Başbakanımız Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Karamanlis ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev İpsala sınırında buluştular. Hazar gazı Türkiye'yi geçerek Yunanistan'a vardı. 2012 yılında bu hat İtalya'ya varacaktır. 24 Eylül 2007 tarihli yazımda Türk-Yunan dostluğunun ihya edilmesini istemiştim. Merhum Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve eski Yunan Dışişleri Bakanı George Papandreu ilişkileri 1999'da canlandırdılar. İtimat sağlayan tedbirler burda deklarasyonla ortaya kondu. Bunlar 1976 Bern Deklarasyonu 1988 Atina ve İstanbul Deklarasyonları ve 1997 Madrid Deklarasyonudur. Bütün bu deklarasyonların önemli ortak noktası tarafların aralarında gerginlik oluşturacak tek taraflı hareketten ve teşebbüsten çekinecekleri idi. Böyle durumlarda taraflar barışçı vasıflara müracaata davet edilmişlerdi. Bunlardan ayrı olarak Deklarasyonlar itimat uyandıran gayretlere atıf yaparak bunların bu taraflar arasında bir anlaşmaya imkan vermesini istemektedirler. 8 Temmuz 1997 tarihli Madrid Deklarasyonu Yunanistan'a tek taraflı hareket etmeme mükellefiyeti getirmiştir. Türkiye'nin de bu sıkıntıda "Kuvvet kullanma"ya başvurmamasını ihtar etmiştir. Bu deklarasyonlar bir anlaşma seviyesine çıkarılamamıştır. Fakat yakınlık oluşturmuştur. Diğer zorluklar da yavaş yavaş atlatılacaktır. Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesine itiraz etmemiştir.