Geçen hafta Sivas'taydım. Orada, 27-28 Ekim günlerinde, Sivas Aydınlar Ocağı'nın ev sahipliğinde, önemli bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya: İstanbul, Bursa, Giresun, Kocaeli, Sakarya, Anadolu, Samsun, Alanya, Konya, Kayseri Aydınlar Ocağı temsilcileri katıldı. Aydınlar Ocakları 20. şura toplantısında, aşağıdaki kararlar alındı: 1- Cumhuriyete saygı, her şeyden önce Türk kimliğine ve Türkiye'ye saygıdır. Yer ve kuruluş adlarında, eğitim ve öğretimde, Türkçe esas olmalıdır. 2- Cumhuriyet, demokrasi ve milliyetçilik, temel değerlerimizdir. Biri, diğerinin yerine ikâme edilemez. Fert, millet ve devlet de aynı şekilde, birbirini tamamlayan unsurlardır. 3- Medenî Kanunumuzda gerekli değişikliklere evet, gereksiz zorlama ve işgüzarlıklara hayır diyoruz. Madde numaraları değiştirilmeden yaşayan Türkçeyle değişiklik yapılabilir. "İddia" yerine "olgu" "istifa" yerine "çıkma" "tahsis" yerine "özgüleme", "hüsnüniyet" yerine "dürüst davranış", "mahfuz hisse" yerine "saklı hisse" gibi örnekler, işgüzarlık ve dilimize saygısızlıktır. Koca ve karının ikâmetgâhlarının farklılaştırılması, aile ve yuva mefhumunu dinamitlemektedir. 4- Yolsuzluk terörü (banka, ihale ve hayali ihracat) ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biridir. Üstüne gidilmeli, devletin zararı telâfi edilmelidir. 5- Türk lirasına saygı, önce yönetenlerden beklenmeli, reel sektör desteklenmeli, dış dayatmalara izin verilmemeli, ekonomi IMF yörüngesinden çıkarılmalıdır. Tarım alanlarını boşaltacak "doğrudan gelir desteği" politikası düzeltilmeli, işsizliği ve fakirliği arttıracak "üretme, ithal et" anlayışı terk edilmelidir. Çarpık ve ülke çıkarlarına aykırı özelleştirmelerden kaçınılmalıdır. 6- 11 Eylül terör olaylarından sonra, sınırlamalar getiren ve Kopenhag kriterlerinden uzaklaşan Avrupa'nın Türkiye'den gereksiz taleplerde bulunması hoş görülemez. 7- Geleceği belirsiz bir AB üyeliği için, bugünden taviz verilmemelidir. Hele bu, KKTC için düşünülmemelidir. 1960 Londra ve Zürih Antlaşmalarına rağmen, Türkiye üye olmadan Rum kesimi üye yapılamaz. Her türlü terör, kara para aklama ve uyuşturucu trafiğinde, merkez olan Rum kesimi terörist yönetim statüsüne alınmalıdır. 8- ABD'nin terörü önlemek bahanesiyle, milletlerarası hukuka aykırı saldırıları, sivil halka yönelmiştir. Kabul edilemez. 9- Komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı esastır. Kuzey Irak'ta yapay bir gecekondu Kürt devleti kabul edilemez. 10- İnanç dünyamızı ve İslâmî geleneğimizi reddeden, tercüme ve şekilciliğin etkisindeki radikal hareketler, İslâmı bağlamaz. Bu tip sapmalara karşı aydınlatıcı bir kampanya açılmalıdır. 11- Türk Dünyası ile olan ilişkiler, çelişkilerden kurtarılmalı, bu alanda ilgili devlet bakanlığının yetki ve imkânları arttırılmalıdır. Günümüzde, Dünya ve insanları derinden etkileyen değişmeler olmaktadır. Bu değişmelerle birlikte, ekonomik kriz, artan işsizlik, insanî değerlerin yıpranması, tükenen güven bunalımı gibi birçok problem ortaya çıkmaktadır. Bu problemler, ancak yüksek şuurlu ve yüksek manevî gerçekleri idrak etmiş kadrolarla çözülebilir. İhtiyaç duyulan bu kadrolara Aydınlar Ocakları sahiptir. Bu ocaklar, gerekli şuur değişiminde üstüne düşen görevleri hakkıyla yerine getirecektir." Aydınlar Ocakları 20. Şurası sonuç bildirisini, Sivas'ta basın mensuplarına, Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Erkal okudu. Sonra, Sivas Aydınlar Ocağı, çeşitli şehirlerimizden 20. Şuraya katılan üyelere, Sivas'ı tanıtma gezisi düzenledi. Gördüm ki Sivas, benim çocukluk ve gençlik yıllarımın Sivas'ı değil. Şehir, yeni caddelere, yeni yollara, yeni yerleşim bölgelerine kavuşmuş. Sivas'ın artık ne o eski tozu-toprağı, ne o eski kağnıları ve faytonları kalmış. Sivas şimdi temiz ve büyük bir şehir. Benim o çocukluk yıllarımın Sivas'ıyla bugünkü Sivas arasında dağlar kadar fark var. 4 Eylül Erkek Lisesi Kongre Müzesi haline getirilmiş. Orada okumuş olduğum sınıfları görmek, beni elli yıl öncesine götürdü. Hüzünlendim elbette. Orta Anadolu'nun en eski, halkıyat bakımından en zengin şehirlerinden biri olan Sivas'ta, kültür hareketleri bakımından da yeni bir canlanma var. Sivas, şimdi, Lütfullah Bilgin gibi çok değerli bir valiye sahip olmanın huzuruyla yaşıyor. Şehir, göl gibi durgun ve sessiz olan o eski halinden yavaş yavaş sıyrılmaya başlıyor. Sivas'ta "At sahibine göre kişner!" atasözünü bir kere daha hatırladım. Ekim ayının son haftasında Sivas iki kültür hareketine şahit oldu. Önce Nil Kırtasiye Sivas'ın üç yazarını bir imza gününde bir araya getirdi: Ahmet Turan Alkan-Beşir Ayvazoğlu ve ben okuyuculara kitaplarımızı imzaladık. Sonra Sivas Aydınlar Ocağı'nın hazırladığı: "Cumhuriyetimizin 78. Yılında Türkiye" konulu panel, Ticaret ve Sanayi Odası salonunda yapıldı. Önce ben söz aldım. Varlık sebebimiz olan Türkçe üzerinde durdum. Sonra Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, Türkiyemizin çeşitli mes'elelerini, mükemmel bir ciddiyetle, mükemmel bir üslupla ortaya koydu. Davetliler onu büyük bir zevkle dinlediler. Aydınlar Ocağı Sivas Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Göze'ye yönetim kurulu üyelerine ve bütün davetlilere selam, sevgi, saygı.