Yunan ordusu Kütahya-Eskişehir muharebesinden sonra bulunduğu bölgede yeni taarruz için gerekli hazırlıklarını yapmakta idi. 13 Ağustos'ta Yunanlılar ileri harekâta geçtiler ve 23 Ağustos'ta Sakarya'da Türk cephesine taarruza giriştiler. 23 Ağustos'ta başlayacak Sakarya Muharebesi 22 gün 22 gece aralıksız devam ederek Türk zaferi ile sonuçlandı. Bu süre içinde millet canını dişine takmış, bütün varını yoğunu orduya vermişti. 6 Ağustos 1921'de Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nde birinci sayfada şu başlık vardı. "Mustafa Kemal Paşa hazretleri dün Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandanlığa seçildiler." Mustafa Kemal Paşa büyük bir ustalıkla Yunan ordusunu yenmişti. 13 Eylül'de Sakarya'nın doğusunda tek bir Yunan eri kalmamıştı. Mustafa Kemal'e 19 Eylül'de TBMM tarafından Gazi unvanı ve Mareşal rütbesi verildi. Mustafa Kemal bundan sonra milleti ve orduyu büyük taarruza hazırladı. Türk ordusunda önce 6 bin 600 subay vardı, bu sonra 8 bin 658 subay oldu. 133 bin er, 186 bin er oldu. Yunan ordusunda 6 bin 564 subay 218 bin er vardı. General Populas istifa etmiş Hacı Anesti başkomutan olmuştu. Türk ordusunda sadece kılıç bakımından Yunanlılara üstünlük vardı. Türk piyadesinin yarısının ayaklarında çarık dahi yoktu. Hacı Anesti muharebeleri İzmir'den telsizle idare etmişti. Mustafa Kemal Paşa cephede ve kıtalarının başında idi. 25 Ağustos'ta 2. Ordumuz bir saldırı yapacak asıl taarruz 26 Ağustos cumartesi günü birinci ordu cehpesinden yapılacaktı. 26 Ağustos taarruzu sabah saat 4.30'da topçu ateşi ile başladı. Topçunun ateşi çok etkili oldu. Piyadelerimiz 5.30'da saldırdı. 27 Ağustos'ta düşman direnmesi kırıldı. 28 Ağustos'ta Yunan ordusunun asıl cephesi de yarıldı. Güneyden kuzeye doğru ilerleyen Türk süvari kuvvetleri de doğudan ilerleyen kuvvetler Yunan ordusunu ikiye ayırmış ve büyük kısmını kuşatıcı duruma girmişti. 30 Ağustos'ta Fahrettin Altay'ın süvari kolordusu ve diğer birlikler tarafından çekilme yola kapanmış olan düşman kuvvetleri (beş tümen 40-50 bin kişi) Başkumandanlık Meydan Muharabeleri denilen savaşta kısmen imha edilmişlerdir. 3 Eylül 1922 günlü bir genelge ile 30 Ağustos 1922'de Salköy, Adatepe, Aslıhanlar bölgesindeki düşmanı yok etme savaşına (Başkumandanlık Savaşı) adı verildiği bildirildi. 30 Ağustos zaferi belli bir planın uygulanması ile değil Başkumandan Atatürk'ün hazırlayıp uyguladığı bir plan ile kazanılmıştı. Yunan kuvvetleri 30 Ağustos'ta tamamen 1. ve 2. Ordularımız ve süvari kolordumuz tarafından tamamen kıskaç altına alınmıştı. Taarruzun şiddetle sürdürülerek düşmanın toplanmasına vakit bırakılmamasına karar verildi. Bu sebeple 30 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal 1. Ordu ve Avcı hattındaki 4. Kolorduyu denetleyerek taarruz emri verdi. Önce Küçük ve Büyük Adatepe mevzilerindeki Yunan birliklerine yoğun top ateşi açıldı. Akşama doğru düşman kaçmaya başladı. Böylece 26 Ağustos sabahı başlayarak beş gün gece gündüz devam eden Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan Muharebesi kesin zaferimizle sonuçlandı. Bu zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" ileri emrini verdi. Bu savaşa "Dumlupınar Savaşı" da denir. 1 Eylül'de Yunanlılar Uşak ve Eskişehir'i yaktılar. 2 Eylül'de 61. Alay Eskişehir'e girdi. Akşam üzeri Yunan 1. Kolordu Komutanı General Trikopis (bu başkomutan atanmış, atamayı Türklerden öğrenmişti.) Yunan 2. Kolordu Komutanı General Diyenis 400 subay ve 4000 erle beyaz bayrak çekerek 29. Tümen 69. alay 1. Tabur Komutanı Yüzbazı Nihat Ok'a teslim oldular.