AB içindeki çekişmeler

Katılmaya çalıştığımız Avrupa Birliği içinde önemli çekişmeler olduğu görülmektedir. Halen İtalya'da Başbakanı Silvio Berlusconi'nin koalisyon hükümeti üyesi bir zamanlar Kuzey İtalya'nın Güney'den ayrılması için Kuzey Ligi ismi altında bir partisi olan Umberte Rossi Avrupa Birliği için "Stalinci Avrupa süper devleti, Batı'nın Sovyetler Birliği" demektedir. Alman Başbakanı Gerhard Schröder biriken aidat borçlarını hatırlatan bir Avrupa Birliği (AB) mektubunu dikkate almamış ve senelerdir rakibi Edmund Stoiber'in yaptığı gibi AB'ye muhalefete başlama hazırlıkları yapmaktadır. AB'nin son çalışmaları hususunda genel bir gayrimemnunluk vardır. AB'nin dünya sahnesinde beklenilen imajı veremediği halen Brüksel'de Avrupa'nın geleceği için bir konvansiyon toplanmıştır. Buna AB üyesi 15 ve üyeliğe aday 13 devletten 105 delege katılmaktadır. Bunlar adeta AB'nin en inatçı bilmecelerini çözmeye çalışacaklardır. Halen milli başkentlerde bulunan demokratik kontrolü bozmadan AB müesseselerine gerekli kuvveti nasıl vermeli? Mahalli, bölgesel, milli çok kez üst üste gelen yetkilerini nasıl biribirinden ayırmalı gibi ayda bir kez sabık Fransız Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'in başkanlığında toplanan Konvansiyon bir yılda işini bitirmiş olacaktır. 1987'de ABD'de Philadelphia'da toplanan Anayasa Konvansiyonuna benzetilmek istenen AB konvansiyonunun bununla bir ilgisi yoktur. Anayasa Konvansiyonuna İngilizce konuşan aynı tarafta başarılı bir bağımsızlık savaşı vermiş erkekler katılmışlardı. Bunların ortak bir tarih ve kültür vizyonları vardı. AB Konvansiyonuna ise AB'ce kabul edilen 12 dili konuşan kültür ve tarihleri farklı devlet delegeleri katılmaktadır. İngiliz delegesi Andrew Duff Giscard için "o burada sevilmediğini biliyor, fakat hükümet başkanlarının destekliyecekleri kararlar aldıracaktır" demiştir. Giscard, konvansiyonun çeşitli fikirler için bir forum yerine fikirlerin birlikte kaynaşacağı bir kazan olması üzerinde durarak "tek bir fikir üzerinde geniş anlaşma istemiştir. Giscard konuşmasının en siyasi kısmında" AB mevcut ve gelecekteki diğer dünya güçlerine karşı üye devletler beraber çalışmazlarsa tutunamaz" demiştir. Giscard "Dünya eğer Avrupa'ya güvenirse kendini daha iyi hissedecektir. Gerektiği zaman bir hoşgörü ve itidal, farklılara karşı bir açıklık ve insan haklarına saygı mesajı veren bir Avrupa" görüldüğü gibi AB'ye girmek için önemli ölçüde çaba harcandığı gibi AB'nin doğru dürüst çalışması için de belki daha çok çaba harcamak gerekmektedir.