Antalya'da bir Alman genci 13 yaşındaki bir İngiliz kızına cinsel tacizde bulunuyor. Kız şikayet ediyor. Alman genç tutuklanıyor. Bunun üzerine önce Alman Dışişleri Bakanı sonra Alman Başbakanı Merkel bizim Dışişleri ve Başbakanı arayarak gencin salıverilmesini istiyorlar. Tabiidir ki gerekli cevabı alıyorlar. Osmanlı yönetimi zamanında yabancı devletlere kapitülasyonlar tanınmıştı. Davalarını kendi mahkemelerinde görürler, hemen herşeyde eylemler Türkiye'de cereyan etmesine rağmen kendi yasalarına tabi olurlardı. Yargı bağımsızlığımız yoktu. Almanya, Birinci Dünya Savaşında müttefikimiz olduğundan 1916'da kendi kapitülasyonlarını bıraktığını ilan etmişti. Daha sonra Lozan Anlaşması ile bütün diğer kapitülasyonlar kaldırıldı. Şimdi bütün bunlar yokmuş gibi Alman gencin salıverilmesi istenmektedir. Alman başsavcısı dahi bu suçun Almanya'da ceza göreceğini açıklamıştır. Bir utanmaz yabancı yazarın Türkiye'de hapishanelerde durumun çok kötü olduğunu bildiren bir kitap yazması hatta bunun filminin çekilmesi dünya kamuoyunda aleyhimize bir durum oluşturmuştur. Bu tamamen iftiradır. Yargı sistemimizin daha da modernleşmesini isteyen bazı yazarlarımız aleyhte neşriyatta bulunmaktadırlar. Bunun bu sırada yapılması kendini bilmemezliktir. Terörün uzman askerlerce izlenmesi Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları tarafından Eğirdir Dağ Komando Talimgahında yedek subayların ve erlerin kullanılmayacağı açıklanmıştır. Eğirdir Dağ Komando Talimgahını bilirim. Babam 1929 yılında Eğirdir Dağ Komando Talimgahına komutan tayin olmuştu. Biz de 1929-32 arası Eğirdir'de yaşadık. Talimgah sivri dağın eteklerinde idi. Ben şehirdeki Zafer okulunda tahsile başladım. O zaman da dağcılık ihtisası öğretiliyordu. Hayırlı olsun yeni karar.