Irak'ın asli halkından olan Türkmenler'in azınlık olduğu iddia edilmiştir. Buna en güzel cevabı 23 Ocak 2002 tarihli Türkmeneli gazetesinde Murat Köprülü vermiştir. Bu makaleyi aynen alıyorum: "Türkmen halkının Irak'ta bir azınlık olduğunu sananlar yanılıyorlar. Çünkü Irak Türkmenleri, varlığını ispatlayan tarih, toprak ve milli şuur gibi esaslara sahiptir. Bu temeller milli varlığının alt yapı ve üst yapısının bütünleştiğinin bir kanıtıdır. Söylentileri yalanlamak için tüm bu milli ve objektif özelliklere sahip olan halkımızın ne kadar asil olduğu herkesçe bilinmektedir. Sömürgecilere bağlı olan gericiler tarafından takılan (azınlık) adlandırılmasıyla söylenmek şanlı tarihe sahip olan Türkmen halkımıza yapılan en çirkin şeydir. Bu adlandırma şuna veya buna verilmek için ne dil ne de siyasi açıdan uygun değildir. Zira bu adlandırma zaten ne siyasi ne de ırka ve felsefeye sahip bir gruba verilir. Sonuçta ne kadar az olurlarsa olsunlar bir topluma takılacak bir adlandırma değildir. 1947-1957 istatistikleri Türkmen halkının Arap ve Kürtlerden sonra Irak'ta üçüncü büyük toplum, bölgede ise ikinci büyük toplum olduklarını kanıtlamaktadır. Bu istatistikler kraliyet ve cumhuriyet dönemlerinde mütaakip hükümetlerin ırkçı ve siyasi nedenlerle gerçek sayımı açıklamadıkları için istenilen incelikte değildi. O dönemlerde 1923 yılında kurulan devletler Topluluğu hedeflerini yerine getirmekte başarısız oldu. Derken eli mahkum ülkeler mağlup oldu. Türkmen halkının Irak hükümetlerince uğradığı haksızlık Devletler Topluluğundaki kusurların istismar edilmesiyle başlamıştır. Zira antlaşmalar titizliğe ve inceliğe sahip değildi. Artık bu topluluğa üye ülkeler halkları acılarını ve feryatlarını duymazlıktan gelerek şahsi çıkarlarını düşünmeye başlamışlardı. Ancak tek kutuplu dönemin başlamasıyla biz Türkmenler uluslararası platformlarda önemli yere sahip olmaya başladık. Umarız bu sefer bizi adil bir şekilde yargılarlar. Devletler Topluluğu (Yazar, Milletler Cemiyetini kastediyor) o dönemlerde başarılı olsaydı ne II. Dünya Savaşı çıkardı ne de zulüm ve baskı altındaki halklara karşı terör ve keyfi uygulamalar yapılırdı. BM'nin kuruluşu devletler topluluğunun başarısını kanıtlamıştır. BM'de de Devletler Topluluğunun kusurlarını gidermek ve kalan sorunlarını halletmek için kuruldu. (Azınlık) ve bu gibi kelimeler aslında çağdaş ve şeffaf bir yaklaşımdan kaynaklanmamıştır. Tam tersine çağa hizmet etmeyen şövenist beyinlerden ortaya atılmıştır. Türkmen halkımız bir azınlık değildir, hatta Irak'ta azınlık diye bir şey yoktur. Zira bu adlandırma daha önce de söylediğimizin yanında bir de ülkelerinden uzak yurtdışında bir ülkede yaşayan gurbetçilere verilmektedir. Bu adlandırma dar görüşten kaynaklanan gerçekten yakışıksız bir adlandırmadır. Yeniden tekrarlıyoruz biz ne nesli tükenmiş bir toplumuz ne de felsefi ve dini azınlığız." Yazar Murat Köprülü'ye tam katılıyoruz.