Avrupa Birliği üyesi 15 devletle Gümrük Birliği ortağıyız. Üye olmaksızın Gümrük Birliği'ne giren ilk ve son devletiz. AB yolunda önemli merhale geçtiğimiz için 10 yıl önce çok sevinmiştik. Şimdi Avrupa Birliği'ne giren 10 yeni üye ile Gümrük Birliği Ek Ortaklık Protokolü imzaladık. Bahis konusu 10 yeni üye arasında bulunan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'ni tanımadığımızı, hemen akabinde, bir deklarasyonla ilan ettik. Bu çapraşık muamelelere, 1980 yılında Yunanistan'la beraber ve 10. üye olarak birliğe katılmadığımız için katlanıyoruz ve daha nicelerine katlanacağız. İspanya, Portekiz, Avusturya, İsveç, Finlandiya'dan önce üye olabilecektik. Bugün per capita 30.000 dolar seviyesinde idik. Bu kategoriden tarihî hatalar, Türkiye'yi yoksul ve problemli bıraktı. Dünkü eyaletlerimizin gerisine düşürdü. Türk'e yakışmaz yaramaz hallere düçar olduk. Tarihimizin akışı değişti. Nesillerin canına okuduk. Hükûmet ek protokolü imzalamayıp ne yapacaktı? Avrupa'dan vazgeçip Asya ve Afrika blokuna mı girecektik? (Açıkça bu bloka geçelim diyenlerimiz var.) Milliyetçilik ve yurtseverlik, vatanın yüce menfaatlerine sahip çıkmakla olur. Romantik palavra edebiyatı üreterek, tafra atarak, fiyaka yaparak, racon keserek mümkün değildir. PKK konusuna gelince, çeteleri ve teröristleri, kendi topraklarımız içinde halledelim. Bu iş için ne eksiğimiz varsa tamamlayalım. Sınır aşarak başarı mümkün değildir. Kerkük'e kaçtılar. Oralara uzanamayız. En büyük komşumuz Birleşik Amerika ile sıcak temasa giremeyiz. Çabuk, kararlı, ama soğukkanlı davranalım. Bu arada asayişe dikkat kesilelim. Amerika'nın PKK'yı yok etmesi ihtimal dışıdır. İkinci Tezkere'nin reddinden sonra Amerika için böyle bir imkan kalmadı. Washington'un haydut devlet ilan ettiği ülkeleri kollayan bir dış politika bizi, Büyük Kürdistan ve Büyük Ermenistan çizgisine götürür. Türk dünyası ile irtibatlarımızı engeller. Türkiye'yi Brüksel kapısından döndürür. Sürekli yazdığım bu gerçekleri kavramak niçin bu derecede zor oluyor, anlamak mümkün değil...