Rıfat Faga dostum arkadaşı genç iş adamı Utku Oğuz'un başından geçen bir olayı Oğuz'un yorumu ile anlattı: "13 senelik iş bağlantılarım olan ve bir süredir de yaşamakta olduğum İtalya'da geçenlerde bir dostum Orta İtalya'nın tarihi kentlerinden Peuglia'da o yörenin önceden gelen insanları tarafından kurulmuş amatör bir felsefe ve tarih kulübünün toplantısında benden '1918-1939 arası Türkiye ve Atatürk Refomları' konulu bir konferans vermem istendi. Ben elbette ki esas işi tarihçilik olan bir kişi değilim ve bu kulübün üyelerinin hiçbiri de profesyonel tarihçi değil. Ancak ben şahsen yıllardır gittiğim her değişik ülkede Atatürk'ten ve onun ilkelerinin evrenselliğinden bahsetmeyi alışkanlık haline getirmiş ve bununla yabancı tanıdıklarım arasında ün salmış biri olduğum için bu kulübün başkan yardımcısı İtalyan dostlarımdan bir tanesi beni bir gün arayarak 'Bu hayranı olduğum ve her toplantımızda bana anlatıp durduğun Atatürk'ü bizim kulüp üyelerine bir gün anlatır mısın?' şeklinde bir teklifte bulununca hiç tereddütsüz kabul edip hazırlıklara başladım. Bunun için internet üzerindeki mevcut fotoğraf kütüphanelerini tarayarak elde ettiğim fotoğrafları da bilgisayarıma kaydettim ve bir projektör kanalı ile bunları da göstererek görsel destekli, bol fotoğraflı bir saatten fazla süren bir sunuş yaptım. Atatürk'ün hem kişiliğini hem de hemen hemen tüm reformlarını, arkasındaki sebepleri ile birlikte açıklayan bir sunuş ile 18 Mayıs 2002 gecesi gerçekleştirdim. Sunuşum kulüp üyelerince dakikalarca ayakta alkışlandı. Soru ve yorumlara sıra geldiğinde o gece orada benim gibi konuk olan yaşlı Norveçli bir bey: Norveç dilinde 'Mustafa Kemal gibi düşünmek' diye bir deyim vardır, bu herhangi bir problem karşısında çözümü imkansız olduğu düşüncesi ile hemen kestirmeden teslim olma eğiliminde olan; ne yapıp edip bir çözüm üretmek için kendini zorlama zahmetine katlanmak istemeyen ruh ve zihin tembeli kişiler için söylenir bu söz... Bu tip insanlara derhal 'Hayır, yanılıyorsun bu problemin mutlaka bir çözümü olmalı. Biraz da Mustafa Kemal gibi düşün...' deriz. Ancak sizin bu geceki sunuşunuzdan sonra bu sözün arkasındaki anlamı çok daha derin bir şekilde kazanmış durumdayım. Bu güzel fotoğraflar eşliğinde yaptığınız sunuşunuz bana bu yaşımda bir şey daha öğretti, yani benim ana dilim olan Norveççeye yerleşmiş olan eski bir deyimin arkasındaki gerçek ve derin anlamı... Size bunun için minnettarım... Elbette ki benim amacım oldukça ileri yaştaki bir Norveçli'ye diline yerleşmiş olan bir deyimin nerden geldiğini söylemek değildi, ama Norveç diline yerleşmiş böylesi bir deyimin olduğunu öğrenmek bir Türk olarak kuşkusuz beni de son derece duygulandırmıştı."