Kürtleri kim "ötekileştiriyor?"

A -
A +

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, geçenlerde, garip bir iddiayla konuştu: "Cumhuriyetimizin ilânından sonra, Kürtler ötekileştirildiler" dedi. Doğrusu çok şaşırdım ve bu temelsiz iddiayı, ona kat'iyyen yakıştıramadım. Ötekileştirilmek, siyasi hayatımıza, galiba yeni giren kelimelerden biri. Herhalde: Kendinden saymamak, yabancı bilmek, geri itmek, kabul etmemek... anlamında kullanılıyor. Cumhuriyetimizin ilânından sonra, Türk devleti, Kürtleri gerçekten farklı bir muameleye mi tâbi tuttu? Onları yabancı mı bildi? Kürtleri devlet ve millet hayatımızdan uzaklaştırmaya mı çalıştı? Bu sorulara, insaf ve idrak sahibi olanlar, evet diye cevap veremezler. Aksine, aksine, aksine... devletimiz, Kürtleri tamamen kendisinden bildi. Ben, lise ve üniversite tahsilimi yaparken, Türk Tarih Kurumunun ve Türk Dilini Tetkik Cemiyetinin çalışmalarını inceledim. Sunulan tebliğleri dikkatle okudum. Atatürk'ün Türk ırkının özelliklerini ortaya çıkarmak için nasıl büyük bir gayretle çalıştığını gördüm. Tarih kitaplarımıza Brakisefal, Dolikosefal, Mezosefal kafataslarının resimleri, ilk defa Atatürk'ün emriyle girdi. Atatürk zamanında, Ankara'da, 64.000 kişinin kafataslarının ölçüldüğünü de biliyorum. Irkımızın kan gruplarının, saç, tırnak, burun... özelliklerinin incelendiğinden de haberdarım. Doğrusu o çalışmaları, kat'iyyen yadırgamadım, aksine yerinde buldum. "Allah, birbirimizi tanımamız için, bizi, ayrı kavimler halinde yaratmadı mı?" Yani, yeryüzünde bir Türk ırkı varsa, bu ırkın çeşitli özelliklerini neden bilmeyelim? Yani Türk ırkının özelliklerini bilmek, öğrenmek neden yanlış sayılsın? Kur'an-ı Kerim'de "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" denilmiyor mu? Pekâlâ, Cumhuriyet idaremiz, Türk ırkının özelliklerini araştırdıktan, bildikten sonra ne olmuş, ne yapmış acaba? Bu araştırmaların Kürt kardeşlerimize ne gibi zararları dokunmuş? Yani devletimiz, Türkiyemizde Türklere ayrı, Kürtlere ayrı kanunlar mı uygulamış? Yani Kürtler, Türkiyemizin herhangi bir bölgesine yerleşmek, orada istedikleri işi tutmak istedikleri zaman, devletimiz onlara: "Hayır olamaz!" diyerek itiraz mı etmiş? Kürtler, istedikleri okullarda okumak, istedikleri siyasi partilere girmek, seçildikten sonra, bakan, başkan ve Cumhurbaşkanı olmak için, ortaya çıktıklarında, devletimiz onlara: "Siz Kürtsünüz! Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olamazsınız diyerek karşı mı çıkmış? Kürtler Türk ordusunun hemen her kademesine yükselememişler mi? Kürtler, ordumuzda, Türk arkadaşlarıyla birlikte omuz omuza çalışamamışlar mı, çarpışmamışlar mı? Paşa olamamışlar mı? Kuvvet kumandanlıklarına gelememişler mi? Hangi akıl ve insaf sahibi, bu sorulara "hayır" diye cevap verebilir? Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olduğu yıllarda, onun başbakanı Kürt idi. Atatürk'ün ölümünden sonra da Kürt asıllı başbakanlarımız, cumhurbaşkanlarımız oldu. Peki bu nasıl ötekileştirmektir? Böyle bir iddiayla konuşmak, ayıptır, yazıktır, günahtır. İşte bu iddia, Kürtleri ötekileştirmektir. Bin yıllık kardeşliğimizi bozmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.