Lübnan Başbakanının beyanatı

A -
A +

Arap liderleri arasında ılımlılar da vardır. Bunlardan biri Lübnan Başbakanı Refik Hariri'dir. Sünni bir müslüman olan Hariri milyarder bir eski iş adamıdır. 17 yıl süren iç savaş sonunda ülkesinin yeniden yapılanmasına Batı ve komşu Arap devletleri ile iyi ilişkiler kurmaya gayret sarfetmektedir. Mayıs 2004'ün başında NEWSWEEK ABD dergisinin muhabiri Rod Nordland ile Beyrut'ta görüştü. Nordland'a sordu: Orta Doğu Barışı bu kadar kötü mü gözüküyor? Hariri: İsrailliler ve Filistinliler için çok güç günlerdir. Nordland: Arap ılımlılar üzerinde durumun etkisi nedir? Hariri; Olanlar Arap fundamentalizmini kuvvetlendiriyor ve her iki kamptaki aşırılara aşırı istekler vermektedir. Bu ABD'nin menfaati aleyhinedir. Nordland: Bush, Şaron'un Gazze'den çekilme politikasını destekledi. Fakat Bush aynı zamanda Filistinlilerin geri dönmesini red şeklindeki Şaron politikasını da destekledi ve Batı yakasının devamlı işgalini uygun gördü. Bu İsraillileri daha mı uyuşmaz yapıyor. Hariri: Kendiniz karar veriniz. Perşembe günü Başbakan Knesset'te Bush'un kendisine "emsalsiz destek" verdiğini ve İsrail'in meydana getirilişinden beri Filistinlilere en ağır darbeyi vurduğunu mektubunda belirttiğini anlattı. Görüş odur ki ABD İsrail'i her şekilde desteklemektedir. Buna normal Arap insanının Irak televizyonunda gördüğünü ilâve ediniz. Bu Arap liderleri için çok güç bir durum oluşturmaktadır. Nordland: Öyleyse durum nedir? ABD Birleşmiş Milletler kararları esasına göre hakem rolü oynamalıdır. Filistinliler için bir ikinci devlet kurulmalıdır. Filistinlileri hedef almak hiçbir işe yaramayacak sadece aşırıları kuvvetlendirecektir. Nordland: Irak ne olacak? Hariri: ABD dünyanın kalan kısmı ile işbirliği yapmalı bilhassa Birleşmiş Milletlerle. Nordland: Felluce'de ABD Deniz Piyadesinin saldırısı o kadar büyüktü ki genel bir isyana sebep olabilirdi. Hariri: Her zaman olabilir. Lübnan'daki savaş esnasında bir siyasi çözümün yokluğunda her şeyin olabileceğini öğrendik. Her ateş- kes veya mütareke her an bozulabilir. Yine siyasi çözüm altında varılan sonuç son derece önemlidir. İşgalci tarafından zorla kabul ettirilsin veya milleterarası bir şekilde tanınsın ve halk tarafından saygı görsün. Nordland: Mezhep farkları Lübnan'da iç savaşa yol açtı. Bu, Irak'ta bir tehlike midir? Hariri: Evet iç savaş bir ihtimaldir. Kimse Irak'ta Şii bir çoğunluğun gerçeğini inkâr etmiyor. Fakat Sünniler küçük bir azınlık değillerdir ve bir demokrasi istiyorsanız onları unutmak, dikkate almamak çok yanlıştır. Mesele istikrardadır. Biz Milletlerarası toplumda kim daha fazla diye değil, eşit bir esasta ortaklık yapmalıyız. Sadece Birleşmiş Milletler böyle garanti verir. Irak'ın daha fazla asker değil siyasi çözüme ihtiyacı var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.