Lübnan'da iki milyon kadar Şii vardır ve bunların başkanı Şeyh Muhammed Hüseyin Fadıllah'tır. Şeyh Fadıllah aynı zamanda Hizbullah'ın da lideridir. Bilindiği gibi Hamas ve Cihad Filistin'de Arafat'ın ölümünden sonra yapılan başkanlık seçimine karşı çıkmışlardı. Hizbullah hâlâ ABD tarafından bir terörist teşkilat kabul edilmektedir. Filistin Başkanı Mahmud Abbas işleri düzeltmeye ve barışı sağlamaya çalışmaktadır. Hizbullah gittikçe barışa yaklaşmakta şiddetten uzaklaşmaktadır. Nitekim adayları milli seçimlerde desteklemekte, fakir için sosyal programlar yapmaktadır. Nitekim Filistin İçişleri Bakanlığına atanan 42 yaşındaki Muhammed Dahlan sadece daimi barışa engel Hamas ve İslami Cihad'a karşı tedbirler almaktadır. NEWSWEEK dergisinin Bağdad muhabiri Rod Nordland Şeyh Fadıllah'la Beyrut sayfiyesinde konuşmuştur. *** Nordland: Saddam sizin için bir idam kararı çıkarmıştı. Şimdi ABD'ye bir minnet duyuyor musunuz? Fadıllah: ABD hep kendi menfaatlerini savunmuştur. Evet Saddam'ı kovmuştur. Bu noktadan Irak kurtulmuştur, ama Irak daha güvenli hissetmiyor kendini. Nordland: Irak'taki Şii dindaşlarınızın baskıdan kurtulduğuna seviniyorsunuz herhalde? Fadıllah: Ülkeyi Şii, Sünni, Kürt için muhafaza etmek istiyoruz. Biz Irak'ta ve başka yerde Şiilerin haklarını eşit vatandaşlar olarak elde etmelerini istiyoruz, Şiiler etrafı kontrol etmek istemiyorlar. Mazide kendilerinin cezalandırıldıkları gibi başkalarını cezalandırmak istememektedirler. Nordland: İşgal altındaki yerlerde intihar saldırılarını nasıl buluyorsunuz? Fadıllah: Savaş halinde bütün silahlar mubahtır. Hiroşima ve Nagasaki'ye bakınız. Atom bombaları 200.000 sivili öldürdü ve bu yanlış değildi. Savaşı bitirdi. Nordland: Demek Irak'ta sivillere saldırı meşru? Fadıllah: Irak'ta bütün sivil ve insani müesseselere saldırı gayrimeşrudur. Fakat Filistin'de durum farklı orada bir savaş var. Bu saldırılar Şaron'a şunu anlatacak ki eğer Filistinlilerin ülkelerinde güvenlikleri yoksa İsrailliler de kendi ülkelerinde güvenlik görmeyecekler. Nordland: Şimdi geçici bir anayasa var. Amerikalılar sözlerinde duracaklar ve 1 Temmuzdan sonra yetkiyi Iraklılara verecekler mi? Fadıllah: Her anayasa seçilen bir anayasal konseydeki kişiler tarafından yapılır bu öyle yapılmadı. Amerika'nın söz verdiği egemenlik tam olmayacak zira işgal eden kuvvet Irak'ta siyasi, ekonomik ve güvenlik bakımlarından en üst güç olarak kalacak.