Kürt düşmanları

A -
A +

Televizyonlarınızda görmüşsünüzdür: Bazı Doğu ve Güneydoğu illerimizde, ilçelerimizde, yüzleri maskeli çocuklar, sokakları, caddeleri bir savaş alanı haline getiriyorlar. Ellerindeki taşlarla, sopalarla, baltalarla "molotof" bombalarıyla polislerimize saldırıyorlar. Anlatılmaz bir vahşetle, gafletle, ihanetle etrafı yakıp yıkıyorlar. Bu çocukları sokaklara kimler salıyor? Bu çocukların anaları-babaları yok mu? Onları, devlet güçlerimizin karşılarına, hangi satılmış ahmak kafalar çıkarıyorlar? Görülüyor ki, o ahmak kafaların maksatları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da büyük çapta bir isyan hareketi başlatmaktır. İstiyorlar ki, o çocuklardan birkaçı, polis kurşunlarıyla vurulup ölsünler. O çocuklar ölsünler ki oyunun ikinci sahnesi başlasın. Yani halk, büyük bir öfkeyle meydanlara dökülsün. Yeni bir isyan hareketi başlasın. İçeride ve dışarıda, iktidar "Kâtil iktidar! Polis "Faşist Polis!" olarak ilân edilsin. Sonra, geniş çaplı o halk isyanıyla, Doğuda ve Güneydoğu'da müstakil bir Kürdistan kurulsun istiyorlar. O çok cahil insanlar sanıyorlar ki, bir devlet kurmak, lahana turşusu kurmak veya bir yer sofrası etrafında, bağdaş kurup oturmak gibi kolay bir iştir. Bu kafalar, esasında, Kürt vatandaşlarımızın en büyük düşmanıdırlar. Biz, Anadolu'da, Kürtlerle, bin yıldan beri yan yana, iki kardeş gibi yaşadık. Devletimizin her kademesinde Kürt asıllı bürokratlarımız, milletvekillerimiz, bakanlarımız, başbakanlarımız, Cumhurbaşkanlarımız oldu. Ordularımızı, gözümüzü kırpmadan Kürt asıllı komutanlara, Kuvvet Kumandanlarına teslim ettik. Ama artık durum, yavaş yavaş değişmeye başlıyor... Geçenlerde, bir arkadaşım diyordu ki: "Eskiden semt pazarlarına gidince rastgele alışveriş yapıyordum. Şimdi Kürt asıllı satıcılardan bir demet maydanoz bile almıyorum. Eşimi-dostumu-akrabalarımı da ikaz ediyorum: Kürtlerden sakın alışveriş yapmayın diyorum..." Bir emekli öğretmen anadan dinledim: "Oğlumuza isteyeceğimiz kızın Kürt olduğunu öğrenince o izdivaçtan vazgeçtik!" Bir başka dostum yeminle anlatıyordu: "Eskiden, milletvekili listelerinde Kürt asıllı bir kişi var mı-yok mu diyerek bakmıyordum. Şimdi oy vereceğim partinin milletvekili listesinde Kürt varsa vallahi, billahi o partiye oy vermeyeceğim! Artık Kürtler gidip kendi memleketlerinde seçime girsinler!" diyordu... Ve yine gazete ve TV haberlerine göre, Batı Anadolu'ya yerleşen bazı Kürt vatandaşlarımızın ev ve işyerleri en basit adli meseleler yüzünden taş yağmuruna tutuluyor. Oldu mu şimdi? PKK hareketinin öncüleri-sevdalıları, sebep oldukları bu olaylar karşısında, hâlâ akıllarını başlarına toplamıyorlarsa Kürtlerimize en büyük kötülüğü köpürtüyorlar demektir. Bunlar bilmelidirler ki: Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Türkiye'nin şah damarıdırlar. Batıdaki Çanakkale ve İstanbul Boğazlarımızın önemi ne ise Doğudaki topraklarımızın önemi de odur. Çünkü bizim bütün enerji kaynaklarımız, petrol yataklarımız, madenlerimiz, hayvancılığımız... Doğu Anadolu topraklarındadır. Batı dünyası, enerji kaynaklarımızı elimizden alarak sanayimizi bitirmek, bizi Avrupa'nın açık pazarı haline getirmek; sonra da Anadolu'yu Türk ve Kürt topluluklarından tamamen temizlemek istiyor. Ermenistan'ın, İsrail'in ve ABD'nin Büyük Orta Doğu projesini bilmeyenler dünyanın en ahmak insanları ve Kürt düşmanlarıdırlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.