Gazze'de neredeyse bir haftadır çok şiddetli savaş olmaktadır. İsrail Hava Kuvvetleri Gazze'de Filistin halkına bilhassa çocuklara ölüm yağdırmaktadırlar. Ölü sayısı 450'ye yaklaşmıştır... Milletlerarası ilişkilerde savaş maalesef vazgeçilmez bir gerçektir. Fakat savaşta taraflar rastgele silahlarla ve kuvvetlerle savaşamazlar. Birtakım kaidelere uymak mecburiyeti vardır. İnsanî duygular şevkiyle harp yaralılarına, harp esirlerine daha iyi muamele edilmesi hakkında milletlerarası anlaşmalar yapıldı. Lüzumsuz ızdıraplara yol açan bazı silahların kullanılmaması kararlaştırıldı. Zehirli gazlar, kimyasal silahlar gibi. Ve nihayet bütün bu gayretler 1899-1907 Lahey Sulh Konferansları 1949 Cenevre Barış Andlaşmalarında daha müsbet neticelere vararak birtakım sözleşmeler ile kara ve deniz harplerine ait usuller ve kaideler kabul olundu. Birinci ve İkinci Dünya Harpleri tecrübelerinden sonra mevcut kaidelerde bazı değişiklikler yapılmış bazı boşluklar tamamlanmaya çalışılmıştır. Devletler hukuku uzun zaman harp hakkının meşruluğu üzerinde tereddüt bile etmeden sadece kullanılış kaidelerini tesbit ile uğraşmıştır. Önce dinî görüşlerden mülhem esaslar, sonraları insanî ve felsefî düşünceler harbin cereyan tarzını yumuşatmaya çalışmıştır. Bu arada harple ilgili teamülî kaideler de bir dereceye kadar gelişmiştir. 19. asrın sonlarından itibaren ahdi yoldan harp kaidelerini tesbit gayretleri görülmüştür. Ancak 20. asrın ilk çeyreğinden sonradır ki harbe başvurmayı yasak etme, harbi milletlerarası bir suç sayma teşebbüslerine girişilmiştir. Nihayet 1928'de imzalanan Briand-Kellog Misakı ile, sonra Birleşmiş Milletler Andlaşması ile harp hukuku bakımından milletlerarası bir sus mahiyetini almıştır. 27 Ağustos 1928'de 15 devletin iştirakiyle Briand-Kellog Misakı imzalanmıştır. Misak 24 Temmuz 1929'da yürürlüğe girmiştir. Bu andlaşmaya diğer devletler de katılmıştır. Briand Fransız, Kellog Amerikan Dışişleri Bakanı idi. Konuya haftaya devam edeceğiz...