Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün himayelerinde, "Türkiye Okuyor" başlığıyla bir kampanya başlatıldı. Önce İstanbul'da, sonra Kayseri'de ve Şanlıurfa'da toplantılar düzenlendi. Bu toplantılarda, öğrencilerimize, onların annelerine ve babalarına, sonra bütün yetişkinlerimize okumanın büyük önemi, büyük faydaları anlatıldı. Bu çok mühim çalışmanın dördüncüsü, "Konuşan Kitap Şenliği" ismiyle, Ordu ilimizde yapıldı. Ordu Valimiz Sayın Orhan Düzgün'ün dâvetine uyarak "Konuşan Kitap Şenliği"ne ben de katıldım. Orada gördüm ki, bu şenliğe yüzden fazla yazar-çizer takımından dâvet edilen kimseler de var. Ordu'daki "Konuşan Kitap Şenliği" Cumhurbaşkanımızın eşi, Sayın Hayrünnisa Gül'ün himayesinde gerçekleştirildi. Bu münasebetle, önce valimiz Orhan Düzgün konuştular, sonra kürsüye Hayrünnisa Gül davet edildiler. Hanımefendi dediler ki: "Türkiye'de, her dört kişiden yalnız birinin kitap okuma alışkanlığı var. Kitap, insanın yalnızca bilgi dağarcığını değil, sosyal ve kültürel yönlerini de değiştirir. Toplumumuzun % 32'si hiç kitap okumuyor. Gelişmiş ülkelerde bir kişi, yılda yirmiden fazla kitap okumaktadır. Bizim ülkemizde ise, bir kişi bir yılda yedi kitap okumaktadır!" Hayrünnisa Gül, Ordu ilimizin Durugöl İlköğretim Okulu öğrencilerinden Şefika Güney'e de bir ödül verdi. Şefika Güney'in bir yılda 285 kitap okuduğu bildirildi. Konuşan Kitap Şenliği'nde ben de, 17:00-18:30 arasında Türkçemiz ve okumama hastalığımız üzerine bildiklerimi özetledim. Anlatmaya çalıştım ki 21. yüzyıla girerken, dünyada en az okuyan milletlerin başında maalesef biz de varız. Bizim altımızda; Orta Doğu İslam Ülkeleri, onların altında; Afrika toplulukları, onların altında da; ömürleri boyunca üzerlerine iki karış bezden başka bir şey sarmayan Avustralya'nın kahverengi derili Aborjinleri uyuklamaktadırlar. Biz "Oku!" emriyle başlayan bir dinin mensubuyuz. Ama okumayan bir milletiz. En büyük ayıbımız okumamaktır. Yaşadığımız bütün sıkıntıların sebebi okumamaktır. Çeşitli olaylar karşısında aklımızı kullanamamamızın sebebi cehaletimizdir. Çünkü Namık Kemal'in dediği gibi: "Bir insanın zekâsı, bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. İnsan cemiyetlerinin ilerlemesi dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır. Bir insan ne kadar çok kelime bilirse, aklını o nisbette iyi kullanır." Anlatmaya çalıştım ki: ABD'de bir yılda 72.500 kitap basılıyor. Japonya'da 42.000, Fransa'da 27.000, Türkiye'de ise sadece 7.000 kitap çıkıyor. Demek ki bizde; 10.000 kişiye bir kitap düşmektedir. ABD'de bin kişiye: 4.700 kitap, Almanya'da bin kişiye: 2.700 kitap, Fransa'da 1.700 kitap, Japonya'daki bin kişi için; 1.000 kitap var demektir... Bizde ise; evlerimizin % 95'i kitapsız ve kütüphanesizdir... Türkiyemizde bir salkım üzüm, bir tutam ot, bir karış toprak için adam öldürülmesi bundandır. M. Akif ne kadar doğru söylemiş: "Ne Kürt elifbayı sökmüş, ne Türk okur, ne Arab, Ne Çerkes'in, ne Laz'ın var, bakın elinde kitab!"