Kıbrıs meselesinin çözümü

A -
A +

BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs meselesine kalıcı çözüm getirmek amacı ile taraflara bir plan sunduğu bilinmektedir. Kıbrıs'ın adil bir şekilde çözüme ulaşması barışsever bütün insanların isteğidir. Yeni hükümetimiz hükümet programında Kıbrıs konusuna dış politika konuları arasında öncelik tanımıştır. Programda aynen: "Hükümetimiz Kıbrıs sorununa mutlaka bir çözüm bulunmasının gereğine inanmaktadır. Bu çözümde gelecekte adadaki Türk varlığını tehlikeye sokacak hiçbir girişime müsaade edilmiyecektir. Bu çerçevede BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından Kıbrıs konusunda yapılan barış girişimini olumlu karşılamakla birlikte, hükümetimizce problemin kalıcı bir şekilde çözümü için ulusal çıkarlarımız ve Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığını ve egemenliğini garanti altına alacak bir müzakere süreci öngörülmektedir" denilmektedir. Annan'ın sunduğu belgede iki kurucu devlet tarafından oluşturulacak ortak bir devlet söz konusu olmaktadır. Bu devlet İsviçre gibi kantonlardan oluşmaktadır. Kıbrıs'ın tek bir uluslararası kimliği ve egemenliği olacak. Kurulacak hükümette 6 üyeli bir başkanlık konseyi olacak, devleti bu konsey yönetecek. Konseyde bir Türk diğeri Rum bir başkan, bir başkan yardımcısı olacak. Başkan ve yardımcısı 10'ar aylık sürelerle dönüşümlü olarak görev yapacaklar. Konseydeki (bu meclistir) üye sayısı Türk ve Rum taraflarının nüfusu ile orantılı olacak. Konsensüs sağlanamazsa kararlar oy çokluğu ile alınacak. (Rum tarafı daha kalabalık olduğu için kararlar hep onların istediği gibi çıkacak) Dışişleri ve Avrupa Birliği bakanlarından biri Türkse diğer Rum olacak. Başlangıçtaki 3 yıl sürecek geçiş döneminde iki lider Kıbrıs'ın eşbaşkanı sıfatını taşıyacaklar ve icra yetkisini doğrudan kullanacaklardır. İlk yıl başkanlara kendi atayacakları bakanlar kurulları yardımcı olacak, sonraki 2 yıl ise bakanlar kurulunu parlamento seçecek. Bu süre içinde liderler eşbaşkan sıfatını taşamaya devam edecekler. Kurucu devletler eşit statüye sahip olacaklar. Ortak devletin parlamentosu senato ve temsilciler meclisi olmak üzere iki meclisli olacak. Senatoda üye sayısı iki kurucu devlet arasında eşit şekilde paylaşılacak. Mecliste bu sayı tarafların nüfusu ile orantılı olacak. Kararlar her iki mecliste basit çoğunlukla alınacak, İsviçre'de olduğu gibi. Kurucu devletler dış politikanın şekillenmesi ve uygulanması konusunda Belçika örneğinde olduğu şekilde katkıda bulunacaklardır. Oluşturulacak 9 yargıçlı yüksek mahkeme 3 Kıbrıslı Türk ve 3 Kıbrıslı Rum ve Kıbrıs dışından atanacak 3 yargıçtan kurulacaktır. "Anlaşmanın Kıbrıs'ta yeni bir durum oluşturduğuna" dikkat çeken metinde şu noktalar da var: "Kuruluş, Garanti ve İttifak anlaşmaları yürürlükte kalacaktır. (Bu anlaşmalar bilhassa Garanti anlaşması bir işe yaramadı. Rum tarafının saldırısında İngiltere Garanti anlaşması gereğini yapmadı.) Bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Kıbrıs'taki yeni durumla ilgili birer anlaşma imzalayacaklardır. Kıbrıs AB'ye katılım sözleşmesini imzalayacak ve onaylayacaktır. Kıbrıs Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını destekleyecektir. Kıbrıs'ın bütün olarak ya da kısmen başka bir devletle birleşmesi yasaktır. Geçmişin trajik olayları bir daha tekrarlanmamalıdır. Taraflar yek diğerinin kimliğini tanıyacaklardır. Aramızdaki ilişki azınlık çoğunluk ilişkisi değildir. Kıbrıs'taki taraflar olarak Türkiye ve Yunanistan arasındaki dengeye saygı göstereceğiz. AB'ye katılacağımız ve Türkiye'nin de katılacağı güne dönük Kıbrıslı Türk ve Rumlar olarak hür irademizle Kuruluş anlaşmasını kabul ediyoruz." Görüldüğü gibi benim de parantez içinde belirttiğim üzre zorluk, güçlük dolu bir plan. İnşallah tarafların ve büyük Türk devlet adamı Denktaş'ın basiret, ihtiyat, sabır ve akıl dolu beyni ile tam barışa varırız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.