Alman hükümeti bir koalisyondur. Başbakan Merkel'in muhafazakâr Hristiyan Demokratik Birlik Partisi (CDU) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Guido Weterwell'in başkanı olduğu Hür Demokratik Parti (EDF) ile koalisyon halindedir. Merkel'in baş belası yardımcısı Westerwell'dir. Bu zat sadece dışişleriyle değil iç işlerine de karışmaktadır. Sağlık konularında reformdan nükleer enerjiye kadar her şeye burnunu sokmaktadır. Westerwell 11 yıl muhalefette kaldığından hükümette tecrübesizdir. Berlin Hür Üniversitesi profesörlerinden Gere Neue-bauer "Almanlar soruyor: Aşçı kim garson kim?" demektedir. 1880'lerde Başbakan Otto von Bismarck'ın koyduğu sosyal menfaatleri Westerwell kaldırmak istemektedir. Bismarck işçileri kazanmak ve üretimi artırmak için bu sosyal tedbirleri almıştı. Her vatandaşa sosyal sigorta sağlıyor buna emekli maaşı ve milli sağlık sigortası ve sakatlık tedavisi dahildi. Westerwell bunun değişmesi gerektiğini savunmaktadır, daha az vergi ve basitleştirilmiş yeni bir vergi sistemi önermektedir. Muhalif sosyal demokratlar buna karşıdırlar. Merkel "Ben de bu önerilere katılmıyorum" demiştir... Diğer bir sıkıntı nükleer enerjiden gelmektedir. Merkel'in partisinden olan çevre bakanı Norbeert Röttgen nükleer enerji kullanımına 2030'da son verilmesini istemiştir. Nükleer enerji bazı güney eyaletlerde meydana getirilmektedir. Buranın valileri buna karşıdırlar. Westerwell "nükleer enerjiyi terk etmek bir hata olacaktır" demiştir. Sağlık reformu konusu da tartışmalıdır. Bakanlar Almanya'nın karışık sağlık sisteminde reform yapmak konusunda bölünmüşlerdir. Merkel her şeye rağmen kuvvetli durumdadır. Koalisyon ortağı (FDP) geçen eylüldeki seçimlerde yüzde 14.6 oy almıştır. Bu iyidir. Fakat FDP asla ortanın solundaki Sosyal Demokrat Parti ile birleşmeyecektir. Merkel'in bugünkü siyaseti huzuru sağlamaktır.