Ocak ayında İsrail'de yapılacak genel seçimlerde İşçi Partisini yönetmek üzere Kasım ayı sonunda İsrail İşçi Partisi'nde yapılan ön seçimlerde partinin 130.000 üyesi parti başkanı Benyamin Ben-Eliezer yerine Amram Mitzna'yı seçmişlerdir. İşçi Partililer Ocak ayındaki seçimlerde Mitzna'nın kendilerini zafere götürmeyeceğini de bilmektedirler. İsrail'de sağa doğru bir yönelme vardır. Başbakan Ariel Şaron'un 20 aylık "milli koalisyonun"dan sonra İşçi Partisi daha yumuşak, şahin olmayıp güvercin olan bir lider istemektedir. Mitzna'ya da bunun için güvenmektedirler. Başbakan olduğunda Filistin lideri Yaser Arafat ile müzakerelere başlayacağını vaat etmekte, ve bir yıl müzakerelerden sonra eğer barış anlaşması yapılamamışsa Gazze şeridinden tek taraflı olarak çekilmeyi ve oraya yerleşmiş 7000 İsrailli göçmeni de çıkartacağına söz vermektedir. Bu Şaron'un Savunma Bakanı, İşçi Partisi eski başkanı Ben-Eliezer'in politikasında keskin bir değişikliktir. Ben-Eliezer Filistinlilere karşı kitlevi askeri müdahaleden yana idi. Mitzna'nın dostu Hayfa Üniversitesi profesörlerinden Dan Schueftan "Mitzna merkezi de boşalttı oraya Şaron kaymaktadır" demektedir. Mitzna bir Kibbutz'da doğmuştur. 57 yaşındadır. 1967 ve 1973 savaşlarında yaralanmışır. 1982 tartışmalı Lübnan savaşında amirinden Savunma Bakanı Sharon'un azledilmesini istemişti. Başbakan Menahem Begin, Mitzna'yı azil mektubunu geri çekmeye ikna etmiştir. Orduda çok parlak işler yapan Mitzna 1993'te ordudan ayrılmış ve aynı yıl Hayfa belediye başkanı seçilmiştir. Hayfa Yahudilerle Araplar'ın oldukça rahat karışabildikleri bir kenttir. Mitzna dindar seçmenleri dinsiz olduğunu söyliyerek kızdırmıştır, karısı ise çok dindardır. Bir islami grup intihar saldırılarını artırarak İsraillileri müzakerelerden uzaklaştırmak istemektedirler. İsrailli bir üst güvenlik görevlisi "İsrail seçimlerine Hamas ile İslami Cihad karar vereceklerdir" demektedir. İsrail sağı seçimlerde ilerde gözükmektedir. İsrail'deki kanlı mücadeleyi bence bir Filistin devletinin derhal kurulması durdurabilir. İsrail eski başbakanlarından ve İşçi Partisi eski liderlerinden en sonra da Dışişleri Bakanı olan Şimon Peres İHA'ya Nisan 1998'de bir beyanat vererek bölgeye kalıcı barışın gelmesi için bağımsız Filistin devletinin şart olduğunu söylemiş ancak Kudüs'ün Filistinlilere verilmesine karşı çıkmıştır. Peres Oslo ve El-Halil anlaşmalarına göre İsrail'in Batı Şeria'dan hemen çekilmesi gerektiğini fakat Netanyahu'nun (o tarihteki başbakan) bu anlaşmalara uymadığını hatırlattı. Peres İsrail'de bugün (1998'de) 4 milyon Arap ve 4.7 milyon Yahudi'nin yaşadığını belirtmiştir. Toprağı geri vermemekle barışın sağlanamayacağı üzerinde duran ve Filistin lideri Yaser Arafat'ı "gerçekten barış için çalışan bir şahsiyet" şeklinde nitelendiren Şimon Peres "Filistin halkının bulunduğu yerleri geri vermeliyiz. Halkın refah içinde yaşaması için ekonominin düzelmesi gerekmektedir. Barış sadece silahla korunmaz. Hayat sartları düzelirse barış kendiliğinden gelir" demiştir. Ekim 2001'de de Şimon Peres Almanya'da yayınlanan Bild-am-Sonntag gazetesine de benzer bir demeç vererek ülkesiyle Filistinliler arasında tarihi bir uzlaşmayla sonuçlanacak bir Filistin devleti kurulacağına inandığını söylemiştir. İsrail Başbakanı Şaron da 22.9.2001'de şaşırtıcı bir açıklama yaparak Filistin devletinin kurulmasında bir sakınca görmediğini söylemiş ve "biz teröre karşıyız" demişti. İki taraf da şiddetin şiddet doğurduğunu barış getirmediğini hatırlayarak şiddeti kesip müzakerelere -sonuç getirmesi- ciddi hedef ile başlamalıdırlar.