Son haftalarda "Mustafa" adlı bir film oynamaya başladı. Bunda Atatürk'ün insani vasıfları belirtiliyor güya. Aslında o hicvediliyor. Sarhoş, günde 3 paket sigara içen, megaloman, hoyrat, soğuk, zevcesine eziyet eden, psikolojik bunalımda vs. vs... Atatürk içip içip uyuyan birisi ise bütün bu devrimlerin yapılması nasıl mümkün oldu? Binlerce sayfalık nutuklar, notlar nasıl yazılabildi? Yüzlerce kitap satır altları çizilerek, üzerlerine notlar alınarak nasıl okunabildi. Cumhurbaşkanlığı kütüphanecisine "Son neler okuduğumu, kütüphane çalışmalarımı benden sonra yayınlayıp halkımı aydınlat" demiştir. O da bunu yapmıştır. Atatürk elbette yalnız değildi. Latife Hanımla evliliği iki buçuk yıl sürmüştür. Yakın arkadaşları, sırdaşları vardı ve hiç kuşkusuz çevresinde geniş bir sevgi hâlesi vardı. Milletinin güvenini sağlamıştı. Bir eğitim müfettişi arkadaşımdan şu olayı dinlemiştim: "Müfettiş olarak Tunceli'ye gittim. Bir jandarma alarak okulun yakınında bir otel buldum. Bir gün kapıya çıktığımda bir kadının Kürtçe bir şeyler söylediğini arada da 'Mustafa Kemal' dediğini duydum. Kadın ağlıyor ve göğsünü yumrukluyordu. Ben Mustafa Kemal'e sövüyor zannederken aniden önünde durup kadını dinleyen bir jandarma çavuşuna 'Oğlum bak bu kadın Ata'ya sövüyor, şunu tutukla' dedim. Çavuş, 'Beyim, o Mustafa Kemal'i övüyor. 'Ölmeseydi, kurt benim koyunumu alıp parçalar mıydı?' diyor" diye cevap verdi. Mustafa Kemal vatandaşlarına ne denli bir güven getirmişti. Vatandaşlarına bütün mallarında güvence sağlamıştı. Rıza Şah darbeyle iktidara geçince, İran'a hemen bir adamını yolladı. "Sakın hanedan kurmayın, cumhuriyet kurun, benden tavsiye..." dedi. Ama Rıza Şah hanedan kurdu. Kendisini İran'ı işgal eden Rusya ve İngiltere tahttan indirdi. Yerine oğlu geçti. O da iç isyanla atıldı. Şimdi mezarında yatmaktadır. Türkiye'de ise 11. Cumhurbaşkanı işbaşında...