milyon Zaza var. Türkçe'den farklı bir dille konuştukları doğru. Peki bu nasıl oluyor? diyeceksiniz. Geçen hafta Almanya'da idim. Çeşitli toplantılara katıldım. Orada bana dediler ki: "Almanya'da, üçüncü nesil gençlerimizin pek çoğu, artık Türkçe bilmiyor; Almanca konuşuyorlar!.." 1960 yılında Almanya'ya işçi olarak giden Türk ailelerin 49 yıl sonra doğan çocukları, ana dillerinden koparak Almanca konuşuyorlar. Doğu Anadolu'ya 49 yıl önce değil, 349, 549 yıl önce de değil 949 yıl önce gelerek yerleşen Türk boyları, nasıl bölge dilleriyle konuşmazlar? Hiç düşündünüz mü? Bu konuda, yarın yine yazacağım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.