Sapanca'yı gördünüz mü?

A -
A +

İki hafta üst üste Almanya'yı yazdım. Batı'ya her gidişimde, dikkatimi çeken ilk husus, ülkenin yeşilliği ve temizliği oluyor. Ormansız ve ağaçsız bir ülke, bana göre fakirliğin, geriliğin, cehaletin, gafletin palazlandığı bir yer. Bir Çin seyahatinde, uçağımız benzin ikmali için alçalmaya başlayınca pencereden aşağılara bakmış; Sonra dönüp yanımdaki arkadaşıma kanaatimi söylemiştim: - İndiğimiz yer, mutlaka bir İslâm ülkesidir! - Nereden biliyorsun? - Aşağılarda ne bir avuç yeşillik var; ne de birkaç ağaç! Ağacı, ormanı ve yeşil sahaları olmayan bir tek Avrupa ülkesi olamaz. Batı kafasına sahip olan İsrail, bin yıllık çölü ağaçlandırıyor. Biz de bin yıllık ormanlarımızı yakarak-keserek güzelim Türkiye topraklarını çöle döndürüyoruz! Bundan büyük cehalet, gaflet ve ihanet olabilir mi? Diyerek içimi dökmüştüm. Uçağımız meydana indiğinde, arkadaşıma uzun, beyaz entarili ve başları agelli yorgun Arapları göstermiştim. Sıcak bir çöl rengini üzerine çeken o İslâm ülkesi, yüreğimi kavurmuştu. Bir kere yine yazmıştım: Iğdır'a doğru giderken daha Digor ilçesine varmadan, yolun sağında, kocaman bir köy var. İlaç için olsun bir tek, ama bir tek ağacı yok. Bizim o köyümüzü bir TV programıyla tesbit ederek bütün dünyaya göstermeyi çok isterdim. Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde bir öğretim üyesi olsaydım sınıfımın bütün çocuklarını alır, o ağaçsız köye götürürdüm. Ağacı bilmeyen, görmeyen, sevmeyen, belki de ağaca kanlı-bıçaklı düşman olan o köylülerimiz üzerinde araştırmalar yaptırırdım. Bitirme tezleri hazırlatırdım. Ağaçsız şehir isimli şiirimin iki kıt'ası şöyle: ....... Kim yakmış bu köyün yeşilliğini? Rüzgârını kim kesmiş, gülünü kim kavurmuş? Kuşunu, kurdunu, maralını kim vurmuş? Kim emzirmiş yılan yüzlü cahilliğini? Bu böyle kaçıncı ormansız şehir? Bu bomboz, bu kuru, bu nursuz şehir Canına kast etmiş uğursuz şehir Müslümansız şehir, imansız şehir... Yeşilin, ağacın, ormanın bulunmadığı bir yerde İslâmın ruhu yoktur. "Kıyamet koptuğu zaman, elinizde bir hurma dalı varsa, onu toprağa dikin!" diyen bir büyük peygamberin ümmeti, ağaçtan ve ormandan nasıl kopabilir? İki hafta üst üste Almanya'yı yazmamın sebebi orada gördüğüm bitki örtüsüdür. Ülke topraklarının % 33'ünü kaplayan bereketli ormanlardır ve temizliktir. Geçen hafta Sapanca'ya gittim. Sakarya Valiliği'nin Sapanca Kaymakamlığı'nın, Sapanca Belediye Başkanlığı'nın Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı'yla birlikte hazırladığı 1. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları'na katıldım. Sapanca Şiir Akşamları'na: Türkmenistan'dan, Kazakistan'dan, Bulgaristan'dan, Kırgızistan'dan, Romanya'dan, Makedonya'dan, Azerbaycan'dan, Kıbrıs'tan, Moldavya'dan ve Kosova'dan şairler gelmişti. Türkiye'den katılan 25 şairle beraber 35 şair, Türkçemizin ses bayrağını Sapanca'da dalgalandırdılar. Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, Prof. Dr. Mustafa İsen, Doç. Dr. Ramazan Korkmaz şiir üzerine, şiir yüklü konuşmalar yaptılar. Üç gün süren Sapanca Şiir Akşamları'ndan İstanbul'a bir kuş hafifliğiyle döndüm. Büyülenmiş gibi, döndüm. Bir rüya aleminden çıkıp gelmiş gibi kendimi huzurda hissettim. Evvela gördüm ki Sapanca, Türkiyemizin en güzel yerlerinden biri. Sapanca Gölü'nün masmavi sularına, muhteşem bir bitki örtüsünün yeşilliği düşüyor. İlçe topraklarının % 65'i çam, meşe, ıhlamur, gürgen köknar, kestane, kavak, söğüt, salkımsöğüt ağaçlarıyla kaplı. Yeşilin her tonu, akıllara durgunluk veren bir bereketle, ve güzellikle boy atıp durmuş. Yeşil, adeta gürleye gürleye topraktan yükselip gitmiş. Sapanca'da, mesela İstanbul Deresi'nde, Alabalık Çiftliği'nde gözlerime inanamadım. Ormanların içinden, kenarından, karşısından geçerken şaşırdım kaldım. İçimden: "Ya Rabbim dedim, nasıl olmuş da bugüne kadar bu güzelim ağaçları kesmemişler, yakmamışlar? Bu mübarek güzellikler karşısında nasıl olmuş da öfkeden, cehaletten çıldırıp dağlarımızı, tepelerimizi çırılçıplak soymamışlar?" Sapanca, Türkiyemizin cennet köşelerinden biri... Sapanca; toprağın, yaprağın, ağacın, ormanın, gölün, yeşilin şiirleştiği bir yer. Sapanca'ya gitmedinizse, büyük kayıptasınız demektir. Avrupa ülkelerinde gördüğüm bütün tabii güzellikleri, bana Sapanca unutturdu. Allahıma şükrolsun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.