Geçen yazımızda 20'nci yüzyılda Irak devletinin nasıl kurulduğunu anlatmıştık. 1932-1939 arası Irak'ta siyasal çekişmeler olduğunu görüyoruz. Kral Faysal bağımsızlık sonrasında bölünmüş siyasal çevreleri birleştirmek üzere muhalefet liderlerinden Reşid Ali Ceylani'yi başbakan atadı. 1933'te Musul'daki Asuriler ayaklandı. Reşit Ali hükümeti bunu sert bir şekilde bastırdı. Bir müddet sonra daha ılımlı bir hükümet kuruldu. Kral Faysal'ın ölümü üzerine genç ve tecrübesiz Gazi kral oldu, ortalık yeniden karıştı. Genç reformcular Ahali Grubu adı altında toplanmışlardı. Bunların başına Hikmet Süleyman adlı eski bir politikacı geçti. Bu zat Mahmut Şevket Paşanın kardeşi idi. Rahmetli Dışişleri Bakanımız Tevfik Rüştü Aras'ın bizzat kendisinden dinlemiştim. Irak'ı ziyaretleri sırasında başbakan olan Hikmet Süleyman beye yönetimi öven sözler söyleyen Aras'a Hikmet Süleyman aynen "Efendim biz kendimizi Türkiye'nin imtiyazlı bir vilayeti addediyoruz" diye cevap vermiş. 1936'da general Bekir Sıtkı yönetiminde bir askeri darbe ile hükümet ele geçirildi. Ordu içindeki muhalif kanat Bekir Sıtkı'yı bir süre sonra öldürdü ve ordu içindeki hiziplere dayanan hükümetler dönemi başladı. Kral Gazi zamanında bazı reformlar da yapıldı. 1934'te yapılmasına başlanan Kuttü-i Amare sulama projesi tamamlandı. 1935'te Kerkük petrol yatağını Akdeniz'e bağlayan boru hattı açıldı. 1935'te İngiltere denetimindeki demiryolları satın alındı. Bayındırlık, dış ticaret ve eğitim alanlarında önemli gelişmeler sağlandı. İran ve Suriye ile mevcut sınır meseleleri halledildi. Türkiye, İran ve Afganistan'la ortak Sadâbad Paktı 1937 yılında imzalandı. Suudi Arabistan ve Yemen'le Saldırmazlık Paktları imzalandı. Kral Gazi, İkinci Dünya Savaşından kısa bir süre önce bir otomobil kazasında öldü. Yerine 4 yaşındaki oğlu Kral İkinci Faysal geçti. Yeni kralın amcası Emir Abdullah da naip olarak yönetim sorumluluğunu üstlendi.