Yepyeni bir Sakarya

A -
A +

Milletimizin kendine has, müsbet ve menfi özellikleri var. Bu özelliklerin başında; unutkanlığımız, tarihten ibret almamamız geliyor. Eskiler; "Hafıza-i beşer, nisyân ile ma'lûldür!" demişler. Bu vecizedeki beşerden, yani insandan kasıt, herhalde biziz. Nisyan, bildiğiniz gibi unutmak demektir. Ma'lûl ise: illet, hastalık karşılığında bir kelime. İnsan hafızası, gerçekten hep unutmak hastalığıyla mı yaralı? Mehmet Akif merhumun sızlanışını hatırlayacaksınız: Tarihe, tekerrürden ibarettir diyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi! Geçenlerde gittiğim Sakarya'da unutkanlığımızdan, tarihten ibret almayışımızdan bin kere hayıflandığım oldu. Neden diyeceksiniz: Sakarya'da 1943 yılında bir deprem olmuş. Sakarya başımıza göçmüş. Ter-ü taze canlar kaybetmişiz. Ama gözyaşlarımız kuruduktan sonra o büyük faciayı unutmuşuz. Deprem kuşağı üzerinde yeniden ev-bark kurmaya başlamışız. 1967 yılında Sakarya'da-Adapazarı'nda bir deprem daha yaşanmış. Yeniden yıkıntılar altında kalmışız. Kaybettiklerimizin karşısında diz çöküp yeniden ağlamışız. Sonra bu depremden de hiçbir ibret dersi çıkarmamışız. Ağlama-sızlama dönemi geçtikten sonra, yanlış şehirleşmeye devam etmişiz. Unutkanlığımız tekrar öne çıkmış. Aklımızı kullanamamışız. Cenab-ı Hakk Yûnus suresinde buyuruyor ki: "Aklını kullanmayan necistir!" Aklını kullanmayanlar, yani 1943-1967 depremlerinden ders çıkarmayanlar, 1999 yılında yeni ve öncekilerden daha dehşetli bir faciayla karşı karşıya kaldılar. Deprem, 17 Ağustos 1999 tarihinde Sakarya'yı bir kere daha kasıp kavurdu! Toprak, âdeta tiftik gibi atıldı. 1999 depreminin faciasını ortaya koyan şu rakamlara bakınız: Resmî rakamlara göre: 3.891 vatandaşımız hayatını kaybetti. 5.180 vatandaşımız yaralandı. 24.662 evimiz yıkıldı. 46.603 evimiz hasar gördü. 5.090 işyerimiz çöktü. 6.493 iş yerimizin duvarları, tavanları çatladı. Şehrin su ve kanalizasyon altyapısı % 80-85 nisbetinde kullanılamaz hâle geldi. Peki sonra? Bu Haziran ayının ilk haftasında Sakarya'daydım. Orada 1999 depreminin ardından yapılan çalışmaları anlatılmaz bir heyecanla inceleme fırsatı buldum. Bütün dünyaya örnek bir gayretle nasıl derlenip toparlandığımızı gördüm. Bir kere daha anladım ki, milletimizin-devletimizin huzuru, refahı, yükselişi...idarecilerimizin bilgilerine, görgülerine, zekâlarına, kabiliyetlerine bağlı. İyi idarecilerle hep aydınlıklara doğru yürümüşüz. Geriliğimiz, buhranlarımız ise, bir gün sonrasını bile göremeyen, düşünemeyen devlet adamlarımızın yüzünden olmuş. Sakarya'da, bir deprem ülkesi olan Japonya'nın yetkililerini bile şaşırtan büyük başarılara ulaşmışız. Bu defa akıllı-bilgili-görgülü idarecilerimiz, tarihten ibret almışlar. Geçmişin öldüren yanlışlarını unutmak-unutturmak istememişler. Kim bunlar? Sakaya Valisi M. Cahit Kıraç ve kurduğu genç, dinç, çalışkan bir kadro! Sonra Büyükşehir Belediyie Başkanı Aziz Duran ve arkadaşları ve sonra Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü!.. Evvela, şehrin bütün enkazı 40 gün gibi kısa bir sürede kaldırılmış. Her gün, 1.200 kamyon, ikibuçuk milyon ton enkaz taşımış. Halka, 43.000 çadır dağıtılmış. Böylece 120.000 depremzedenin barınması sağlanmış. Sonra Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın yardımıyla 10.354 adet prefabrike ev yapılmış. Bu geçici evlere 40.000 vatandaşımız yerleştirilmiş. Çadırgâhlarda ve prefabrike evlerde yaşayan 26.000 aileye muntazam olarak gıda yardımı gitmiş. 80.000 aile ise, adeta yeni baştan giyindirilmiş. 1999 depreminde 69 okulumuz ağır, 49 okulmuz orta, 105 okulumuz az hasar görmüş. Yıkılan okullar yerine Devletimiz ve gönüllü kuruluşlar 135 yeni okul yaptırmış. Bu münasebetle 30 trilyondan fazla para harcanmış. Sakarya'nın % 43'ü, ormanlık ve fundalık bir alan. Ah ne güzel... Ancak, birtakım zavallılar, şu veya bu sebeple o güzelim, o mübarek ormanlarımızı 24 ayrı yangınla yok etmek ihanetine girişmişler. 114 hektarlık ormanımızı küle döndürmüşler. Depremden sonra 36 milyar TL harcanarak 21 km orman ve emniyet yolu yapılmış. 1.222 km'lik yol, yeniden elden geçirilmiş. Velhasıl, güzel hizmetler kırk sütuna sığmayacak kadar çok. Akıllı, bilgili, tecrübeli idarecilerimiz sayesinde, yeni Sakarya, zemin çalışmaları yapılarak, deprem hattının dışına taşınmış. Yani geçmişten ibret alınmış. Yeni Sakarya şehrini gidip gördüm. Eski Sakarya'nın galiba 10-15 km. uzağında, 45-50 bin ev yapılabilecek bir alan üzerinde, 15.000 civarında yeni evler inşa edilmiş. Kocaman bir şehir kurulmuş. Bazı depremzedeler yeni evlerine taşınmışlar bile. Önümüzdeki yıllarda eski Sakarya ile yeni Sakarya'yı birbirine bağlayacak bir tramvay yolu yapılacak. Şehrin işyerleri, eski Sakarya'da kalacak, yeni Sakarya ise, bir oturma bölgesi halinde gelişecek. Sakarya'nın genç, bilgili, yürekli, çalışkan bir valisi var. Kurduğu kadro da kendisi gibi. 1999 depreminden sonra Sakarya'da birtakım depremzedeler: "- Devlet nerde? Devlet nerde?" diye bağırıyorlardı. Değerli Valimiz M. Cahit Kıraç ancak gönül gözü açık olanlara büyük bir gururla yeni Sakarya'yı gösterip gülümsüyor ve sanki: "- Devlet işte burada!" diyor. Devletimiz-milletimiz var olsun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.