Tarsus'ta bir belediye başkanımız: B. Kocamaz

A -
A +

18-20 yaşlarında lise mezunu bir delikanlı düşünün. Sorulan sorulara cevap veremiyor. Adını bilmiyor. Anasını-babasını hatırlamıyor. Nerede oturduğunu söyleyemiyor. İşte, hafızasını kaybeden bu delikanlının durumu ne ise, tarih şuurundan mahrum kalan insanların durumu da o! Bundan on yıl önce Avustralya'ya gittim. Avustralya Türkiye'den on misli büyüklüğünde bir ada. Ülkenin müzesini gezdim. Adeta tamtakırdı. Vitrinlerden birinde bir at nalı vardı. Bana dediler ki: "5-6 yıl önce buraya, İngiltere kraliçesi gelmişti. Bu nal, kraliçenin bindiği atın ayağından düşmüştü. Alıp bu müzeye koydular. Bu nal, artık yüzlerce yıl burada kalacaktır. İngiliz, kraliçenin bindiği atından düşen bir nalı bile müzesine koyuyor, biz de, tarihimizin çok önemli dönemlerinde, çok önemli hizmetlerde kullanılan, hatta savaşları kazanmamızda birinci derecede yeri olan araçları-gereçleri ya hurda fiyatına satıyoruz veya onları çürümeye terk ediyoruz. Neden? Çünkü tarih şuurumuz yok. Çünkü tarih şuurundan kopmakla neler kaybettiğimizi, neler kaybedeceğimizi kat'iyyen bilmiyoruz. Edirne'ye gittiğimde görmüştüm. Binlerce askerimizin Ruslara karşı çarpıştığı, şehit düştüğü tabyalarımızda yüzlerce sığır geviş getiriyordu. Etraf, hayvan dışkılarıyla öğürmekteydi. Sakarya savaşının geçtiği tepelerde, bizim kullandığımız çok büyük toplarımız toprağa gömülmüşlerdi, çürümeye terk edilmişlerdi. Atatürk'ü 18 kurmay subay arkadaşıyla birlikte 19 Mayıs 1919'da, İstanbul'dan Samsun'a götüren o meşhur BANDIRMA vapurumuz "artık işe yaramaz" gerekçesiyle hurda fiyatına şuna-buna satılmıştı. Samsun Belediyesi, o vapuru aynı ölçüler içerisinde yeniden yaptırmış, getirip Samsun'un bir kıyısına yeni bir müze olarak açmıştı. Çanakkale'de Deniz Savaşlarının kazanılmasında NUSRET MAYIN gemisinin çok büyük hizmetleri olmuştu. Yzb. İsmail Hakkı Bey kumandasındaki Nusret Mayın Gemisi, Çanakkale Boğazının karanlık bölgesine 30 civarında mayın döşemişti. Ve deniz savaşlarının son gününde bazı düşman gemileri, o mayınlara çarparak ya batmışlar, ya da çekilip gitmişlerdi. Aziz Devletimiz, o tarihî gemiyi, savaştan sonra, kum ve hayvan taşımacılığında kullanmıştı. Derken, "Artık eskidi!.. gerekçesiyle satışa çıkarmıştı! Niçin? Tarih şuurundan noksan beyinlerin keçeleşmesi yüzünden!" Bu büyük gaflete ve ihanete Tarsus'un tarih şuuruyla yüklü MHP'li Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz mâni oldu. Gidip o gemiyi satın aldı. Tarihî gemimizi TIR'lara yükleyerek Tarsus'a getirdi. Özel bir havuz yaptırarak içine yeni bir müze olarak oturttu. B.Kocamaz olmasaydı o mayın gemimiz de yok olup gidecekti. Geçen hafta Tarsus'taydım. Burhanettin Kocamaz, 10 yıldan beri Türk Cumhuriyetlerinden ve topluluklarından davet ettiği şairlerle KARACAOĞLAN ŞİİR AKŞAMLARI'nı düzenliyor. Bu kültür faaliyeti de kırk tarihî gemi kurtarmak kadar önemlidir. Burhanettin Kocamaz'a ve ekibine selam, sevgi, alkış...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.