Nisan geliyor, Ermeniler yine tehcir meselesini ortaya atacaklar. Bu konuda pek çok belge okudum inceledim. Bunlardan en önemli bulduğum geçici Ermeni Hükümeti Dışişleri Bakanlığının Fransa Dışişleri Bakanlığına yolladığı resmi belgedir. Bunda tehcire tabi tutulan Ermenilerin sayısı 700.000 kişi olarak tesbit edilmekte ve bunun 400 bininin yollandıkları yere vasıl oldukları ifade olunmaktaydı. Bu belgenin bir sureti bizim Dışişlerinde veya başka bir makamda mutlaka vardır. Bizler durmadan bütün devletlere "Ermenilerle ilgili arşivlerinizi açınız birlikte inceleyelim" diyoruz. Bir türlü yanaşmıyorlar. Benim baba yurdum Erzurum Hasankalesi Büyük Tuy köyündeki ailemden kaç kişi öldürülmüşse ismen hepsini biliyorum. İki küçük halam biri 4 diğeri 6 yaşında onlar da katledilmiş. Erzurum'da camide namaz kılanlar makineli tüfek ateşi ile öldürüldü. Devletler hukukunda savaş halinde devletin halkın bir kısmını başka yere yerleştirebileceği kuralı bilinmektedir. İkinci Dünya Savaşı esnasında ABD Pasifik Okyanusu kıyılarnda yerleşmiş ve en ufak isyan hareketinde bulunmamış binlerce doğma büyüme Japon asıllı vatandaşını Chicago vs. gibi içlere sürdü. Bunlar arasında profesörler, mühendisler, doktorlar, sanatkarlar vs. binlerce meslek sahibi vardı. Savaş hali olduğundan kimse ABD'ye ağzını açmadı. Bizde ise Ruslar Ermenileri ta 1828'den beri isyan hareketlerinde kullanmışlardır. Rusya'nın Birinci Dünya Savaşında müttefikler safından ayrılmasıyla karşılaşan Venizelos iki tampon devlet kurmak fikrine kapıldı. Bunlardan biri Batı'da diğeri Doğu Anadolu'da olacaktı. Venizelos Doğu'da bir bağımsız veya manda altında Ermenistan kurulmasını teklif etti. Buna Ermenistan Rusya Ermenistanı da dahildi ki bu da planın en zayıf noktasını teşkil ediyordu. Venizelos Rus Ermenistanını dahil etmezse yeni Ermenistan'ın yaşayabileceğini ummadığını zira "Türk Ermenistanının geniş bir kısmının ahalisinin Ermenilere düşman Türklerle Kürtler teşkil ettiğini" anılarında yazmaktadır. Aslında bu bölgede Büyük Göç-Tehcir sebebiyle hemen hemen hiç Ermeni kalmamıştı. 1919'da Ermeni delegasyonu tarafından Barış Konferansına verilen bir muhtırada 1914'te Kuzey-Doğu Anadolu'da 1.535.000 Ermeni vardı. Bunlardan 650.000'inin savaşta yok oldukları ileri sürülmüştür. Geri kalan 880.000 Ermeni de Türkiye'nin her tarafına göç etmişlerdi. Savaş sonunda Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinde tek bir Ermeni kalmamıştı. Yunan yazar Pallis Ermenistan'ın Türk topraklarında kurulması tasarısının "Sevr andlaşmasının en zayıf tarafı olduğunu yazmaktadır. Ermenistan ancak ABD'nin İstanbul'u ve Ermenistan için manda yönetimini üstlenmesi halinde düşünülebilinirdi fakat Ermenistan'ı işgal için tam teçhizatlı beş ABD tümeni ve yönetimi için de milyonlarca Amerikan doları gerekecek ve bunu da Amerika halkı ödeyecekti. Venizelos 1918 Aralık ayında Barış Konferansına gönderdiği diğer bir muhtırada Adana vilayetinin de Ermenistan'a verilmesini istemiş ve "bu surette Ermenistan'ın Akdeniz'de kıyısı olacaktır" demiştir. Böylece Doğu Anadolu'nun hemen hepsini kapsayan büyük bir Ermeni devleti kurulması ve Türkiye'nin de çok küçültülmesi bu sürette artık Yunanistan'a bir tehdit teşkil edememesi Venizelos'un tasarısının en önemli parçasını teşkil ediyordu. Bu plana göre Türkiye, merkezi Anadolu yaylasında küçük bir devlet haline sokuluyordu...