30 Ağustos 2006 yani dün Türk'ün şanlı tarihinin zaferle dolu geçmişinin 84'üncü yılı idi. Bu tarihte Türk ordusu müstevli Yunan ordusunu büyük bozguna uğratıp Anadolu'yu bu düşmandan temizlemiştir. "Büyük Taarruz"u ve "Başkomutanlık Meydan Muharebesi"ni kısaca anlatayım... Sakarya Meydan Muharebesinden sonra Eskişehir-Afyon doğusu hattına çekilen Yunan ordusu, tuttuğu mevzileri yaklaşık bir sene boyunca tahkim etti. "Aşılamaz-Geçilemez" şeklinde değerlendirilen bir savunma mevzii meydana getirdi. Bu arada Türk Ordusu da Yunan'ı Anadolu'dan def etmek için vurulması gereken son darbenin hazırlıklarını yaptı. Taarruz için geceli gündüzlü çalıştı. Düşmana hiç beklemediği bir yerden, Afyon'un güneybatısındaki sarp dağlık bölgeden, kuvvetinin büyük kısmıyla taarruz etmeye karar verdi. Bu bölgeyi 1'inci Ordunun 1'nci, 2'nci ve 4'üncü Kolordularına bağlı 11 Tümenle bir müstakil tümen, 5'inci Süvari Kolordusuna bağlı üç tümen getirildi. Bu kuvvetler kuzeye doğru taarruzla, düşmanın gerisine düşecek ve batıya doğru çekilmesine fırsat vermeden, onu bir imha muharebesine mecbur edecektir. Afyon'dan Eskişehir'e kadar uzayan 130 km'lik cephe kısmına ise büyük bir cesaretle 7 tümen ayrıldı. Bu kuvvetin de sıklet merkezi Afyon kuzeyi bölgesinde tesis edildi; Eskişehir bölgesi hemen hemen boş denecek kadar zayıf tutuldu. Hazırlanan taarruz plânına göre 1'inci Ordu kuvvetleri Afyon'un batısından kuzeye doğru taarruza geçtiklerinde, Afyon'un doğusu ve kuzeyinde bulunan 2'nci Ordu kuvvetleri de taarruzla düşmanın, kesin sonuç almak istediğimiz 1'inci Ordu bölgesine kuvvet kaydırmasına engel olacak ve diğer bölgesinde bulunan düşman ihtiyatlarını kendi üzerine çekmeğe çalışacak ve Süvari Kolordusu da Ahır Dağlarından aşarak düşman yan ve gerilerine saldıracaktır. 26 Ağustos sabahı düşman mevzilerini döğen topçu ateşiyle Türk'ün Büyük Taarruzu başladı. Düşman neye uğradığını şaşırmıştı. Çünkü bu taarruz, düşmanın hiç beklemediği bir zamanda ve hiç beklemediği bir yerden başlamıştı. Kurtuluşun, Türklüğün bekasına ve Anadolu'nun düşman çizmesinden kurtarılmasının tek yolunun bu taarruz olduğunu anlamış ve inanmış olan Türk askerinin taarruzları karşısında Yunanlılar tutunamadı. 27 Ağustos'ta Türk kuvvetleri düşmanı önüne katarak Sincanlı ve Afyon ovalarına indiler. Afyon kurtarıldı. Darmadağınık olmuş Yunanlılar 27-28 Ağustos günleri Sincanlı Ovasındaki tepelerde tekrar savunmaya geçmek istedilerse de başaramadılar. Dumlupınar-Uşak doğrultusunda canlarını kurtarmak için kaçan Yunanlıların büyük kısmı güneyden 1'inci Ordu, kuzeyden de 2'nci Ordu birliklerinin tazyiki sonucu Aslıhanlar bölgesinde sıkıştırıldı ve kuşatıldı. 30 Ağustos günü Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa'nın, muharebe sahasının içinde bulunan Zafer Tepe'den yönettiği taarruz sonucunda bu kuvvetlerin büyük kısmı imha edildi. "Başkomutanlık Meydan Muharebesi" adı verilen bu muharebeden kurtulan ve arta kalan Yunanlılar, vahşi ve insana yaraşmayacak davranışlar içinde, önüne gelen masum Türk'ü keserek, evini köyünü yakarak, daha doğrusu kendi ırkına mahsus imzasını geçtiği yerlere atarak, İzmir'e doğru kaçmaya başladı. Türk Ordusu yaptığı Takip Harekâtı sonucunda 9 Eylül'de İzmir'e ulaştı ve Anadolu'yu Yunan'dan temizledi. Bu savaşa katılan şehit ve gazilerimize Allah'tan rahmet diler ordumuzu bir daha kutlarız...