Kobra zehirinden tehlikeli cehalet

A -
A +

Mardin'in Bilge köyünde, 44 kişi alçakça katledildi. Bu korkunç katliâmı dehşetle, vahşetle, gafletle ifade edemeyiz. Gafletin, dehşetin, vahşetin bin mislini, yüz bin mislini ifade eden yeni kelimeler bulmalı, bu katliâmı o kelimelerle lânetlemeliyiz. İnsafın, iz'anın, vicdanın zerresine sahip olan herkes, göğsüne kırk tokmak yemiş gibi oldu. Birtakım kişilerin ve çevrelerin bu katliâmı izah edişleri de en az 44 insanın katledilmesi kadar dehşet verici. Güya: "Bu hadise, koruculuk sisteminden kaynaklanıyormuş." Halbuki, o kanlı tuzaktan yaralanarak kurtulanların açık-seçik ifadeleri var. Adamlar diyorlar ki: "Öldürenlerle arkadaşız. Birlikte koruculuk nöbetine gidiyor, birlikte çay içiyor, okey oynuyorduk. Aramızda kavga yoktu." Bazı kimseler de, töreden bahsediyorlar. "Yörede kadına büyük saygı varmış da, birbirlerine kurşun yağdıran kişilerin arasına bir kadın girerek başındaki yazmayı açarmış da, o yazmayı yere serermiş de, çarpışan kimseler silahlarını bırakırlarmış. Töreye bakın siz! Namaza duranları öldürürken töre yok, akıl yok, iman yok, vicdan yok; gelinlik kızları, hamile kadınları, körpe çocukları, canavarca kurşunladıkları zaman töre yok; ama bir kadın başındaki yazmayı çıkarıp salladığında veya yere serdiğinde töre var ha? Yere batsın böyle bir töre. Böyle töre sahiplerinin yüreklerini, beyinlerini, törelerini, azgın aygırlar tepelesin. Allahın yasaklarına baş kaldıran törelere milyon kere lânet olsun. Bilge köyünde karşımıza çıkan, insanımızın dehşetli cehaletidir. Mehmet Akif Bey, cehaletten hep "hakiki hasım" olarak bahsediyordu: "Ey hasm-ı hakiki, seni öldürmeli evvel, Sensin bize düşmanları üstün çıkaran el." Töre cinayetleri, katran karası bir cehaletin veled-i zinası gibi. İlim adamlarının çok doğru bir tespitleri var. Diyorlar ki: "Bir insanın zekâsı, bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. Bir insan ne kadar çok kelime bilirse aklını o nisbette doğru kullanır. Önüne konulan kitabı okur ve anlar. Kendisine anlatılanları kavrar ve düşündüklerini rahatlıkla ifade eder. Kelime dünyası zayıf olanlar ise, önlerindeki kitabı okuyup anlayamazlar. Anlatılanları kavrayamazlar, kendilerini rahatlıkla ifade edemezler ve akıllarını istenilen ölçüler içinde kullanamazlar." Akıllarını kullanamayanlar umumiyetle, hayvanlar gibi içgüdüleriyle hareket edenler. Ah keşke mümkün olsaydı da; ilim adamlarımız, ruh doktorlarımız, sosyologlarımız, gözlerini kırpmadan 44 kişiyi katleden o canavar ruhlu insanları karşılarına alıp konuşsalardı. Kâtillerin kaç kelimelik Kürtçe ile düşünüp konuştuklarını tespit edebilselerdi. Bir kere daha anlaşıldı ki, milletimizin hakiki hasmı cehalettir. Ve cehalet, bir kobra yılanının zehirinden çok daha tehlikelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.