Ermenilerin Cermenia dedikleri altı Türk vilayetinin biri de babamın memleketi Erzurum'dur. Büyük ABD tarihçisi William Langer "Diplomancy of İmperialisim" Emperyalizmin Diplomasisi adlı anıt eserinde bu altı viyaletin hiçbirinde bu tarihin hiçbir zamanında Ermenilerin çoğunlukta olmadıklarını belgelere dayanarak yazmaktadır. Langer ABD Harward Üniversitesi tarih profesörlerinden idi. İkinci Dünya Savaşı boyunca ABD Savunma Bakanlığının tarih danışmanı idi. İşte İstiklâl Savaşı sırasında Erzurum'un bir Ermeni şehri olup olmadığı bizzat ABD Başkanının temsilcisi tarafından da araştırılıyordu. Bu münasebetle valilikte yapılan toplantılara kadılar da davet ediliyordu. Bunların birinde Kadı Mehmet Efendi diye yaşlı bir hakim oturumu yöneten valiye; -Vali bey bir sual sormama müsaade buyurur musunuz? diye sorar. Vali de - Tabii efendim buyrun, deyince Mehmet Efendi sorar: - Ermeniler ölülerini yerler mi? Salonda herkes buz kesilir. Vali hiddetlenmiştir. Ne demek istiyorsunuz Kadı Bey? diye sorar. Kadı Mehmet efendi gayet sakin "Ermeniler de ölülerini yemeyip gömdüklerine göre Ermeni ve Türk mezarlıklarına bakalım, hangisi daha fazla ise bu şehir onlarındır" diye cevap verir. O günden sonra Erzurum'un Türk şehri olmadığını kimse ağzına almadı. Geçelim Kerkük'e, Kerkük'te mezar taşlarındaki yazılar hep Türkçedir, bu da o mezarlarda yatanların çoğunun Türk olduğunu gösterir. Kürtlerin Kerkük'ün demografisini değiştirmek için buraya akın akın Kürt yerleştirildiği bilinmektedir. İlk Körfez Savaşından sonra Kerkük'ün nüfus, tapu daireleri ve merkez kütüphanesi yakıldı. İki buçuk milyon Türk Saddam'ın eline bırakıldı. Bu bakımdan biz bugün Hükümetimizin Kerkük'ün tek bir etnik grubun egemenliğine bırakılamıyacağını bildiren sert tutumunu alkışlıyoruz. Türkiye'ye uzun bir aradan sonra ilk kez gelen Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) Lideri Mesut Barzani Kerkük konusunda Ankara'da sert bir dille uyarıldı. Ankara'ya gelişinde "Kerkük'ün Kürdistanın kalbi" olduğunu belirtip bunu tartışmaya hazır olduğunu ifade eden Barzani'ye "Bu düşünceyi aklından bile geçirme. Maceraya girişen sonucuna katlanır" mesajı verildi. Önce Dışişleri yetkilileriyle bir aray gelen Barzani ardından da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafında kabul edildi. Barzani'ye Türkiye'nin Kerkük konusunda son derece hassas olduğu ve kentin demografik yapısının bozulmasına kesinlikle seyirci kalamayacağı bildirildi. Kerkük sorununun etnik çatışma oluşturulmadan anayasal düzende çözümlenmesini isteyen Türk tarafı Kerkük'ün doğal kaynakları üzerinde tek bir etnik grubun söz hakkı olamayacağını iletti. Ankara Barzani'nin Kerkük açıklamalarının hayretle karşılandığını da bildirerek: "Bundan sonraki açıklamalarına dikkat etmesi ve duyarlı olması" mesajını da verdi. Görüşmede PKK ve Türk kamyonlarına saldırılar da gündeme geldi. Barzani "Komşumuz Türkiye'ye tehdit oluşturan hiçbir terörist grubun Irak'ta barınmasına müsaade etmeyiz" dedi. Görüşmenin "Genelde" olumlu havada geçtiği ifade edildi.