Filistin'den gelen haberler kötüdür. Filistin'de karışıklık başlamış ve Gazze'de silahlı militanlar önce polis şefi Gazi El Cebali'yi sonra Filistin topraklarında yardım görevlisi olarak çalışan dört Fransız'ı kaçırmışlardır. Uzun süren görüşmeler sonunda rehineler serbest bırakılmıştır. Yaser Arafat Gazze'de olağanüstü hal ilân etmiştir. Olayın ardından Filistin kabinesi olağanüstü toplanmıştır. Bakan Kadura Fares "Durum çok ciddi. Hükümet durumun üstesinden gelebilecek imkâna sahip olduğunu göstermelidir" demiştir. İsminin açıklanmasını istemeyen bir bakan ise hükümetin istifasını istemiştir. Başbakan Ahmet Kurey istifa edeceğini açıklamış fakat Arafat bunu kabul etmeyeceğini bildirmiştir. Filistinli iki üst düzey güvenlik yetkilisi görevlerinden ayrılmışlardır. 2003 Ocak seçimlerinde İsrail İşçi Partisi lideri Amram Mitzna tek bir konu üzerinde Gazze'den tek yanlı ayrılma üzerinde propagandasını yaptı ve "ucuz barışçı" diye itham edildi ve İşçi Partisi tarihteki en kötü yenilgisini aldı. Bir buçuk yıl sonra Ariel Sharon Mitzna'nın planını uyguluyor. (*) Gazze'den çekilme İsrailliler'in yüzde 60, Filistinliler'in yüzde 75'i tarafından destekleniyor. Şimdi Sharon için bir Filistin devletinin kurulmasından kaçınmak imkânsızdır. Bir şahin olan Likud generali Sharon Gazze'deki yerleşim merkezlerinin çoğunu inşa ettirmiştir, şimdi onları yıkmaya söz verdi. (**) Niçin zira Sharon İsrail halkını anladı. Başbakan seçildikten sonra tedricen anladı ki halk bir sağ kanat başbakan seçmekle beraber solun görüşünü yani iki devleti tercih etti. İsrail bu hedefe müzakerelerle varmak istiyor. Bu hedefe 2000 Haziranında varılamamış terör artmıştı halkın iki devlet çözümünü istediğini anladı. Şimdi hedefe ancak tek yanlı ayrılma ile varılabilinir. Ve şimdi ömrünü bir Filistin devletine muhalefetle geçiren Ariel Sharon bu devletin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu anlamaktadır. Sharon başka seçenek olmadığını anlamıştır. İsrail hem bir demokrasi olarak kalıp hem de milyonlarca Filistinli'ye isteklerine rağmen sonsuza kadar hükmedemez. Başbakan şimdi önce bir kenara ittiği demografik gerçekleri her gün zikretmektedir. 2020'de 16 yıl sonra işgal altındaki topraklarda 6.4 milyon Yahudi ve 8.5 milyon Arap olacaktır. Sharon şimdi partisinin soluna kaymıştır. Likud seçmenlerinin yüzde 65'i Gazze çekilmesini destekliyorlar ise de sadece yüzde 40 parti referandumunda destek vermişlerdir. İki rakibi Bibi Netanyahu ve Silvan Shalom desteklememektedirler. Bu durum İşçi Partisi ile bir milli koalisyon veya yeni genel seçimler demektir. Sharon halkın çoğunluğu kendini desteklediğinden bu seçeneklerden çekinmemektedir. Tek yanlı çekilme iki bakımdan maskelenmiştir: Gazze'deki teröre karşı harekât ve duvar... İsrail ordusu Lübnan'dan çekilirken yaptığı hatayı tekrarlamayacaktır. Lübnan'dan sessizce çekilmiş bu da şahin Filistinliler'i çıldırtmıştı. Şimdi İsrail ordusu Gazze'deki en ufak şüpheli hedeflere saldırmaktadır. Duvara gelince bu İşçi Partisi önerisi idi. Başbakan Ehud Barak destekliyordu. Likud duvara karşı idi. Zira bu, Filistin devleti sınırı demekti. Sharon duvarı 1967 hatlarından uzaklaştırmaya gayret etmektedir. Fakat İsrail Yüksek Mahkemesi kararı bunun aksine yeni planların 1967 hatlarına yakın olmasını sağlayacaktır. Gazze'deki Filistinliler gerçek egemenliğe yaklaştıkça Yaser Arafat'a karşı ayaklanmaya da başladılar. Arafat İsrail işgaline karşı mukavemetin sembolü idi. İşgal bitmeye yaklaşınca Arafat statüsünü kaybetmektedir, yazımın başındaki olaylar bunu gösteriyor. ....... (*) Fareed Zakaria, For Sharon an Unlikely Legacy, News Week, 19 Jul 2004 (**) Aynı yer.