Vebal dost bildiğimiz ülkelerin üzerindedir

A -
A +

Kaç günden beri, sevgili peygamberimizin bir Hadis-i şerifi, yüreğimi kanatıyor. Buyuruyor ki: "Bir kimseye iyilik yaptığınız zaman, ondan gelecek kötülüklere karşı hazırlıklı olun!" Günlerce değil, aylarca değil, devlet ve millet olarak, kendilerine yıllarca iyilik yaptığımız birtakım kimseler, şimdi, binbir türlü kötülükle, kinle üzerimize saldırıyorlar. Aynı zamanda, kendi bindikleri dalı da kesiyorlar. Elbette bütün Kürtleri kast ederek yazmıyorum. Her Türk gibi, benim de Kürt'lerden çok yakın, kardeş derecesinde çok yakın arkadaşlarım var. Yazdıklarım, yazacaklarım Kürtler adına vurup kıranlar, esip tozanlar üzerinedir. Biz Türkiye'de, bin yıldan beri, Kürtlerle iç içe yaşıyoruz. Bürokrat, asker, kumandan, müsteşar, bakan, başbakan, Cumhurbaşkanı... olan Kürt asıllı kaç insanımız var. Ama biz, "Ne mutlu Türküm diyene!" diye göğsümüzü germeden yüz yıl önce bazı Kürt ileri gelenleri, devletimize isyan ettiler. İlk Kürt isyanını, 1806 yılında Babanzade Abdurrahman Paşa başlattı. Devletimiz ona paşalık rütbesi vermişti. O da, gördüğü bu iyilik karşısında etrafına ölüm saçmıştı. Kürt Abdurrahman Paşa'dan sonra: 1812, 1820, 1830, 1832, 1834, 1840, 1880, 1908, 1913, 1919, 1920, 1921, 1924, 1927, 1937 yıllarında başka Kürt isyanları da oldu. Ama doğrusu en büyük, en vahşi, en kanlı ayaklanmayı APO başlattı. 35.000 canımızı kaybettik. Biz millet olarak çok büyük savaşlardan geçtik. 500.000 kişilik ordularla da çarpıştık. Ama karşımızda, düşman da belliydi; meydan da. PKK teröristleri, gündüz külahlı, gece silahlı olan kimselerdendirler. Üstelik vurup kaçtıkları dağlar da sınırlarımızın çok dışında. Onların TBMM'ye giren sözcülerinin hepsi de, devletimizin sağladığı büyük imkanlardan istifade ederek okuyan, üniversitelerimizden mezun olan ve devletimizin bütçesinden maaş alan kimseler. Dünyanın acaba hangi ülkesinde, devlet bütçesinden maaş alarak o devleti yıkmaya, vatanı bölmeye çalışan milletvekilleri var?.. Bu milletvekillerinin ve bu çok vahşi PKK militanlarının Türk düşmanlığı yüzünden, Türkiye çok zor ve çok tehlikeli günler yaşıyor. Bir iç ayaklanmaya doğru gidiyoruz. Bir iç ayaklanma, Kürtler için de, Türkler için de büyük felâketler doğuracaktır. Biz, 30 yılda 35.000 can kaybettik. Ama bir iç savaş başlarsa 350.000 kişi kaybedebiliriz. Bu felaketin en büyük sorumlusu bana göre hem ABD hem de NATO'dan müttefikimiz Avrupa devletleridir. Obama'nın bir tek, ama bir tek cümlesi, bu rezil, bu bayağı, bu anlamsız, bu kanlı Türk düşmanlığının ve kardeş kavgasının önüne geçebilirdi. Obama, Barzani'ye ve Talabani'ye: "Bu PKK ihanetine Irak topraklarında destek olmayın. Bu fitneyi durdurun!" deseydi, Türkiye huzura kavuşurdu. Demedi. Demiyor. Demeyecek. Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail davalarını bilmeyenler, 1071 Malazgirt zaferinden sonra, Hristiyan Batının ŞARK MESELESİ'nden haberdar olmayanlar, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere, kırk devletin açtığı ölüm çukurlarında yok olup gideceklerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.