1920'lerde Türkiye Ermenistan ilişkileri -lll-

A -
A +

Gümrü Andlaşması yeni Türkiye'nin (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin) bir yabancı devlet ile yaptığı ilk uluslararası sözleşmedir. Gerçi bu Andlaşma, Kafkasya'da ortaya çıkan gelişmeler sonucu, onaylanamadığı için yürürlüğe giremeyecek ve yerini, Gürcistan ve Azerbaycan ile ilgili konularla birlikte, 16 Mart 1921 günü Moskova'da imzalanan Andlaşmaya bırakacaktır. Ama onun tarihsel değeri gene de ortadadır. Olaylar şöyle gelişmişti: Rusya'da 1917 Ekiminde Komünist Devrimi olunca, Bolşevik Hükümeti, Osmanlı Devleti ile savaşa son vermek üzere, önce 5 Aralık 1917'de Erzincan'da bir Ateşkes Anlaşması yapmış ve arkasından da 3 Mart 1918 günü Brest-Litovsk'ta bir Barış Andlaşması imzalamıştı. Bu Andlaşma ile Bolşevik Hükümeti, "93 Harbi"nden (1877) önceki Türk-Rus sınırına dönülerek, Kars, Ardahan ve Batum Sancaklarının, halkının rızası şartı ile, Türkiye'ye geri verilmesine razı olmuştu. Bunun üzerine, Türk Ordusu Doğu Anadolu üzerinden Kafkasya'ya girmiş ve söz konusu üç bölgede yapılan bir plebisit, halkın çoğunluğunun Türkiye'ye bağlı kalmak istediğini göstermişti. Gümrü Andlaşması yeni Türkiye'nin tarihinde şu gerçekleri ortaya koymuştur: Bir kez, Misak-ı Millî'nin Kafkasya sınırı için öngördüğü "93 Harbi" öncesi çizgisinin Ermenistan kesimi, 1828'de İran'dan Rusya'ya geçen ve 1918'den beri Ermeni işgalinde olan Iğdır ve Tuzluca ilçeleriyle birlikte, Kara bölgesinin geri alınmasıyla gerçekleşmiştir. Bu çizgi, ertesi yıl Sovyetler Birliği ile Moskova'da ve federe bir Sovyet Cumhuriyeti haline gelen Ermenistan ile Kars'ta imzalanacak andlaşmalara da temel olacaktır. Üstelik, Kâzım Karabekir komutanlığındaki Türk Ordusunun Gürcistan doğrultusunda ilerlemesi üzerine Ardahan, Artvin ve hatta Batum'un da ele geçirilmesinden sonra, Gürcistan kesimlerindeki sınır da Moskova ve Kars Andlaşmalarıyla yeni Türkiye'nin Doğudaki hedeflerine ulaşmış olacaktır. Böylece, İstanbul Hükümetinin 1918'de imzaladığı Mondros silah bırakılışının sınırı ilk kez geçildiği gibi, 1920 Sevr Barış Andlaşmasının geçersizliği fiilen de kanıtlanmıştır. İkinci tarihsel gerçek Ermeni sorunu Türkiye'nin haklarını karşılayacak biçimde ve kesinlikle bir çözüme bağlanmıştır. Üçüncüsü, genç Türk devleti o sırada çeşitli cephelerdeki savaşlardan birini istediği biçimde sona erdirmekle, nefes alabilmiş ve kuvvetlerini öteki cephelerde daha rahat kullanabilmek imkanını bulmuştur. Bundan başka dayanışma içine girmeye hazırlandığı Sovyetler Birliği ile Kafkasya'da ulaşım imkanını elde etmiş, Ermenilerin elinden de birçok silâhı almıştır. ..... Bütün okurlarımın bayramını kutlarım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.