"Cennet annelerin ayağı altındadır" düsturuyla dinimiz, kadına hak etmiş olduğu değeri vermiştir. İslamiyet'in ilk şehidi bir kadındır. İlk Müslüman bir kadındır. Kadın hakları, insan haklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Zira insan kavramını kadın ve erkek birlikte oluşturmakta, bu kavrama her iki cins ancak birlikte anlam kazandırmaktadır. Toplum içinde erkeklere tanınan sosyal, kültürel ve siyasal hakların kadınlara da tanınması durumunda hukuk üstünlüğü ilkesinin tam anlamıyla işlediğini söylememiz mümkün olacak. Aile içinde, özel alanda ve kadın-erkek arasındaki adalet, insan haklarının dünya genelinde başarılı bir şekilde uygulanabilmesi sürecinin en önemli taşlarından biridir. Hakkın üstünlüğünün sağlıklı işlenmesinin temel şartlarından biri, bireylerin ya da toplumsal grupların haklarına saygı gösterip, o hakları kullanabilmelerini sağlamaktır. Medeni bir toplum olabilmek için, nüfusun hiç de azımsanmayacak yarısını teşkil eden kadınların, huzurlu bir toplum düzeninin kurulması sürecinde önemli bir katkısı bulunmaktadır. ..... 1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, kadın bakış açısını hesaba katmadan yazılmış olduğu için, insan hakları ihlalleri ile ilgili tüm ilhamını ve örneklerini gene erkeklere ait olan kamu alanından alıyor ve bu hali ile de kadınları dışlıyor. Siyasi bir tutuklunun işkenceye tabi olmasını bir insan hakkı ihlali olarak tanımlarken, kadınların binlerce yıldır uğradıkları aile içi şiddet ve cinsel taciz insan hakları ihlali olarak görmüyor; genç kız ya da kadının -aile namusunu ihlal ettiği gerekçesi ile- öldürülmesini insan hakkı ihlali kapsamına almıyor. Kadınların içinde bulundukları fiili eşitsizlik, bir yandan haklarının verilmemesi, diğer yandan da ana ihtiyaçlarının hak olarak kabul edilmemesi nedeniyle beslenerek sürüyor. Türkiye'de yaşanmaya devam eden kadınlara özgü insan hakları ihlalleri listesini değişik alanlarda çeşitlendirerek uzatmak mümkün: Aile içi şiddet, namus cinayetleri, gerekli terbiye ve eğitim alınmadığı ve cahilliğin kol gezdiği iş yerlerinde, sokakta yaşanan cinsel taciz olayları vs. Ancak bunların en önemlisi en temel insan hakkı olan eğitimden mahrum bırakılmaktır. Sırf inançları gereği başlarını örten kız öğrencilerin geçersiz mazeretlerle okullara alınmayışı en anlamsız insan hakkı ihlali olarak görülmektedir."(*) ..... (*) Emina Deliloviç-Sefine/Eylül 2008