Şaron'un başı dertte

A -
A +

İsrail Başbakanı Şaron, İsrail'in bütün savaşlarında bulunmuştur. 1948'de Latrun savaşında yaralanmıştır. 1982 Lübnan Savaşı sırasında ise Savunma Bakanı idi. 73 yaşındaki bu eski general ordunun, sağcıların ve kendi Likud Partisinin baskısı altındadır. Bunların hepsi Filistinlilere daha sert muamele yapılmasını ve hatta yeni bir savaş istemektedirler. Dışişleri Bakanı Şimon Perez'in başında bulunduğu bir avuç barışçı ise Şaron'u askeri harekata sürüklenmemesi için gayret sarfetmektedirler. Başbakan "Milli Birlik Hükümetinin" dağılmaması için dengeli bir politika gütmekte. Hatta bizim Başbakanımız Bülent Ecevit'e mektup yollayarak işi daha azdırmayacağına sözler vermektedir. İsrail'in intifada liderlerini ordu aracılığı ile öldürmesi dünyada nefret uyandırmıştır. Buna İsrailliler dahi kızmaktadırlar. David Grossman adlı meşhur yorumcu ve hikayeci (Yellow Wind-Sarı Rüzgar adlı Birinci İntifada hakkında bir kitap) şöyle diyor: (Bak TİME Dergisi 10 Eylül 2001 tarihli sayısı s. 39): "Şimdi İsrail'le Filistin Otoritesi arasında durum öyledir ki her delillik hareketi ondan evelki eylem sebebiyle haklı gözükebilir. Durum o kadar şedit ve kaotik olup amansız görünmektedir ki her iki taraf da her düşman eylemine daha şiddetli cevap vermek zorunda olduklarına inanmışlardır. Filistin'in Kurtuluşu için Halk Cephesinin Lideri Ebu Ali Mustafa'ya saldırı mamafih delice ve tehlikeli idi. Filistin'in bu hareketi bir intikam hareketi olup her ne kadar İsrail'in karşı koyma gücünü gösteriyor idiyse de aynı zaman da Filistin otoritesini İsrail'le konuşmaya mecbur etmek hedefi güdülmüştür. Hedeflerin hiçbirine ulaşılamadı. Bana öyle geliyor ki eylemin istenilenin tam tersini gerçekleştireceğini tahmin etmek güç değildi ve herşey daha berbat oldu. Önce tereddütsüz şunu söyleyeyim ki İsrail kendini savunmak için her hakka sahiptir. Şiddet barışı değil daha fazla şiddeti getirecektir. Müessir liderleri öldürmek onların inançlarını veya fikirlerinin desteğini ortadan kaldıramaz. Tam tersini yapar. Liderlerini vurarak bir halkın iradesini kıramazsınız. Tersine hem kendine hem de İsrailli liderlere şunu hatırlatmak isterim ki, bir işgalci eğer işgal edilenlere bir ümit penceresi açmazsa tamamen açık bir vicdanla onlara barış getirilemez, onları ümitsiz ve şiddetli bir aşırılığa sürükler. İşte İsrail ve Filistinliler şartsız hemen görüşmelere başlamalıdırlar. Müzakeresiz hepimiz bir cinayet ve intikam hortumunun içinde bulacağız kendimizi." 78 yaşındaki İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez'in Şaron'la dostlukları 50 yılı aşmıştır. 1948'de genç asker Şaron'u İsrail'in ilk Başbakanı David Ben Gurion'a takdim eden Savunma Bakanlığının genç bir memuru olan Perez'di. Perez 1994 Nobel Barış ödülünü Arafat'la birlikte almıştır. İsrail ordusu generalleri de Şaron'un Arafat ve Filistin otoritesini düşman ilan etmesini beklemektedirler. Bu bir çeşit çılgınlık olur. Adalet Bakanı Meir Shcetrit: "Şaron çok güç vaziyette" demiştir. Perez ise bir ateşkes için bu hafta Arafat'la buluşacaktır. Müzakereler başlamalı. İki taraf da taviz vererek barışa kavuşmalıdırlar. Bunun aksi masum çocukların ve sivil birçok kimsenin ölümü demektir. Yaralar bir an önce sarılıp kapanmalıdır. İsrailliler ve Filistinliler er geç birlikte barış içinde ve bağımsız iki devlet halinde yaşayacaklardır. Geçen Temmuz'da Camp David'de iki devlet nerdeyse kabul ediliyordu. Bu er geç olacak bunu halen pek çok İsrailli de istiyor. Şiddet ve terör barışı getirmez ölümü getirir. Bu unutulmamalı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.