Türkiyemizde, Kürtçe, eğitim dili olamaz! Kürtçenin eğitim dili olmasını isteyenler, Türkiye'nin kırk yamalı bohça haline gelmesini isteyenlerdir. Çünkü bu plânın arkasında Lazca'nın da, Çerkezce'nin de, Arapça'nın da, Arnavutça'nın, Boşnakça'nın, Romanca'nın, Ermenice'nin, Rumca'nın, İbranice'nin de... eğitim dili olmasını isteyenler var. Kürt'ün Çerkez'den, Arap'tan, Laz'dan ne gibi üstünlüğü iddia edilebilir ki onlara Kürtçe eğitim hakkı verilsin? Devletimizin resmî dili Türkçedir. Türkiye'de yaşayan herkes, Türkçemizi kayıtsız-şartsız bilmek mecburiyetindedir. Bu daracık sütunda işte size iki örnek: 1995 yılında, Almanya'nın Essen şehrinde Türkçe üzerine bir kongre düzenlenmişti. O kongreye Türkiye'den davet edilenler arasında ben de vardım. Almanya'daki büyükelçimiz, zahmet buyurup aramıza katılmamıştı, ama Alman Başbakanı ve Essen Belediyesi temsilcileri kongredeydiler. Alman Başbakanının kürsüden söyledikleri, kelimesi kelimesine aklımda. Demişti ki: "Biz Almanya'da yaşayan Türk işçi çocuklarının, hülyalarını bile Almanca kurmalarını, rüyâlarını bile Almanca görmelerini istiyoruz. Başka bir çıkış yolu, hal çaresi yoktur!" Belediye meclis üyeleri de başbakanları gibi konuşmuşlardı. İkinci gün, kürsüye davet edildiğimde Alman başbakanı ve belediye meclis üyeleri salonda yoktular. Dedim ki: Alman Başbakanının burada olmasını çok isterdim. Çünkü soracağım sorunun cevabını kendisinden dinlemek güzel olurdu. Ona derdim ki: Sayın Başbakan siz, bizim işçi çocuklarımızın hülyalarını bile Almanca kurmalarını, rüyalarını bile Almanca görmelerini istiyorsunuz. Bizim işçilerimiz 1960 yılından beri burada. Siz, 55 yıldan beri birlikte yaşadığınız Türk işçilerinin çocuklarının kayıtsız şartsız Almanca bilmelerini şart koşuyorsunuz. Pekâlâ! Biz de, değil 55, değil 355, değil 555 yıl, bin yıldan beri birlikte yaşadığımız bir kısım vatandaşlarımızın Türkçe bilmelerini istediğimizde neden olmaz diyerek karşımıza Kopenhag kriterlerini çıkarıyorsunuz? Sizin için doğru olan, Türkiye'de neden yanlış? Orada kimse, bu soruma cevap vermedi. Hollanda'da 325.000 Türk vatandaşı yaşıyor. 1960'lı yıllarda Hollanda'ya gitmek için, vize almak kâfi idi. Hollanda, daha sonra uyum yasası çıkardı. Şimdi oraya gitmek isteyen bir Türk vatandaşı, önce Ankara'daki veya İstanbul'daki Hollanda konsolosluğuna bir miktar para yatıracak. Sonra Hollanda dili ve uyum yasaları uyarınca imtihana girecek. O kişinin, 500 civarında Hollandaca kelime bilmesi gerekir. 160 puan üzerinden 116 puan alamayanlar, ülkeye giremezler. En az 116 puan alanlar da ülkeye girdikten sonra, üç yıl içinde Hollanda dilini ve tarihini öğrenmek mecburiyetindedirler. Hollanda'ya giden bir Kürt vatandaşımız, üç yıl içinde ülke dilini bilmekle yükümlü. Birileri de, Türkiye'de yaşayan Kürt kardeşlerimize, Türkçemizi unutturmak gayretindedirler. İhaneti görüyor musunuz?