‘Türk Müslümanlığı' nedir?

A -
A +

Türk Müslümanlığı tabirini önce, bütün zaman ve mekânlarda Türkçe şiir söyleyen en büyük şairimiz Yahyâ Kemâl kullandı. 86 yıl önce, 1920'de... Üstâdım Yahyâ Kemâl, aynı zamanda müstesna bir mütefekkirdir. Osmanlı ve Fransa tarihlerini derinlemesine, siyasî ve kültürel bütün unsurları ve detayı ile biliyordu. Yahyâ Kemâl, İstanbul Üniversitesi'nde müderris (ordinaryüs profesör) idi. Kendisinden çok yaşlı bir ilâhiyat müderrisi, yazısını okuyunca kaç türlü Müslümanlık var? dedi. Bir ilâhiyatçının yalnız Müslümanlığın değil, her dinin, türlü türlü çeşidi bulunduğunu çok iyi bildiği muhakkaktır. Çeşitlilik mezheplerle sınırlı değildir. Aynı zamanda örfe, âdete, her kavmin uygulamasına, algılamasına dayanır. Yahyâ Kemâl, Türk milliyetçisidir. Türk milliyetçiliğini en iyi, en doğru, en güzel anlayan ve anlatan fikir adamımızdır. Muhâtabı muhterem müderris ise, elbette Türk'ü seven, panislam akıma mensup bir zât idi. Türk Müslümanlığı, Karahanlı hâkanı Abdülkerim Satuk Buğra Han'ın 921 yılında Sünnî Hanefî ve Mâtürîdî İslâm'ı, bütün Türkler için, tek resmî devlet dini ilân etmesiyle oluşmaya başlar. Hâkanımız, İmâm Mâtürîdî ile çağdaş, aynı ülkenin çocuğudur. İmâm-ı Âzam da aynı topraklardan çıkmıştı. Her ikisi de Arap değildir. Mâtürîdî itikat sisteminin, çağdaşı İmâm Eş'arî sisteminden, bilhassa irâde-i cüz'iyye'yi vurgulaması ile ayrıldığı malûmdur. Satuk Buğra Han'dan bir asır sonra, gene Türkistan'da, Ahmed Yesevî, tasavvufu, Türk Müslümanlığı'na ayrılmaz bir parça olarak ekledi. Tasavvuf, Türk fikir tarihinin en büyük ve köklü akımıdır. Bir bozkır milletini, Osmanlı'da şâhikasını bulan estetiğin zirvesine yüceltti. Pîr-i Türkistân Yesevî, Horasan erenlerini Anadolu'ya saldı: Dünyanın en ulu ümanistleri, Mevlânâ, Hacı Bektaş, Yûnus, Nasreddin Hoca, Sultan Veled, Hacı Bayram... yeni anayurdumuzu aydınlattı, gönüllere nûr saçtı. Tevârüs ettiğimiz Osmanlı sisteminde hem din, hem tarikatler, devlete bağlıdır. Bu sistem, başka hiçbir İslâm ve Türk devletinde mevcut değildir. Osmanlı'ya mahsustur. Dini, devletten soyutlayarak kendi başına bırakmak bahis konusu olmaz. Düzen budur. Aksi, anarşidir. Türk Müslümanlığı'nın diğer bir vasfı, başka din mensupları ile yan yana, iç içe yaşayabilmekteki o asırlar için inanılmaz becerisidir ki, geçen asra kadar Hristiyan Avrupa'da uygulanamadı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.